9 Ocak 2009 Cuma

Ali Beykoz.




Ali Beykoz futbol hayatına 12 yaşında başlamış. Çocukluktan beri çok sevdiği bir spor olan futbol, bir anda mesleği oldu yıldız futbolcunun. Çok fazla takımda görev almış ve büyük başarılara imza atmış. İşte bir başarı hikâyesi, Ali Beykoz'un ağzından; "1964 yılında Erzurum'da doğdum. 1969 yılında Babamın tayini dolayısıyla Bolu'ya geldik. Futbol hayatıma 1976 yılında Boluspor'un miniklerinde başladım. 1983,1984,1985 yıllarında da 1.Lig de Boluspor'un A takımda formasını giydim. 1985 yılında Konyaspora transfer oldum. Yani gurbet maceram böylece başlamış oldu. Konyaspor'da çok güzel anılarım, çok güzel hatırlarım oldu. Anlaşmam 2 yıllıktı, sözleşmem sonunda Konyaspor'da yakaladığım başarı dolayısıyla yöneticiler daha fazla kalmamı istedi. Bu arada Adanaspor'dan teklif gelmişti. Konya'yı sevdiğimden dolayı Adanaspor'a gitmeyi düşünmemiştim. Konyaspor'dan takım arkadaşım Eski Fenerbahçeli İsa Ertürk'ün ricası üzerine Adana'ya yöneticiler ile görüşmeye gittim. Anlaşmamak adına transfer ücreti için biraz yüksek rakamlar söyledim. Tabi ki profesyonellikte ön planda geliyordu. Bayağı bir yüksek rakam söylemiştim, bana 5 dakika dışarı çıkar mısın dediler. Sonra çağırdılar ve kabul ediyoruz dediler. Böylece Adanaspor'lu olmuştum. Adanaspor'a 1987 yılında başladım. Konyaspor'da orta saha oynuyordum, ama Adanaspor'da ilk maçlarda bir baktım sürekli goller atıyorum ve bir anda adım golcü Ali'ye çıktı. Böylece ister istemez forvete yönelik oynamaya başladım. İlk sene şampiyon olarak birinci lige çıktık. Oynamış olduğum resmi maçlarda 23 tane gol atarak şampiyon olmuştuk. Adanasporda ki 2 nci senemde de gerek attığım goller ile gerekse yükselen performansım ile 1.Ligde bulunan 4 büyük takımımız başta olmak üzere 15 takımın transfer listesindeydim. Son Rizespor maçının bitmesinden sonra Bursasporlu yöneticiler hemen maçtan sonra stattan alarak Bursa'ya götürdüler. Transfer için imza gününe 26 gün vardı. Bursa Kurşunlu'da Sayın Cavit ÇAĞLAR'ın villasında başımda bir koruma ile 26 gün yani transferin başladı ilk güne kadar orada misafir ettiler. Ben Galatasaray'a sıcak bakıyordum. Ama Galatasaray'ın verdiği transfer ücretinin aynısını vericeğiz yeter ki Bursaspor'a imza at dediler ve Bursaspor'un tarihindeki en yüksek transfer parasını teklif ettiler, zaten villada kalırken dış dünyayla irtibatım kopmuştu. Çok büyük bir sevgi seli de oluşunca Bursaspor'a 2 yıllık imzamı attım. İki sene formasını giydim. İki sene sonrasında göstermiş olduğum performanstan dolayı o zaman ki başkanımız Sayın İbrahim YAZICI'nın ısrarı üzerine 6 saat süren pazarlık sonrasında 1 yıl anlaşmak şartıyla imzayı attım, o yıl da performansımız iyiydi, güzel günler geçirdik. Yaşadığım dolu dolu 3 yılımda takım olarakda bir çok başarıya imza attık. Ligin üst sıralarını zorladık. Türkiye kupasında bir yıl yarı final, bir yılda Trabzonspor ile final maçı oynadık. Ankara'da Fenerbahçe'yi yenerek Başbakanlık kupasını kazandık. Birde Bursaspor'da ikinci yılımda atmış olduğum gol Türkiye'de ayın golu seçilerek Derimod tarafından ödüllendirilmiştim. 