ilk basımı 2001 yılında olan ümit kıvanç'ın "kesin ofsayt: televizyon futbolu ve futbol medyası" kitabından;
trabzonspor, kendi sahasında adanaspor'a karşı 3-0 yenik duruma düşer. trabzonlu taraftar takımın canına okumaya koyulur. bordo-mavililer 10 kişi kalır. yılmazlar, uğraşır didinirler ve maçı 3-3'e getirirler. bu onur savaşının bir aşamasından sonra trabzonlu taraftar lütfedip çark eder ve yeniden takımını desteklemeye başlar. yürek burkan, kötü bir olaydır.
futbol yazarının bu olaydan sözedişi şöyledir: "bordomavililer'in teknik direktörü giray bulak'ın (...) adanaspor maçında takımının 3-1 yenik götürdüğü sıralarda taraftarların kendisine yaptığı tezahürattan ders alması gerekiyor." aynı "takım yazarı", zor durumdaki takımını daha da bozan taraftarın linççiliğine açıktan hak vermekle, bunu ders çıkarılacak bir bilgelik olarak nitelemekle yetinmez, taraftarın takım sevgisi yerine sadece kazanç hırsını geçirmiş oluşunu da tersinden okur: "bu arada adanaspor karşılaşmasının son 15 dakikasında takıma sahip çıkarak, berabere kalmasında büyük katkısı olan taraftarları kutlamak istiyorum." asıl özelliği futbolseverlik olan, sağduyulu bir gazeteci, bu maça dair muhtemelen, trabzonspor'un seyircisine rağmen veya seyircisine inat mücadele edip beraberliği ve onurunu kurtardığını yazardı.
linççilik, öncelikle gündelik yaşantıdaki dayanak ve uzantılarından ötürü bu kadar doğal karşılanıyor, ikinci olarak, linççi zihniyet, sürekli meşrulaştırılmaya ihtiyaç gösteren takım yazarı, kulüp yazarı vs. konumuna aradığı bu meşruiyet için zemin oluşturuyor. bu yüzden, linççi taraftar davranışı, taraftarlığın mümkün tek şekillenişi olarak kabul ediliyor neredeyse 24 ekim'de inönü stadı'nda 2-0 kaybedilen milan maçının son on dakikasında hâlâ olumlu tezahüratını sürdürüp üstelik "beşiktaş sen bizim her şeyimizsin"e geçen beşiktaş taraftarının davranışı, maçtan sonra televizyonda konuşan bir futbol yazarınca adetâ şaşkınlıkla karşılanmıştı; "taraftar bugün çok olgun savrandı" sözleriyle. siyah-beyazlı tribünlerdeki bu tavır ertesi gün gazetelerde de haber oldu.
oysa futbol âleminde, penaltı kaçırmış futbolcunu, yenilmiş takımını alkışlamanın da ayrı bir "raconu" vardır ve kimilerine göre de doğal olan linççilik değil budur. euro 96 çeyrek finalinde, maç 0-0 bitip de iş penaltılara kaldığında, topu fransız kalecisi lama'ya teslim ederek takımının şampiyonaya veda etmesine sebep olan hollandalı seedorf ağlayarak sahadan kaçmaya çalışıyordu. rakip takımın oyuncusu carembeu onu tuttu, çeke çeke liverpool'un anfield road stadı'nda hollandalıların doldurduğu tribünü önüne götürdü. staddaki 37 bin seyirciden portakal rengi formalı olanlar da, o 22 haziran 1996 gününe kadar pek çok defa yüzlerini güldürmüş bu futbolcuyu alkışladı.
Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.
20 Nisan 2009 Pazartesi
16 Nisan 2009 Perşembe
1975-1976 Sezonu.
(reşit kaynak'ın anılarından alıntıdır.)
