28 Ağustos 2009 Cuma

Osman Güler.

 

takımlarda forma giyen eski futbolcu Osman Güler, şu anda Adana Demirsporlu futbolcuların koruması olarak görev yapıyor.
Evli ve 2 çocuk babası bir güvenlik görevlisi olan Osman Güler (51), geçimini sağlayabilmek için Adana Demirsporlu futbolcuların koruması oldu. Osman Güler, Adana Karataşgücü'nde başladığı futbol yaşamında, bir süre sonra Adanaspor'a transfer oldu. Adanaspor'daki yıllarını, "Futbol hayatımdaki en güzel yıllardı" diye ifade eden Osman Güler, 1985 yılında Kayserispor'a transfer edildi. İki yıl 1. Lig'de forma giyen Güler, daha sonra Mersin İdmanyurdu'na, oradan Siirt Köy Hizmetlerispor'a, son olarak da Adana Polisgücü'ne transfer oldu.
Futbola, Adana Polisgücü'nde veda eden Osman Güler, "Futbola Adana'da başladım, Adana'da bıraktım. Şimdi değişik bir kurumda hizmet veriyorum. Adana'da olmaktan da çok mutluyum. Adanaspor'un ligden çekilmesine üzüldüm" dedi. Eskiye nazaran günümüzde futbolun daha farklı bir konumda olduğunu belirten Osman Güler, "Şimdiki futbolcular çok şanslı. Eskiden imkanlar kısıtlıydı. Bizim dönemimizde para azdı ama değerleri farklıydı" diye konuştu.
Posted by Picasa

25 Ağustos 2009 Salı

Karşı yaka maçına giriş çilesi.

 

Maçın ilk 20 dkları felan stad dışında destek veriyorduk.Birden kalabalık apartmana dogru koşunca birde baktım , herkes damlara koşuyor.Kapıyı nasıl actılar bilmiyorum.

Merdivenlerden cık cık cık cık , dama cıkıyoruz sanıyorum , bir baktım kendimi bi evin odasında buldum.Ev sahibi Yaşlı Teyzeden Allah razı olsun Kocaman Balkonunu bizlerle paylaştıgı için. Balkondan Dama merdiven dayadık sıgmayanlar dama geçti. Çok güzel eylenceli oldu.

Teyzeee Teyzeeeee...
Mekanın Cennet olsun lalalalalayyy ALlah razı olsun lalalayyyy ,, bestelerindede koptuk
Güzel bir başlangıç oldu , Sırada Mersin var.
amesyo

keske qelseydi karşıyakalı arkadaslar iki apartman doldu birini size verirdik kimse izin vermiyor en son apartmanın dam kilidini kırmaya çalıştık baktık olmuyor arkadasın bitanesi nerden esmişse elektirik saatlerının içine bakmış anahtarı bulmus açtık rahat rahat izledik fotolar videolar düşer yarına. . .maçtan önce karsıyaka malzemecisiydi sanırım stadın etrafında turlarken öyle konustuk siz iyisiniz dior biz napacagız 12 hafta ancak içerde maç oynayacagız. . .

inonuparkı
Posted by Picasa

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Acı kader işte.

 



Sarı lacivertlilerde kan kaybı devam ediyor. Adana karşısında oyuna tutuk başlayan F.Bahçe, 18. dakikada Mirkoviç'in kendi kalesine attığı golle sarsıldı. 44'te Necati, penaltı golüyle farkı ikiye çıkardı.

Yine Dereli yine öfke
Soracak, istifa edecek
Saran bırakıyor

F.BAHÇE'de kan kaybı devam ediyor. 3 puana hasret kalan sarı lacivertliler, Altay'dan sonra Adanaspor'a da yenildi. Şampiyonluk parolasıyla ikinci yarıya giren, umudunu UEFA Kupası'na bağlayan Kanaryalar, puan hovardalığını sürdürdü: 3-1.

Ligde kalma savaşı veren Adanaspor Necati (2) ve Z.Mirkoviç'in kendi kalesine attığı golle 3 puana ulaşırken, sarı lacivertli ekibin tek golünü Semih attı. Fatih Akyel ise bir sezonda üçüncü kırmızı kartını gördü.

18'nci dakikada Volkan'ın sağdan kullandığı serbest atışta, Bescastnih'in kafasından seken top önce Cafer, sonra Mirkoviç'e çarparak filelere gitti: 1-0.

44'üncü dakikada Cafer, ceza alanında Ümit ile girdiği ikili mücadelede kendini yerde buldu. Verilen penaltıyı Necati gole çevirdi ve durumu 2-0 yaptı.

69'uncu dakikada Bescastnih ile verkaça giren Semih, ceza yayı üzerinden sert ve yerden bir vuruşla durumu 2-1 yaptı. 80'inci dakikada Adanaspor bir penaltı daha kazandı. Ceza alanı içinde Fatih'ten sıyrılmak isteyen Necati kendini yerde buldu. Hakem penaltıyı verdi, Fatih'e kırmızı kart gösterdi. Atışı kullanan Necati farkı yeniden ikiye çıkardı: 3-1.
Posted by Picasa

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Can Kozanoğlu Röportajı

 