3 yıllık Bursaspor maceramda atmış olduğum goller ve asistler ile Bursalı taraftarların gözdesi olmuştum. Takım olarak da çok başarılı bir 3 yıl geçirmiştik. 3 yılın sonunda birden kendimi Denizlispor'da buldum. O sene ben Denizlispor'a, Hakan Şükür de Galatasaray'a transfer olmuştu. Orası da çok güzel bir memleket, orada da attığım goller ile takımımızı üst sıralara taşımakta pay sahibi olmuştum. O yıl bittikten sonra, Zonguldakspor'dan çok güzel bir transfer teklifi aldım. O sıralar Anakaragücü ile Zonguldakspor beni istiyordu. O zamanki Zonguldakspor'lu başkan rahmetli Sayın Şemsi DENİZER'in ısrarlı üzerine Ankaragücü'ndense Zonguldakspor'a gitmeyi tercih ettim. Zonguldakspor ile anlaşmam bitince, beni Düzce'ye davet ettiler. Ligin başlamasına bir hafta vardı. Bu dönemde beni Düzcespor'da oynamaya ikna ettiler. Düzcespor'a transfer oldum ve bana hemen takım kaptanlığını teklif ettiler. Çok başarılı bir sezon geçirmiştik. Daha sonra 1995 yılında Adanaspor bana yeniden tarnsfer teklifinde bulunmuştu, çok sevdiğim bu şehre bir kez daha gitmeyi istiyordum açıkçası. Adanaspor ile bir yıllık anlaşma yaptım. O bir yılın sonunda tekrar kulüp yönetimin değişikliğinden ve UZAN'ların Adanspor'u almasından sonra o gün ki hocamız G.Tekin ONAY Adanasporda 3 futbolcu ile anlaşmak istediğini, takımın yeniden kurulacağını ve bu 3 futbolcudan birinin de benim olmamı istedi. Ben de hemen kabul ettim. Lig sonunda playofflara kalmıştık. O yıl Adanaspor'un takım kaptanlığını yapıyordum.Antalya'daki playoff maçlarında talihsiz bir final maçı ile penaltılar sonucunda Şekerspor 'a mağlup olarak 1.Lige çıkamadık.Ben de futbolu bırakmak istemiştim. Daha sonra memleketim Bolu'ya döndüm ve buraya yerleştim. 1997 yılında Bolu'ya geri dönmüştüm. O dönemde Oktay Türesin beni Mudurnu'ya davet etti. Beni köşküne de ağırlayarak, Türesin, Mudurnuspor'un amatör spor'dan çıkması gerektiğini, hem birkaç ay olsun futbol oynamam gerektiğini rica etti. Sonra düşündüm, tabi amatör küme de olsa profesyonelce düşündüm bunu. Şartları uygun görünce 6 ay bıraktığım futbol hayatına geri döndüm. Hem antrenörlük hem teknik menejerlik yaptım. Mudurnuspor'u amatör kümeden 1000 lerce takım arasından çıkartarak, 3.lige kazandırdık. Aynı grupta Ankara'dan Türk telekomspor da vardı. Bizim maçları sürekli takip ediyorlardı. Mudurnuspor'un hakları fesh olunca, Telekomspor beni davet etti Ankara'ya. Tabi yaşımda çok geçmeye başlamıştı. 35 yaşında Ankara'ya gittim. Türk telekomspor'u da şampiyon yaparak Türkiye 2. ligine çıkardık. O şampiyonluktan sonra da futbolu artık resmen bıraktım. İkinci defa futbolu bırakmış oldum. Yaklaşık 29 yıllık futbol hayatım böylece bitmiş oldu"