1975-1976 sezonu. benim beşiktaş’daki ilk yılım. ligde iddiamız yok. beşiktaş olarak türkiye kupası’nda iddialıyız.
gündüz tekin onay’ın yerine gelen ismet arıkan başımızda. adanaspor ile adana’da oynayacağız. maç adanaspor açısından önemli. puan kaybetmesi halinde kümede kalma şansı kalmayacak adanaspor’un.
maç başlar başlamaz vedat bayraktar gözümün içine bakarak, "aman ha reşit topu götürüp orta yapayım, gol atayım deme!" diyor. her fırsatta bunun gibi şeyler söyleyerek beni yumuşatıyor. o kadar etki altında kaldım ki, ayağıma gelen her topu vedat'a pas olarak vermeye başlamışım. ismet arıkan beni 15. dakikada oyundan aldı. daha sonra da beni bir daha adanaspor'a karşı oynatmadılar...
Adanaspor.4-2 Beşiktaş.
(Kayhan Kaynak,
1975-1976 sezonu. benim beşiktaş’daki ilk yılım. ligde iddiamız yok. beşiktaş olarak türkiye kupası’nda iddialıyız.
gündüz tekin onay’ın yerine gelen ismet arıkan başımızda. adanaspor ile adana’da oynayacağız. maç adanaspor açısından önemli. puan kaybetmesi halinde kümede kalma şansı kalmayacak adanaspor’un.
maç başlar başlamaz vedat bayraktar gözümün içine bakarak, "aman ha reşit topu götürüp orta yapayım, gol atayım deme!" diyor. her fırsatta bunun gibi şeyler söyleyerek beni yumuşatıyor. o kadar etki altında kaldım ki, ayağıma gelen her topu vedat'a pas olarak vermeye başlamışım. ismet arıkan beni 15. dakikada oyundan aldı. daha sonra da beni bir daha adanaspor'a karşı oynatmadılar...
Adanaspor.4-2 Beşiktaş.
(Kayhan Kaynak,
Diyarbakır Adanaspor.
beşiktaş’ta oynadığımız yıllarda adım “adanaspor karşısında oynamıyor” diye çıkmıştı. zaten beşiktaş’ta da adana’daki 2-0’lık maçtan sonra beni pek oynatmamışlardı... çetin güler adanaspor’a karşı beni oynattı. ama oynayabilene aşkolsun. o güne kadar beni yere göğe sığdıramayan seyirci daha ilk dakikadan itibaren küfür etmeye, yuh çekmeye başladı. iyi oynamak isterken psikolojik yönde etkilendim. o atmosfer içinde sürekli olarak top kaybediyordum. ilk yarı bitti. soyunma odasına girerken genel kaptan seyircinin tahrikine kapılarak arkadan gelip bana yumruk attı... soyunma odasında ne yapacağımı şaşırmış vaziyette hüngür hüngür ağlıyordum. genel kaptan, çetin güler’e beni oyundan çıkarmasını söyledi. çetin hoca da, “ben böyle birşey yapmam cesaretin varsa sen çıkar” diye karşılık verdi. sahaya yeniden çıktım. vehbi kafasıyla bir top indirdi önüme, ben de yaradana sığınarak vurdum. top kalenin tavanına asıldı. bu kez seyirci beni alkışlamaya başladı. genel kaptan da boynuma sarılıp özür diledi. karşılaşmayı 1-0 kazandık.
Raftaki kramponlar Reşit kaynağın yazısından alınmıştır.
Raftaki kramponlar Reşit kaynağın yazısından alınmıştır.
14 Nisan 2009 Salı
Necati Ateş.
39. Necati Ateş: Necati Ateş (3 Ocak 1980, İzmir) Türk futbolcu. Forvet oyuncusudur, Altaydan adanaspora transfer olmuş adanasporun süper liğe çıkmasında büyük pay sahibidir süper liğde adanaspor forması altında sayısız gollere imza atmış yıldızı Adanasporda parlamış Adanaspordan galatasaraya transfer olmuştur.şu anda bonservisi Galatasaray'da bulunmaktadır ama oyuncu Ankaraspor'a bir sezonluğuna kiralanmıştır.
Galatasaray'a 2003-2004 sezonu devre arasında gelmiştir.
