1 Nisan 2010 Perşembe

Malik,Şevket,Naci...


Adana’nın bir kent olarak önemli özelliklerinden biri olarak şuna inanılır: Adana’ya birisi nereden gelirse gelsin, isterse dünyanın öbür ucundan gelsin, bir süre Adana’da kaldıktan sonra o kişi, Adanalılığa tüm özelliklerini içselleştirerek yaşamaya başlar. en nemrut insanı bile kendiyle alay edecek noktaya getirir bu Adanalılık hali (fatih hoca bir istisnadır ve fakat.) işte bunlardan biri uzun yıllar adana spor’un kalesini korumuş olan malik'tir. Diğer adıyla kumbara malik. kendi kalecisine kumbara lakabını takan tek taraftar da adana spor taraftarıdır kanımca ve bu lakaba hiç kızmayan kaleci de olsa olsa adana spor’un kalesini koruyan biri olur. malik esas olarak usta bir kalecidir; derler ki yan toplarda onun üstüne kaleci tanınmaz ama o göbekten gelen toplar yok mu?.. Taraftarın ona kumbara lakabını takması bir mersin idman yurdu maçında olmuş. adanaspor 1-0 öndeyken ve miy defansını bunaltırken, miyli sağbek Mehmet topu uzaklaştırmak ve takımını bir an olsun rahatlatmak için yarada-nına sığınıp orta sahanın ortasından topa öyle bir vurur ki malik öne çıkmadığı halde topu içeri alır, gole hakem bile şaşırmıştır gol düdüğünü çalmak için bir an tereddüt eder..
ilk basımı 2009 olan yavuz yıldırım, mustafa uçar'ın derlediği "sıcağıyla, acısıyla adana futbolu" kitabından




Solda Şevket solda Naci bir ikili mücadeledeler.