Kimler geldi, kimler geçti!
Ali Beykoz onlarca teknik direktörle çalışmış;"29 yıllık futbol hayatımda bir çok teknik adam ile çalıştım. Bu dönemde hocalarımın antrenman tekniklerini iyisiyle kötüsüyle antrenman sonrasında not alıyordum. Unutamadığım isimler de oldu tabi ki; Bunların arasında G. Tekin ONAY, Nevzat GÜZELIRMAK, Ümit KAYIHAN, Yılmaz URAL, Çoşkun SÜER, Num VAYLER, Dordr MİLİÇ, Bülent ÜNDER, Kadri AYTAÇ da vardı."

Babası 4 yıl sonra futbolcu olduğunu öğrenmiş!
Ali Beykoz'un babası, oğlunun futbolcu olduğunu aradan tam dört yıl geçtikten sonra öğrenmiş; "Zaten babam benim futbol oynadığımı bilmiyordu. Futbolcu olduğumu Boluspor'un bana maaş bağladığı gün öğrendi. Annem bizi gizlice gönderirdi. Babam sonra bana geldi, dedi ki; 'Sen Futbol oynuyormuşsun, senin için iyi futbol oynuyor diyorlar dedi' O ara zaten nereden baksanız bir dört sene geçmişti aradan. Dört sene sonra futbolcu olduğumu öğrendi. Bana maaş bağladıklarında dönemde A takıma verilen maaşın aynısını banada vermişlerdi. O zaman ki başkanımız rahmetli Hulki AVLACIOĞLU benim 14 bin lira maaş la kendime bakmamı öğlenleri de kulübün belirlediği restoran ta yemek yememi söylemişti. Ben almış olduğum 14 bin lira maaşın 3 bin lirasını kendime ayırarak okul da harçlık yapıyordum, 11 bin lirayı anneme veriyordum. Daha o yaşlarda aile bütçesine de katkım olmuştu"

Kurşun döktürmek işe mi yaradı?
Ali Beykoz Adanaspor'da yaşadığı bir sakatlığın ardından kurşun döktürmüş, ilginçtir; bu olaydan sonra da başarıları yakalamaya devam etmiş. Bu olay o zamanlar medyada da büyük yer almış. Ali Beykoz o günleri anlatıyor; "O sakatlıktan sonra kolum iyileşmiyordu. Kolumu tam olarak açamıyordum. Kurşun döktürmüştüm. Basında da yer almıştı bu o zaman. Sonradan kolum düzeldi. Artık kurşun döktürdüğüm için mi, yoksa iyileştiğim için mi bilemeyeceğim"

Futbolda eğitim önemli
Ali Beykoz futbolcu olmak isteyen çocukların iyi bir futbol eğitimi alması gerektiğinin altını çiziyor. Beykoz; "Şimdi herkes 'keşke benim çocuğum futbolcu olsa' diyor. Tabi ki çocuklarımızın futbolcu olmasında en önemli etken yetenekli olmasının dışında, başında ki bilgili, futbolu bilen, çocuk psikolojisinden anlayan, futbolun içinden gelen ve o aşkı çocuklara enjekte edecekte edecek, bilgi ve deneyimlerini aktarabilecek kapasitede ki eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir. Çocuğun yeteneği ile verilen eğitim bütündür. İkisi de olmak zorunda" diyor.


Dünyaya yeniden gelsem, yine futbolcu olurdum
Ali Beykoz futbol hayatı boyunca her futbolcu gibi sakatlıklar da yaşamış. Beykoz; " İyisiyle, kötüsüyle, başarımla, hüznümle geride bıraktığım 21 yıllık profesyonellik hayatımda çok mutlu ve keyif alarak ve bunun karşılığında da maddi ve manevi anlamda da yeterince doyuma ulaştım. Tekrar dünyaya gelecek olsam yine o meşin yuvarlağın peşinden koşardım" dedi.

Paylaş

8 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. allahım_yardımcım_ol(amin ya rabbi)
    öncelikle ali hocamın hayatını okumam ii oldu beni etkiledi onu çok seviyorum siirtsporun başında şampiyon oluruz inşallah allal(cc) senden razı olsun

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Webmaster cok tesekkurler...

    Selamlar Kubra

    YanıtlaSil

fanatik_1954@hotmail.com