Can Kozanoğlu Röportajı/2002 #1
Bu çağın getirdiği yeni taraftar tipi mi?
C.K.: Olumsuzluk eskiden de vardı. Didi'nin zamanında Ersoy vardı. Her maçın 20. dakikasında Kapalı'nın ortasından "Ersoy dışarı" diye bağırılırdı, adam iyi de oynasa, kötü de oynasa... Hatta o tezahüratı başlatan bir adam da vardı.
Fenerbahçe'de taraftarın futbolcuya etkisi diğer takımlara göre daha fazlaymış gibi görünüyor.
C.K.: Bence bu tespit o kadar doğru değil. Biraz evvel anlattığım fasit dairenin taraftar tarafından kurulması ve takıma çok zarar vermesi olayı Beşiktaş'ta da yaygın. Fenerbahçe taraftarı gibi onlar da "bir olumsuzluk olsa da tepki göstersem" gibi bir havaya giriyor. Bunun en büyük kurbanı Trabzonspor. Bakıyorum Trabzonspor taraftarına, takımına, yönetimine, öyle bir hava oluşmuş ki, o takım kolay kolay iflah olmaz. Briegel doğru bir tercih ama o havada başarı imkânsız. İkinci takımım Adanaspor, hem Adanaspor hem Adanademirspor taraftan yapıyor bunu. 5. dakikada başlıyorlar takımlarına küfretmeye, Adana gibi potansiyeli yüksek bir şehrin yıllardır 1. Lig'de bir takımını barındıramaması, gelmesi gitmesi biraz da bu sebeplerdendir. Türkiye'de yine de en büyük kurbanı bunun Trabzonspor'dur.
Posted by Picasa

21 Ağustos 2009 Cuma

Cimbom evinde buz kesti.

 

Süper Lig'de bu akşam oynanan maçta Galatasaray, Adanaspor ile 2-2 berabere kaldı. Lig'de düşme noktasında bulunan Adanaspor, 22. dakikada Cafer'le öne geçti. Lukunku 24'te durumu 1-1 yaptı. İlk yarının uzatma dakikalarında Volkan'la Adanaspor devreyi üstün kapadı: 1-2. 50. dakikada Lukunku birkez daha sahneye çıktı; durumu 2-2 yaptı. Ümit Karan'ın tartışmalı pozisyonunda hakem önce golü verdi ardından iptal etti. Ergün'ün bir şutu direkten döndü. Galatasaray skorda Adanaspor'a üstünlük sağlayamadı, şampiyonlukta altın değerinde 2 puandan oldu.
Posted by Picasa

27.04.2003

Eskişehir maçımızın hürrüyete yansıması.


18 Mayıs 1998
Helal sana Adana: 4-0

Eskişehirspor'u gole boğan turuncu beyazlılar, 7 yıl aradan sonra Birinci Lig'e yükseldiler
Taraftarlarının bayram yerine döndürdüğü statta, maçın ilk dakikalarından itibaren rakip kaleyi abluka altına alan Adanaspor, Eskişehirspor karşısında hedeflediği sonuca zorlanmadan ulaştı. Gözü sahada, kulağı İstanbul'daki maçta olan turuncu beyazlılar, 90. dakika sonunda 1.lige yükselme sevincini taraftarı ile paylaştı.
Yedi yıllık hasret bitti
1966 yılında kurulan Adanaspor, 1970-71 sezonunda 2.Lig şampiyonu olarak 1.Lig'e yükseldi. 1980-81 sezonunu şampiyon Trabzonspor'un ardından ikinci sırada bitirme başarısını gösteren turuncu beyazlılar, ülkemizi 3 defa UEFA Kupası'nda temsil etti. Ancak kupaya ilk turlarda veda etti.
12 sezon mücadele ettiği 1.Lig'e 1983-84 sezonu sonunda veda eden Adanaspor, 1987-88 sezonu sonrasında tekrar 1.Lig'e yükseldi. 1990-91 sezonunda tekrar küme düşen turuncu beyazlı takım o tarihten bu yana 2.Lig'e mücadele ediyordu. Son iki sezondur 1.Lig'e yükselme şansını son maçlarda kaybeden turuncu beyazlılar, 7 yıllık 1.Lig hasretine nihayet son verdiler.
20 dakikalık rötar
5 Ocak Stadı'nda Adanaspor sahaya çıkarken adeta yer yerinden oynadı. Tribünleri tıklım tıklım dolduran turuncu beyazlı futbolseverler, ‘‘Şampiyon Adana'' sesleriyle yeri göğü inletti. Taraftarların sahaya attığı konfetiler yüzünden saha bir anda bembeyaz bir görüntüye bürünürken, konfetilerin temizlenme çalışmaları yüzünden maç 20 dakika geç başladı.
ADANA BAYRAMI
Eskişehirspor maçı öncesinde taraftarlarının bayram yerine çevirdiği Adana 5 Ocak Stadı, Adanaspor için Birinci Lig'in giriş kapısı oldu. Stres altında geçen 90 dakika boyunca, Birinci Lig'e çıkmak için tüm güçlerini ortaya koyan Adanasporlu futbolcular, bitiş düdüğüyle çılgınca sevindi. Taraftarıyla kenetlenen turuncu beyazlılar Birinci Lig coşkusunu doyasıya yaşadı.
Şölen gibi maç
Adanasporlu taraftarlar, takımlarının dün Eskişehirspor ile oynadığı karşılaşmayı şölene çevirdiler. Maçtan önce 1954 Adanaspor taraftarlar Derneği üyesi 150 kişi, tribünleri turuncu beyazlı bayrak, flama ve konfetilerle süsledi. Sabahın erken saatlerinden itibaren konvoylar oluşturan, turuncu beyazlı bayraklarla şehirde tur attı.
Sabah saatlerinden itibaren stat gişeleri önünde uzun kuyruklar oluşması yüzünden öğleye doğru doğru açılan kapılar, stat tamamen dolduğu için saat 13.00'te kapatıldı. Stada giremeyen binlerce taraftar dışarda kaldı. Bayan ve öğrencilerin ücretsiz izlediği maçı seyreden 18 bin 397 biletli seyirci, gişelere 5 milyar 472 milyon 350 bin lira hasılat bıraktı.
Geçen yıl Birinci Lig'in kapısından dönen Adanaspor, bu kez mutlu sona ulaştı. Eskişehirspor'u 4-0 yenen turuncu beyazlılar, aynı puandaki Denizlispor'u gol averajı ile geçerek 1.Lige yükseldi.
Karşılaşma 30 bin taraftarın sahayı konfeti yağmuruna tutması nedeniyle 20 dakika geç başladı. 5 Ocak Stadı'nın yeşil çimleri konfetilerle beyaza bürünürken, görevlilerin sahayı temizlemesi 20 dakika sürdü. 8.dakikada gelişen Adanaspor atağında K.Hamdi'nin ara pasıyla buluşan Korhan sert vurdu. Meşin yuvarlak üst direğe çarparak ağlarla buluştu: (1-0).
34.dakikada Altan'ın çaprazdan pasında K.Hayati'nin bıraktığı topa ceza sahası içinde sert vuran K.Hamdi durumu 2-0 yaptı. İlk yarı bu skorla kapandı.
55'inci dakikada Emrah'ın kullandığı köşe atışında topa iyi yükselen B.Hamdi sert vurdu. Yere çarpan meşin yuvarlak filelerle buluştu: (3-0). 85'inci dakikada K.Hamdi köşe atışından gelen topu iyi takip ederek şık bir kafa vuruşuyla arayı açtı:(4-0).
Maçın kalan dakikasında gol gelmeyince maç Adanaspor'un 4-0 galibiyetiyle sona erdi. Adanaspor, böylece 1'inci Futbol Ligi'ne yeniden dönmüş oldu.
STAT: 5 Ocak
HAKEMLER: Orhan Erdemir (***), Maksut Balta (***), Celal Karahalil (***)
ADANASPOR: Hasan (***)- Emrah (****), Korhan (***) (Dk.63 Volkan ***), K.Hayati (***), B.Hamdi (****)- B.Şenol (***), K.Şenol (***), B.Hayati (***) (Dk.82 Mehmet **), Altan (***)- K.Hamdi (****), Sertan (***) (Dk.88 Ender)
ESKİŞEHİRSPOR: Seyit (*)- Recep (*), Hüseyin (*), Halit (**), Hacı (*) (Dk.61 Bayram *)- İbrahim (**), Volkan (*), Haydar (*), Cem (*)- Yasin (*) (Dk.35 Serkan *), Mesut (*)
GOLLER: Dk.8 Korhan, Dk.34 ve 85 K.Hamdi, Dk.55 B.Hamdi