Geldiğinde 25 numaralı formayı giyen Necati Ateş daha sonra 10 numaralı formayı giymiştir. Daha sonra takıma Lincoln'ün gelişiyle 10 numaralı formayı lincoln'e hediye etmiştir. Galatasaray'a geldiğinden beri kaydettiği skorlara ve yaşına bakılırsa Hakan Şükür'ü ilerliyen yıllarda istatisliklerde geride bırakabileceği düşünülüyordu. Ancak süpriz bir şekilde 24.07.2007 tarihinde Galatasaray teknik heyeti tarafından kadroda duşünülmediği açıklanmış ve kadro dışı bırakılmıştır. Bunda 2006-2007 yılında geçirdiği sakatlıklar ve bir türlü form tutamamasıda neden olmuştur.
2007-2008 sezonu öncesi Karl Heinz Feldkamp tarafından kadro dışı bırakılmıştır ve 3’lü takasta kullanılmıştır.
Galatasaray'a 2003-2004 sezonu devre arasında gelmiştir.
Geldiğinde 25 numaralı formayı giyen Necati Ateş daha sonra 10 numaralı formayı giymiştir. Daha sonra takıma Lincoln'ün gelişiyle 10 numaralı formayı lincoln'e hediye etmiştir. Galatasaray'a geldiğinden beri kaydettiği skorlara ve yaşına bakılırsa Hakan Şükür'ü ilerliyen yıllarda istatisliklerde geride bırakabileceği düşünülüyordu. Ancak süpriz bir şekilde 24.07.2007 tarihinde Galatasaray teknik heyeti tarafından kadroda duşünülmediği açıklanmış ve kadro dışı bırakılmıştır. Bunda 2006-2007 yılında geçirdiği sakatlıklar ve bir türlü form tutamamasıda neden olmuştur.
2007-2008 sezonu öncesi Karl Heinz Feldkamp tarafından kadro dışı bırakılmıştır ve 3’lü takasta kullanılmıştır.
Ömer Üründül.
Fotomaç Gazetesi Yazarı Cevdet Ünüvar bugünkü yazısında ünlü yorumcu Ömer Üründül’ün bilinmeyen yönlerini okuyucularıyla paylaştı. Herkesin Fenerbahçeli olarak tanıdığı Ömer Üründül meğerse Adanaspor ve Adana Demirspor taraftarıymış.
Futbolu bir keyif olarak gören özel bir insanı tanımaya ne dersiniz: Ömer Üründül. Nevi şahsına münhasır, ciddi futbol adamı. Onu televizyonlarda yaptığı maç yorumlarından, gazetesindeki köşe yazılarından tanıyoruz. Bugün malumu değil bilinmeyenlerini yazacağım. Ailesinin tek çocuğu olarak İstanbul“da doğdu. Saint Benoit mezunu. Türkiye”nin sayılı işadamlarından biri. Ülkemizin en büyük barajlarını yapmış Ata İnşaat”ın sahibi ve Burger King”in Türkiye hissedarı. Padişah Sultan Reşat”ın muhafızlarından Hüseyin Bey”in torunu. Herkesin bildiği Fenerbahçe, kimsenin bilmediği müthiş bir Adana Demir ve Adanaspor hayranı. 1982 yılından bu yana düzenlenen bütün dünya kupalarını yerinde seyretmiş, önemli maçları dünyanın neresinde olursa olsun statta takip etmiş, anormal bir futbol aşığı. Eski Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu başkanı. 1980″lerde kulüpte yöneticiyken “Gel yaparsın bu işi!” dedikleri için iki maçlığına da olsa İstanbulspor”da teknik direktörlük macerası yaşamış, hayatı futbol olan futbol tutkunu. Necip Kapanlı”nın “Bizde yaz” demesiyle gazete, 1996 yılında Hırvatistan- Türkiye arasında oynanan maça davetle TV yorumculuğuna başlamış. İlgi çekici olan, çıktığı hiçbir programdan ücret talep etmiyor, bütün masraflarını kendi cebinden karşılıyor olması. Sadeliğin büyüklüğü bu olsa gerek. Futbolun beyefendi sokağından
