▼
22 Aralık 2009 Salı
Güngör'ün aşivinden-1
Bu arşivi Ertuğrul kardeşimiz yıllarca Adanaspor'umuzun kalesini koruyan Kalecimiz Güngör'den almıştır.
Arşivin bize ulaşmasına vesile olan Namık kardeşimize,Ertuğrul'a arşivini bizimle paylaşan kalecimiz Güngör'e çok teşekkür ederim.
Arşivin kalan kısmını ilerleyen günlerde yayınlıyacağım.
Adanaspor'da 1971 1972 sezonunda Orhan Şeref Apakın sözleri
(milliyet yazarı şükrü gülesin’in gazetede çıkan yazısından alıntıdır.)
apak’ın dediği oldu;
adanaspor soğuktan dondu
1972 orhan şeref apak’a ters geldi. maçtan önce, dayım apak’la düşman çatlattık. öpüştük, dertleştik… maçı sordum, <<ümitvar değilim şükrü’cüğüm, soğukta büzülürüz biz. hava da soğuk…>> dedi ve söylediği çıktı dayımın. vefa, canpazarında, oyuna sert girdi ve enteresan maçı aldı.
dayım apak’ın yanında iki sadık muhafız kalmıştı…. biri otobüscü mithat çağla, öbürü tilki lakabı ile anılan selim yetkin… <
oyun gayet sert başladı. vefa, maçı almağa azimli idi. ilk saniyelerde şeytan miliç bir top aldı, on metre yürüyemedi topla bir de baktık adam havalanmış… havada bir parende, suya düşer gibi çimenin üzerinden ses çıktı. adamı mithatpaşa’da jene kelly’e benzettiler. ve ondan sonra da şeytan oldu, bir melâke… birbuçuk saat dolaştı durdu. sonunda da teknik direktörden ileri dayım tek direktör apak sahada oyuncuları, antrenörü koka ve muhafızları ezik büzük adana’nın sıcağına koştular
Maç anıları.com.
Adanaspor'un 1971 1972 sezon sonu.
Ankarada oynadığımız maçtan bir anıdır.
atilla türker'in 2003 yılında ümit yayıncılık tarafından yayınlanan, "ah şu futbolcular" kitabında yer alan müjdat yalman biyografisi ve bu maçla ilgili müjdat yalman'ın anısı şöyle;
iyi bir sol bekti... tekniği ile oynardı. belli bir çizginin altına hiç düşmez, topu oyuna iyi sokardı. ankaragücü’nün 70’li yıllardaki muhteşem kadrosunun değişmez ismiydi. sakin, sessiz ve dürüst yapısı ile camiada çok sevildi. 2 a, 8 kez de ümit milli takım formasını giydi.
sezon 71 - 72... ankara'da adanaspor ile karşılaşıyoruz. aynı sezon türkiye kupası'nı alabilmek için zorlu bir mücadele verdiğimiz için teknik direktörümüz rahmetli ziya taner, dinlendirmek amacı ile bu formalite maçında beş as futbolcuyu yedek soyundurdu. aralarında ben de vardım. yorgunluktan olsa gerek takımımız bu maçta iyi oynayamadı. uzun süre gol atamadı... artık maçın bitmesine 15 dakika falan vardı... ziya hoca bir oyuncu değiştirmek istedi... bizlere doğru döndü ve seslendi: "zafer sen soyun..." zafer göncüler hemen hazırlanmaya başladı... eşofmanlarını çıkarttı. kramponlarının bağını çözdü. ben zafer'e bakıyordum... gıpta ile bakıyordum... çünkü oyuna girmeyi çok istiyordum. ne şanslıydı bu zafer!..
son hazırlığını yaptı zafer... formasını şortun içine soktu... hafif hafif ısınmaya başladı. birden ayağa kalktım... üzerimi hızla çıkarttım. hazırlığımı anında tamamladım. saha kenarına koştum. yardımcı hakemin yanına gittim. ziya hocanın ve yedek kulübesindeki arkadaşlarımın şaşkın bakışları arasında çıkan futbolcunun yerine sahaya girdim. kimse anlayamamıştı ne olduğunu... göz açıp kapayınca kadar tamamlanmıştı herşey... belki bu saygısızlıktı ama... ne yapayım, oynamayı çok istiyordum. aradan beş dakika geçti... sol taraftan bir atak geliştirdik... orta yapıldı. ama pek iyi bir orta değildi... top auta gidiyordu. daha doğrusu adanaspor'dan kimse müdahale etmese auta gidecekti... beklenmedik bir şey oldu. kaleci güngör, işgüzarlık yaptı, bu hava topunu tutmaya çalıştı. tutamadı... herhalde gözünü güneş aldı... top elinden sekti. benim önüme düştü... kale bomboştu... dokundum kafayı... gooolll... istem dışı oyuna girmeme rağmen attığım bu golle maçı 1 - 0 kazandık... müsabaka sonrası soyunma odasında sarmaş dolaş olduk... herkes beni kutluyordu. o sırada yanıma ziya taner geldi... ünlü spiker ercan taner'in babası olan ziya hoca, o son derece hoş ve cana yakın mizacı ile beni tebrik etti: "gördün mü bak müjdat... oyuncu değişikliği işte böyle olur... zamanlamayı iyi yaptım, seni oyuna aldım... maçı da bu şekilde kazandık!.." ne de olsa olgun ve espritüel bir insandı hocamız... sarıldık... sevgi ve hürmetle ellerinden öptüm...