F.Bahçe'den teklif gelse bile kabul etmem’’


Adanasporda teknikdrektörlük yaptığı yıllarda Rıdvan dilmenden bizleri onurlandıran,aynı zamanda gururlandıran sözler.
Adanaspor Teknik Direktörü Rıdvan Dilmen, ‘‘Hedefi olan takımlarda görev yaparım. F.Bahçe'den teklif gelse bile kabul etmem’’ dedi. Adana Anadolu İletişim Meslek Lisesi'nde düzenlenen panelde öğrencilerin sorularını yanıtlayan Dilmen, ‘‘F.Bahçe'de antrenörlük yapmak gerçekten çok zor. Bu yönde bir teklif gelmedi. Gelse de kesinlikle kabul etmem’’ diye konuştu.
hürriyet ariv.

Futbolun Türkiye''ye gelişi

Futbolun Türkiye''ye gelişi
Modern futbolun İngiltere''den çıkarak yayılması sırasında Osmanlı İmparatorluğu''nun belli başlı ticaret limanlarındaki kentlere yerleşen İngilizler futbolu ülkemize sokan kişiler olmuşlardır. İstanbul, İzmir, Selanik futbolun oynandığı ilk 3 şehir olmuştur. Buralarda İngilizler futbol oynarken Rumlar da onlara katılmışlar ve hem futbol oynayanlar hem de takımlar önemli sayıda artmıştır. Osmanlı topraklarında ilk futbol maçının 1875''te Selanik''te oynandığı bilinmektedir. 1877 yılında ise İzmir''in Bornova çayırlarında futbol maçları yapılmıştır. Ancak, bu sıralarda Müslüman gençlerin futbol oynamaları hoş karşılanmayacağı için Türklerin futbol oynamaları için biraz daha süre geçmesi gerekmiştir. İzmir''de ilk futbol kulübü 1894 yılında İngilizler tarafındanFootball Club Smyrnakurulmuş ve adı "Football Club Smyrna" olmuştur. İstanbul''da futbol oynanmaya başlanması ise ancak 1895 yılında Kadıköy ve Moda''da olmuştur. İzmir''den İstanbul''a göçen İngilizler burada futbol oynamışlardır. Buradaki Rumlar da futbola merak salmışlardır ve futbol İstanbul''da çok büyük bir hızla yayılmıştır. 1897, 1898, 1899, 1904 yıllarında İzmir karması ve İstanbul karması 4 maç oynamışlar ve bunların tümünü İzmir karması kazanmıştır. 1906 yılında Atina''da düzenlenen "Ara Olimpiyat"ta İzmir karması ve Selanik karması yer almıştır. İzmir karması bu turnuvada 2., Selanik karması da 3. olmuştur. İzmir karması İngilizlerden, Selanik karması ise Rumlardan oluşuyordu.
http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Futbol

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Çizgi Komedisi.

 

Çizgi komedisi

Turuncu beyazlı takımın eski teknik direktörü Bahri Kaya'nın küçülttüğü 5 Ocak Stadı'nın saha ölçülerini yeni patron Yılmaz Vural normal haline getirdi. Ancak Hakan Keleş'in golünde oyuncular eski çizgiye dikkat edince, topu ağlarında gördüler.

ADANA 5 Ocak Stadı'nda son yılların en ilginç olaylar dizisi önceki gün oynanan Adanaspor-A.Gücü maçında yaşandı. Ligin sıkıntılı takımlarından Adanaspor, zorlu A.Gücü maçı öncesi eski teknik direktörü Bahri Kaya'nın 4 çizgiden de yaklaşık birer metre daralttırdığı sahayı, yeni teknik direktör Yılmaz Vural normal ölçülerine getirdi.