Futbolu bir keyif olarak gören özel bir insanı tanımaya ne dersiniz: Ömer Üründül. Nevi şahsına münhasır, ciddi futbol adamı. Onu televizyonlarda yaptığı maç yorumlarından, gazetesindeki köşe yazılarından tanıyoruz. Bugün malumu değil bilinmeyenlerini yazacağım. Ailesinin tek çocuğu olarak İstanbul“da doğdu. Saint Benoit mezunu. Türkiye”nin sayılı işadamlarından biri. Ülkemizin en büyük barajlarını yapmış Ata İnşaat”ın sahibi ve Burger King”in Türkiye hissedarı. Padişah Sultan Reşat”ın muhafızlarından Hüseyin Bey”in torunu. Herkesin bildiği Fenerbahçe, kimsenin bilmediği müthiş bir Adana Demir ve Adanaspor hayranı. 1982 yılından bu yana düzenlenen bütün dünya kupalarını yerinde seyretmiş, önemli maçları dünyanın neresinde olursa olsun statta takip etmiş, anormal bir futbol aşığı. Eski Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu başkanı. 1980″lerde kulüpte yöneticiyken “Gel yaparsın bu işi!” dedikleri için iki maçlığına da olsa İstanbulspor”da teknik direktörlük macerası yaşamış, hayatı futbol olan futbol tutkunu. Necip Kapanlı”nın “Bizde yaz” demesiyle gazete, 1996 yılında Hırvatistan- Türkiye arasında oynanan maça davetle TV yorumculuğuna başlamış. İlgi çekici olan, çıktığı hiçbir programdan ücret talep etmiyor, bütün masraflarını kendi cebinden karşılıyor olması. Sadeliğin büyüklüğü bu olsa gerek. Futbolun beyefendi sokağından
Ercan Aslankeser
12 Aralık 1965
adana futbolunun efsane isimlerinden.
adanaspor'un kurucularından cumali aslankeser'in oğlu.
turuncu-beyaz forma ile başladığı futbol kariyerine adana demirspor'da devam etti.
1994'te birinci lig'e çıkan adana demirspor'un yıldızıydı.
orta saha oynuyordu.
uzaktan sert şutlarıyla tanınıyordu.
dönem gazetesinden;
sabotiç ve ercan'ı fenerbahçeliler kaçırdı
feenerbahçe-adanaspor maçından sonra sevinen taraf kümede kaldığı için adanaspor'du. adanaspor'un golcüsü sabotiç ve 6 nolu formasıyla orta alanda etkili olan ercan ise maçtan sonra herkesin gözü önünde fenerbahçeli yöneticiler tarafından kaçırıldı. önce ercan'ı alan yöneticiler daha sonra basın kapısından çıkan adanaspor'un yugoslav futbolcusu sabotiç'i iki kişi kolundan tuttuğu gibi 50-60 metre ilerideki 2 kd 261 plakalı beyaz mercedes arabaya apar topar bindirdiler. 2 futbolcu hiçbir soruya cevaplamadan alel acele stadın önünden uzaklaştılar. iki futbolcunun yöneticiler tarafından görüşme yapmak üzere kimsenin bilmediği bir yere götürüldüğü öğrenildi
Şu an ercanaslankeser bilfen okularında futbol antrönürü olarak görv yapmaktadır.
İsa Ertürk.
Dünya Karması’nda Adanaspor forması giydiği dönemlerde oynayan ilk Türk futbolcu olan ve yıllarca Adanaspor veFenerbahçe forması giymiş İsa Ertürk, 2008-2009 sezonunda da Göltürkbükü Belediyespor’da antrenörlük yapacak.
İsa Ertürk, 17 Temmuz 1955 Ankara doğumlu, millî futbolcu.