3 taç el değiştirdi

Ne olduysa bundan sonra oldu. Turuncu beyazlılar, karşılaşmanın ilk dakikalarında başlayarak tam 3 kez sahanın içinden taç atışı atıp topun rakibe geçmesine olanak tanıdı. Herkeste şaşkınlık yaratan çizgi farklılığı ikinci gol sonrası büyük tartışmalara neden oldu. A.Gücülü Simao'nun sol taraftan sıfıra inerek, yaptığı oratada oyuncular yine çizgi aldatmacasıyla yüz yüze kaldı.

Dışarıdan döndü!

Topun dışarıdan döndüğünü iddia eden kaleci Murat ve savunma oyuncuları, Hakan Keleş'in arka direkte attığı ikinci golde, eski çizgiye daha dikkatli bakmanın kurbanı oldu. Böylelikle Adanaspor, çizgi kurbanı oldu. Bu arada sahanın eski çizgilerini de farkeden turuncu beyazlı taraftarlar, ‘‘Maç eğer daha önceki küçültülmüş sahada oynanmış olsaydı, top auta çıkmış olacak, gol de sayılmayacaktı'' demekten kendilerini alamadılar.
Adnan POYRAZ
Posted by Picasa

Nurettin yıldız.

Nurettin Yıldız
Daha önce de 1982-86 yılları arasında Fenerbahçe kalesini koruyan Nurettin Yıldız, Fenerbahçe kalecisi Toni Schumacher'in zamansız hastalanması nedeniyle Adanaspor'dan devre arasında transfer edilmiştir. Futbolu bıraktıktan sonra A Milli Takımda yardımcı teknik adamlık yapan Yıldız, Mustafa Denizli ile birlikte 2000-01 sezonunda Fenerbahçe'de şampiyonluk sevinci de yaşamıştır.

Arıza teknik direktör.

 

Arıza Teknik Direktörler #3; Gheorghe Mulţescu

Türk futbolu kurtarıcısını hep yurt dışında aradı. Almanlar, Brezilyalılar ve İngilizler derken sıra 90'lı yıllarla birlikte Romenlere geldi. Gheorghe Hagi'nin Galatasaray'a transfer oluşuna kadar pek de dişe dokunur olmayan Romenler, Türk futboluna konuk oldu.

İşte o dişe dokunmayan Romenlerin en ilginci 1993 senesiyle birlikte Türkiye'ye adım atan Gheorghe Mulţescu'ydu. Türkçe'ye Gigi Multescu olarak devşirilen Romen teknik adam, teknik direktörlük hayatının 3. yılında Samsunspor'un başına geçti.

Multescu'nun pek de parlak olmayan teknik direktörlük kariyerinin en iyi günleri Samsunspor'da geçti. Bogdan Stelea gibi Romenlerin en ünlü kalecisini bir yıllığına dahi olsa Samsun'a getirmeyi başaran Gigi, bir Samsun efsanesi olan Daniel Timofte'yi de transfer eden isimdi.

Fakat Multescu, transfer ettiklerinden ziyade etmedikleriyle gündeme oturdu; Hollandalı ünlü golcü Jimmy Floyd Hasselbaink'i Samsun'a kadar getirtip beğenmeyen Multescu, Finlandiya'nın Litmanen'le birlikte en ünlü futbolcusu Sami Hyypia'yı da Samsun'a getirmiş fakat fiziki yetersizliği yüzünden transfere onay vermemişti.

Samsunspor'da 3 yıl görev yaptıktan sonra 2000 yılına kadar sırasıyla Kayserispor, Adanaspor ve Ankaragücü'nde görev yapan Gigi, 2002'ye yani Gaziantepspor'un başına geçene kadar Romanya'da görev yaptı.

2002'de Gaziantepspor'un başına geçen Multescu, 2003'te Türkiye'deki ilk göz ağrısı Samsunspor'a geldi fakat eski başarısının kenarından bile geçemedi. Bu da efsaneler, efsane oldukları takıma ikinci gelişlerinde kaybederler kuralının bir diğer örneği oldu.

2007-2008 sezonunun başında kısa bir süre için Kahramanmaraşspor'un başına geçen Gigi, Türk vatandaşlığına kabul edilmeyince istifa etmek zorunda kaldı ve Türkiye defterini şimdilik kapatmış oldu.

Multescu'dan Türkiye'ye kalanlar ise 4 büyüklerle oynadığı her maçtan sonra yaptığı "biz anadolu takım, hep biz eziliyor... şok yazık şok" cümlesi oldu. Gigi'nin şimdiki durağı Romanya 2. lig takımlarından FC Progresul Bucureşti. Siz onu 1994-2007 dönemlerindeki ismi, F.C. National Bucharest adıyla da hatırlayabilirsiniz.
Posted by Picasa

Not:Bizde Adanasporda çalışırken takım bir türlü dikiş tutturamıyordu.
Bizlerde çiçek yaptırıp çeaşa takımın antramanını izlemek ve moral vermek için gitmiştik.
Dede ve ekibide gelmişti.
Takım çeaşa geldi futbolcular otobüsten inerken güller verildi tek tek futbolculara.
Arakasından meşaleler yakıldı futbolcular antraman sahasına girdiler.
Bekliyoruz antraman başlıyacak bir türlü antraman başlamıyor.
İçerde neler oluyor bir açıklama bekliyoruz Şahabeddin yavuzer sahanın ortasında elinde telefon bir yerlere rapaor veriyor.
Anlamaya çalışıyoruz olup bitenleri.
Derken Ali asım yaklaşıyor yanımıza hoca istifa etti şok oluyoruz.
Neden istifa etti.?
Biz taraftarlar takım kötü giderken böylesi bir desteğimiz yanlış anlaşılıyor arıza teknik adam tarafından.
Sanki bizler arızaya hakaret etmişiz takıma verdiğimiz destek dolayısıyla.
Takım malupken bu hareketi yapmamalıymışız.
Sorarım takımı linç etmeyemi gelmeliydik protosto etmeyemi gelmeliydik.
Biz bize yakışanı yaptık bence.
İyi günde kötü günde turuncu beyaz renklere her zaman destek olmak için ordaydık.
Sonuç arıza istifasını geri aldı antraman başladı.

18 Ağustos 2009 Salı

Adanalı inadı işe yaradı

 


İki sezon önce Orkun ve Zafer gibi iki tecrübeli kalecinin yanına 3. adam olarak gelen Serkan Kırıntılı, Trabzon maçında gösterdiği performansla herkesin dikkatini üzerine çekmeyi başardı.

SERKAN Kırıntılı 2 sezon önce Adanaspor’da forma giyen genç bir kaleciydi... Ankaragücü’ne geldiğinde ise A milli takım kadrosunda yer alan Zafer Özgültekin ve Orkun Uşak gibi iki önemli kaleci vardı.

Adanalı inadı ile yılmadan çalıştı, sonunda A takım formasını aldı. Trabzonspor maçında sergilediği süper performans ile hem takımını farklı yenilgiden kurtarıp bir puan almasını sağladı hem de taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandı.

21 yaşındaki Gazi Üniversitesi öğrencisi Serkan, Sarı-Lacivertli takımdaki ilk sezonunda sürekli yedek kaldı. Geçen sezon Orkun’un sakatlanmasıyla kaleyi devralan Serkan, bu maçtaki performansıyla teknik direktör Hikmet Karaman’ın gözüne girmeyi başardı ve sezon sonuna kadar ilk 11’de görev yaptı.

Bu sezon Bozinoski’nin takımın başına getirilmesiyle yeniden Orkun’un yedeği durumuna düşen Serkan, ligin 4. haftasında Hikmet Karaman’ın göreve gelmesiyle Orkun’dan kaleyi devraldı. Serkan, son olarak 2-2 beraberlikle sonuçlanan Trabzonspor karşılaşmasında yaptığı birbirinden güzel kurtarışlarla herkesin beğenisini kazandı.

Futbola Adanaspor altyapısında başlayan ve bu kulüpte profesyonel olan Serkan Kırıntılı, iki sezon formasını giydiği Adanaspor’un ligden düşmesinin ardından, Ankaragücü ile 5 yıllık sözleşme imzaladı.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ

Başkent’te oynamaktan gurur duyduğunu anlatan Serkan, "Buraya geldiğimde kaleyi Zafer ve Orkun ağbeyler koruyordu. Ben, onların yedeğiydim. İkisi de milli futbolcuydu ama ben de Avrupa ikincisi olan genç milli takım formasını giyiyordum. Moralimi bozmadım, kendime güvendim. Bir gün kaleyi devralacağımı biliyordum ve bunu başardım. Orkun ve Zafer ağabeylerden çok şey öğrendim. Her ikisine de teşekkür ediyorum" dedi. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğrencisi olan Serkan, her futbolcu gibi kendisinin de en büyük idealinin A Milli Takım formasını giymek ve üç büyük kulüpten birinde futbol oynamak olduğunu söyledi.

Serkan Kırıntılı Ankaragücü’nün yaşadığı sıkıntılı dönemin geçici olduğunu iddia ederek, "Alacağımız ilk 3 puandan sonra çıkışa geçeriz ve ligi ilk yarısını orta sıralarda tamamlarız" diye konuştu.
Posted by Picasa

Deli fişek Cafer.

 

Korkut GÖZE
Ümit Milli Takım'da Cafer'in hocalığını yapan Fatih Terim, onu şöyle tarif ediyor: ‘‘Golü böylesine iyi koklayan ve başarı için ölesiye çaba gösteren Cafer gibi bir futbolcuya az rastlanır.’’
Kalbini kırdığı veya küstürdüğü bir insandan özür dilemek için saatlerce etrafında pervane gibi dönen... Ve dostları için hiç çekinmeden üç-dört kişinin arasına dalıp, korkusuzca dövüşen bir delikanlı...
Onu Fatih Terim'e sorun. Diyecek ki...
‘‘Golü, böylesine iyi koklayan, başarı için ölesiye çaba gösteren onun gibi bir futbolcuya az rastlanır. Türkiye'nin en iyi futbolcularından.’’
Peki, Fatih Terim'in övgü ile söz ettiği ve Ümit Milli Takımı'nda hocalığını yaptığı bu deli çocuk, niye G.Saray formasını giyemedi?
Bir zamanlar Florya'da G.Saray yönetiminde adı geçti ama konu şöyle noktalandı...
‘‘Kim onunla başa çıkacak. Aman uzak dursun.’’
HİÇ RAHAT DURMADI
Kendini: ‘‘Ben sevimli bir deliyim’’ diye tarif eden Cafer Aydın, bugüne kadar 7 takımın formasını giydi. Gençlerbirliği, Kayserispor, Bursaspor, Antalyaspor, Ankaragücü, Rizespor, Adanaspor...
Gittiği hiçbir takımda rahat durmadı. Ya bir olay ya da bir kavgaya karıştı... Ancak, tekrar Ankaragücü'ne dönüşünde Cafer'in huyunda beklenmedik gelişmeler oldu. O deli dolu sevimli Cafer sakinleşti, duruldu... Bunun elbette bir nedeni olacaktı?
Hemen söyleyeyim... Ankaragücü Kulübü Başkanı Cemal Aydın, onu oğlu gibi sevdi. Yönetici Mümtaz Karakaya ile Dr.Salim Türker'in ona sıcak yaklaşımları Cafer'i yavaş yavaş özlenen çizgiye çekmeye başladı.
DEVEDE KULAK KALIR
Ve Cafer geçen sezonu olaysız ve patırtısız kapatmayı başardı. Yine de bazı şeyler oldu. Ama devede kulak kalır.
Ne mi oldu? G.Saray maçının devre arasında hocası Hayati Soydaş ile tartıştı. Bu da iki dost arasında geçen ufak bir atışmadan başka bir şey değildi. Başladığı gibi hemen kapandı...
En büyük özelliği, sevgili Fatih Terim'in de söylediği gibi gole olan duyarlılığı ve ona kavuşmak için gösterdiği çabadır...
Bu iki özellik onu hep aranan ve istenilen futbolcu kıldı. Bir başka özelliği de beklenmedik anda, hiç kimsenin beklemediği noktalardan savurduğu şutlardır. Bunların çoğu golle sonuçlanır. Ve yine bu gollerin bazıları da TV'lerin spor programlarına jenerik olur...
DÜŞÜNDÜLER TAŞINDILAR
Ve bu deli çocuk, sezon sonunda Beşiktaş'ın da gündemine geldi. Hatta Yıldırım Demirören ile konuştu da... Ancak, Beşiktaş yönetiminden okey çıkmadı. Yöneticiler düşündüler taşındılar ve şu sözlerle Cafer'in Beşiktaş'a gelişini gündemden kaldırdılar...
‘‘Nouma ile Ali Eren'i sildik. Cafer'i mi alacağız?’’
Peki, Cafer'in Trabzonspor'a transferi nasıl gerçekleşti?
G.Birliği'nden Cafer'in hocası Sadi Tekelioğlu onu iyi tanıyordu. Huyunu suyunu biliyordu. Yetenekleri konumunda da hiç şüphesi yoktu. Ve ona kefil oldu.
Cafer, bazı idealleri olduğunu söylüyor. Önce bir büyük takımda oynamak. Trabzonspor'a transferi ile bunu gerçekleştirdi. Şimdi sırada hep düşlediği bir lig şampiyonluğu var. Ve çokça gol atmak...
UNUTULMADI
Geçen sezon sakatlığı nedeni ile tam 18 hafta sahalarda görünmedi. Ve sadece 9 gol attı. Ancak, 5 gole de asist yaptı. Bu arada, F.Bahçe'yi 2-1 yendikleri maçta attığı iki golün ikisi de birbirinden güzeldi.
Sezonu 3 sarı kartla kapattı. Hiç kırmızı kart görmedi. Bu da yavaş yavaş akıllandığının en çarpıcı bir işaretiydi...
Trabzonspor'da gol krallığına oynayacağına inanıyor. Atacağı golün rakamını da veriyor...
‘‘20'yi mutlaka geçerim. 30'a kadar yolum var.’’
Bu sezon Trabzonspor'da izleyeceğimiz Cafer Aydın, 29 yaşında. Eşi Banu hanım Hacettepe Üniversitesi mezunu, oğlu Berkay ise, dünyadaki en büyük hazinesi...
Dilerim, bu deli çocuk Trabzonspor'da akıllı bir sezon geçirir. Çünkü, o şimdiye dek ne kaybettiyse hep kafasından kaybetti...
Posted by Picasa

Cafer Aydın.

 

Kontrolsüz Güç Güç Değildir... Cafer Aydın...


Türk futbolunun en renkli şahsiyetlerinden biri olarak her zaman hatırlanacak bir isimdir Cafer Aydın. Maçlardaki deli dolu, delişmen halleri ve üstün gol kabiliyetiyle tüm hırçınlığına ve heyecanına rağmen sevdik onu. Özellikle maçlarda kırmızı kart gördükten sonra verdiği görüntüler her zaman ilgi çekecek cinstendi. Ne zaman kart görse, patlamaya hazır bomba olurdu adeta. Agresif futbolcu cafer aydın, az önce kavga ettiğinden ve de halen zibilyon tane küfür edebilecek enerjiyi bünyeden atamadığından dolayı suratı kıpkırmızı kesilirdi. Tıslayarak soyunma odasına inerken bir tv muhabirine rastlarsa yanından hızla geçer, soru soran muhabiri bir yarım metre geçince arkasına döner, hiçbir zaman anlaşılamamış bir şeyler geveledikten sonra kapıya, duvara tekme atarak yoluna devam ederdi. Biraz sakinlemişse burnunu elinin üstüne sile sile içini de dökerdi tabii ki. Bu iki tepki arasında da çok değil, yaklaşık bir 15 saniyelik zaman farkı olurdu.

Cafer Aydın, Gençlerbirliği, Ankaragücü, Adanaspor, Kayserispor ve daha birçok anadolu kulübünde yıllarca aynı çizgide mücadele etmeyi bilmiş, sonrasında da profesyonel futbolu bırakmak zorunda kalsa da bu spordan kopamamıştır. Şimdilerde Sivasspor altyapısında yeni Caferler yetiştirdiğini duymak, açıkçası yüreğimize su serpti...
Kıymeti bilinmeyenler.
Posted by Picasa

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Serkan kırıntılı'nın ilginç hikayesi.



Ünlü Türk teknik adamın 7 yıl önce Adanaspor’u çalıştırırken genç takım kalecisi Serkan Kırıntılı’ya, Ramazan ayında 100 mark fitre verdiği ortaya çıktı. Serkan "O zamanlar annem ve babam çalışmıyordu. Aldığım o 100 markı hemen anneme verdim" dedi.

HALEN Ankaragücü’nü çalıştıran Hikmet Karaman’ın, Fatih Terim tarafından A Milli Takıma çağrılan Serkan Kırıntılı’ya, 7 yıl önce Ramazan ayı içerisinde 100 mark fitre verdiği ortaya çıktı. 1999-2000 sezonunda Adanaspor’da görev yapan Karaman’ın, yardımcısı Ahmet Ziya Yüce’nin önerisi üzerine bu fitreyi verdiği saptandı.

Yüce’nin, Karaman’a, "Genç takımda yetenekli bir kaleci var. Ama çok gariban. Fitre olarak dağıtmam için bana verdiğin 2 bin markın, 1900 markını dağıttım. Geriye 100 mark kaldı. Onu da o kaleciye verelim" teklifi üzerine bu ilginç olayın gerçekleştiği belirlendi. Karaman’ın bu olayı unuttuğunu göz önünde bulunduran Yüce, geçen ay İtalya ile oynanan A milli maç öncesi Karaman’ı arayarak, "Yıllardır bugünü bekliyordum. Fitre verdiğimiz futbolcu, A milli takıma çağrıldı" dedi.

Ağlatan telefon

Yüce’nin bu sözleri sonrası hüngür hüngür ağlamaya başlayan ve "Heyecandan konuşamayacağım. Beni 5 dakika sonra ara" diyen Karaman, "İnanılmaz bir olay. Aradan 7 yıl geçti. Sevaplar ve günahlar gizli kalır, ama bu olayın gizli kalmasında bir sakınca yok. Elinden tuttuğumuz bir kardeşimizin, A milli takıma çağrılması beni inanılmaz heyecanlandırdı ve mutlu etti" diye konuştu. Karaman ayrıca, "Her Müslüman gibi, ben de fitremi, zekatımı veriyorum. O Ramazan ayında da Ahmet hocaya dağıtması için 2 bin mark vermiştim. Adanalı olan ve insanları çok iyi tanıyan Ahmet hoca, bir gün yanıma gelerek ’Genç takımda yetenekli bir kaleci var. Ama biraz gariban. Kalan son 100 markı da ona verelim’ dedi. Ben de seve seve kabul ettim. Bu çocuk, daha sonra Seyhan Oteli’ne geldi. Ben de 100 markı verdim. Tabii aradan yıllar geçti. Unuttum. Serkan o zamanlar ufacık bir çocuktu. Yolumuz geçen sezon A.Gücü’nde kesiştiğinde de bana bir şey söylemedi. Terim’in milli takım kadrosunu açıklaması sonrası olay, ortaya çıktı. Ahmet Ziya hocanın, ’Yıllardır bugünü bekliyordum. Fitre verdiğimiz o çocuk, A milli takıma çağrıldı’ demesini ömrüm boyunca unutamayacağım. Çok mutluyum" ifadesi kullandı.

Çok küçüktüm

Bu sezon gösterdiği üstün performans ile dikkatleri üzerinde toplayan Serkan Kırıntılı ise, "O zamanlar çok küçüktüm. Annem ve babam çalışmıyordu. Fakirdik. Bir gün Ahmet Ziya hoca geldi ve Hikmet hocanın bana 100 mark vereceğini söyledi. Seyhan Oteli’ne gittim. Hikmet hocanın elinden 100 markı aldım. Bu parayı hemen anneme götürdüm. Haliyle ailece çok sevindik. Parayı, yememize içmemize harcadık. Hikmet hocaya şükran borçluyum. Bugünlere gelmemi kendisine borçluyum. Ayrıca beni yetiştiren Ahmet Ziya hocanın iyiliğini de ömrüm boyunca unutmayacağım" dedi.

Al senin olsun.



Krilov, Jardel'i fomasından çekiştirince, Brezilyalı formasını çıkardı, ‘‘Çok sevdin galiba. Al istediğin forma olsun’’ dedi.
Tutmakta zorlandı
Adanasporlu Krilov, G.Saray'ın Brezilyalı golcüsü Jardel'i marke etmekle görevlendirilmişti. Bulgar futbolcu, tutmakta zorlandığı Jardel'in formasından çekiştirip durdurmaya çalışınca Brezilyalı isyan etti. Jardel ilk yarının bitiminde Krilov'un yanına geldi, formasını çıkarttı, ‘‘Çok sevdin galiba. Sürekli çekiştiriyorsun. Al istediğin forma olsun’’ dedi.
Galatasaray golü yedikten sonra Adanaspor kalesine yüklenmeye başladı. Bir pozisyonda Hagi soldan ortaladı. Jardel ve Ümit topu seyredince, Rumen yıldız, ‘‘Uyanık olun. Topu seyretmeyin’’ diyerek ikiliyi uyardı. Hagi, Emre Belözoğlu'nu da uyarınca, genç futbolcu, ‘‘Sen ne diyorsun’’ diyerek Rumen futbolcuya çıkıştı.

14 Ağustos 2009 Cuma



(reşit kaynak'ın anılarından alıntıdır.)

1975-1976 sezonu. benim beşiktaş’daki ilk yılım. ligde iddiamız yok. beşiktaş olarak türkiye kupası’nda iddialıyız.

gündüz tekin onay’ın yerine gelen ismet arıkan başımızda. adanaspor ile adana’da oynayacağız. maç adanaspor açısından önemli. puan kaybetmesi halinde kümede kalma şansı kalmayacak adanaspor’un.

maç başlar başlamaz vedat bayraktar gözümün içine bakarak, "aman ha reşit topu götürüp orta yapayım, gol atayım deme!" diyor. her fırsatta bunun gibi şeyler söyleyerek beni yumuşatıyor. o kadar etki altında kaldım ki, ayağıma gelen her topu vedat'a pas olarak vermeye başlamışım. ismet arıkan beni 15. dakikada oyundan aldı. daha sonra da beni bir daha adanaspor'a karşı oynatmadılar...

11 Ağustos 2009 Salı

Hey gidi Adana futbolu hey!

ÖMER ALTAY
Mart 1975... O yıllarda futbol coşkusunun dorukta olduğu birkaç ilden biri de Adana...
Özellikle Adanaspor, her sezona şampiyonluk parolasıyla başlıyor. Çukurova temsilcileri, şimdi olduğu gibi 2. Lig?in çeşitli kategorilerinde değil, 1. Lig?de mücadele ediyor. Ve fotoğraflarda bir Adana derbisi görülüyor. Şampiyonluğa oynayan Adanaspor?a en büyük çelmelerden birini 1-0?lık skorla Adana Demirspor atıyor. F.Bahçe?nin şampiyon olduğu sezonu Adanaspor dördüncü, Adana Demirspor da sekizinci tamamlıyor.

Ünlü futbolcularımız

Velkoviç.miliç.sabotiç.bora apaçi isa malik kayahan-ali Beykoz,Feyzullah ümit Altan eyup reşit çamur şevket Timuçin selahaddin Mustafa Ulucan Mustafa şentürk İsmail Ercan,Reşat,Adnan,darko,günay,özer,Vedat,Erhan,gani,mekik,Ahmet ziya,Nejat Nihat Nevzat,bakir,razık,murat yüksel,irfan
Faruk Karadağ aslen Adanalı beşiktaştan geldi Adanasporda iki yıl oynadıktan sonra tekrar beşiktaşa döndü.
Orhan kazik
Orhan yüksel:gençlerbirliğinden adanaspora transfer olmuşrtu.
Yener çokyaşar:iyi bir orta saha oyuncusuydu
Ylçın korkmazer:iyi bir sağbekti
Ali palalı Günay Köksal mestçi Peroviç Büyük Orhan Orhan kaynak Halis(Adanalı ona karayılan derdi)

Tufan (solbekimizdi 71-72 sezonunda ilk şampiyon olduğumuz pazuka gibi şutları vardı top bir insanın ayağına bu kadarmı yakışır diyebileceğimiz bir futbolcumuzdu.)
Yalçın korkmazer:iyi bir sağbekti
Kamyon Behçet Erdinç …
.Gani(kör gani diye lakab takmışlardı)
Malik(bir maçta bacak arası gol yediğinden dolayı kumbara malik diye hitab ederlerdi)
Halis (demirsporla olan bir maçımızda Demirsporlular küfür ettiler sahanın içinde ellerini yüzüne kapatarak dakikalarca ağlayan futbolcumuz akabinde hollandaya gitti bir daha geri dönmedi) Erhan kalecimizdi Mehmet dört
Oğuz Çetin Reşit Kaynak İsa Ertürk Kayhan Kaynak Nurettin Yıldız Orhan Kaynak Necati
Ateş,Altan Aksoy,Cem Şenyıdız,murat Şahin,Volkan Arslan,Timur Yanyalı,Fırat Aydın Ali Asım Baklaya
Malik, Nejat, K. Mustafa, Osman, Savaş (B. Mustafa), Özer Umdu (Nihat), Feyzullah Küçük, Bakir Şalak, Selahattin, Ahmet Kahraman, Kayhan Kaynak
Gani Kasım: Eski Adanalı futbolcu. İngiliz işgali altındayken Kıbrıs’a giden Adana karmasında yer aldı.
Murat Şahin Ercan Ünal Necati,Volkan,Güngör,Timur,Hayati,Ergin,İbrahimİlker Meszaros,M.Özatak,Mehmet Serkan Ali AsımAtilla,Gürhan,Volkan,,Gökmen
U.Korkut,Lalik

O benim babamdı.



Türk futbolu bir ulu çınarını kaybetti. Hayatını futbola adamış, inanılmaz çalışmalara imza atmış, Türk Futbolunun gelişmesi için gecesini gündüzünü birbirine katmış bir ulu çınar. Yaşam kadar ölümde hayatın bir gerçeği. Önemli olan “Gökkubbede Bir Hoş Sedadır”.
Adana’da tanıdım, rahmetli Gündüz Tekin Onay’ı. Adanaspor’a yeni transfer olmuş, büyük şehirde futbolun beşiği olan Adana’da ayakta kalmamın ana kaynağı olmuştu. Teknik Direktörümdü ve öylesine bir Adana sevgisi vardı ki, kendisini Adana’lı sanıyordum.
Bursa’ya transferim sonrası ilişkilerim hiç bitmemiş, aksine dostluğum ilerlemiş ailece görüşmeye devam ediyorduk.3 Yıllık Bursaspor futbol yaşantım sonrası transfer döneminde Denizlispor ile anlaştığını ve gelmemi istediğini söylediğinde hiç düşünmeden evet demiştim. Denizlide yaşadığımız bir yıl sonrasında Zoguldakspor ile anlaştım Zonguldakspor’dan sonra bir süre ayrı kaldık ve Gündüz Hocam Adanaspor ile yeniden anlaştığını ve gelmemi istediğini söyledi.
Adana’ya gel dediği anda bile ilk günlerdeki gibi hiç bir şey düşünmeden gittim. Sonrasında yaşımın ilerlemesi ve futbolun son demleri olması nedeniyle futbola teknik adam olarak hizmet etmeyi düşünmeye başladım. Bu süre içinde her zaman görüş alışverişinde bulunuyorduk ve bağımız hiç kopmadı. Aldığım her kararda onun adı vardı. Türk futbolunda onu kendime idol seçmiştim. O’nun yanında yürümeyi kendime ilke ediniyordum. Yaşamını Türk futboluna adayan biriydi Saygıdeğer Gündüz Tekin Onay.
İstanbul’dan Ankara istikametine her geçişinde mutlaka Bolu’da beraber oluyor, onu ağırlama onuru yaşardım. Eğer ben bugün Türk futbolu için bir şeyler yapabiliyorsam bunda Gündüz Tekin Onay’ın imzası vardır. Gündüz Hoca sadece futbolda değil güncel yaşamda da bana verdiği öğütler ile her zaman bir baba gibi yanımda idi. Benim yanlış yapmamam için bir büyüğüm, bir baba şefkati ve koruması ile hep desteğini aldım.
Kaybetmenin acısı ile neler yazılır bilemem ama içim acıyor. İnanın böylesi bir değeri zamansız kaybetmenin acısı en uç noktalarımda hissediyorum. Rahmetli derken bile ellerimin titrediği Saygıdeğer Gündüz Tekin Onay’ın Türk Futbolu içindeki boşluğunu doldurmamız çok zaman alacaktır ve zor olacaktır. Gündüz Hocama Allah’tan rahmet, ailesi, Türk Futboluna hizmet edenlere baş sağlığı diliyorum. Gündüz Hocam o kadar değerliydi ki benim için oğluma onun adını verdim. Batuhan Onay Beykoz. Nur içinde yatasın hocam, ismin ve oğulların yaşıyor. Senin bayrağını taşımaya çalışacağımızın sözünü veriyorum.
Ali beykoz.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

6 Ağustos 2009 Perşembe