Orta saha pozisyonunda oynamaktaydı. Bir dünya karmasına davet edilen ilk Türk futbolcudur. Futbola 1970 yılındaKütahya'da başlamış, daha sonra sırasıyla Altay , Adanaspor, Zonguldakspor, Fenerbahçe, Mersin İdman Yurdu, Altay ,Konyaspor ve Zeytinburnuspor'da görev yapmıştır.
1980'de Fenerbahçe'ye transfer olan futbolcu 32 defa Türk Millî Takımında yer almıştır.
İsa Ertürk, orta saha ve hücumdaki çalışkanlığı, sert şutları ve golleriyle hatırlanır.
İsa Ertürk, 17 Temmuz 1955 Ankara doğumlu, millî futbolcu.
Orta saha pozisyonunda oynamaktaydı. Bir dünya karmasına davet edilen ilk Türk futbolcudur. Futbola 1970 yılındaKütahya'da başlamış, daha sonra sırasıyla Altay , Adanaspor, Zonguldakspor, Fenerbahçe, Mersin İdman Yurdu, Altay ,Konyaspor ve Zeytinburnuspor'da görev yapmıştır.
1980'de Fenerbahçe'ye transfer olan futbolcu 32 defa Türk Millî Takımında yer almıştır.
İsa Ertürk, orta saha ve hücumdaki çalışkanlığı, sert şutları ve golleriyle hatırlanır.
Umut salgınoğlu.
UMUT SALGINOĞLU KİMDİR?
Bu sezon Ankaragücü'nden Balıkesirspor'a transfer olan genç futbolcu 1988 Konya doğumlu. Futbola 1999 yılında Adanaspor'un alt yapısına başlayan Umut Salgınoğlu, 2001-2002 futbol sezonunda Adanaspor'da profesyonel oldu. 15 yaşında Adanaspor forması ile Süper Lig'de oynama şansını yakalayan genç futbolcu o zaman Adanaspor'u çalıştıran Yılmaz Vural ve yardımcılık görevini üstlenen şu anda Balıkesirspor Teknik Direktörlüğü görevini yürüten Mehmet Demirtaş hocalar ile 13-14 yaşında çalışma şansınınyakalamış. 2004-2005 futbol sezonunda Ocak ayında Süper Lig takımlarımızdan Ankaragücü'ne transfer olan Umut, sakatlanıncaya kadar sarı-lacivertli formayı giymiş. Adanaspor ve Ankaragücü'nde görev yaptığı dönemde 27 kez genç Milli takım formasını giyme başarısını gösteren Umut Salgınoğlu, U-17 Milli takımımızın geçen yıl mayıs ayında Avrupa Şampiyonu olduğu kadroda Nuri Şahin ve diğer futbolcular ile birlikte yer aldı. Bu sezon 5 yıl aradan sonra profesyonel ligde mücadele edecek olan Balıkesirspor'a Ankaragücü'nden transfer edilen Umut Salgınoğlu ile lig öncesi görüştük. Arkadaşımız Cengiz Güneş'in sorularını yanıtlayan genç futbolcu Umut Salgınoğlu, Balıkesirspor'a şampiyonluk yaşamak için geldiğini söyledi.
Kısa...Kısa.....
Rıdvan Dilmen...
5 kulüpte çalıştım 4’ünde süper başarı gösterdim. Vanspor’u 1. lige çıkardım. Karşıyaka’yı 18'cilikten potaya soktum. Altay’da 8 maçın 7 sini kazandın. Diyarbakır'daki malum olaylardan çıkamadık. Adanaspor'la Türkiye kupasında yarı final oynayan nadir takımlardan olduk.
Namı değer Kör gani.
Gani Kasım: Eski Adanalı futbolcu. İngiliz işgali altındayken Kıbrıs’a giden Adana karmasında yer aldı.
Cafer.
Adanaspor'dayken şike teklif ettiler
SORU:Sana şike teklifi oldu mu ve ne dediler?
CAFER: Adanaspor'dayken oldu. Ama teklif eden takımı söyleyemem. Kırmızı kart gör, oyundan atıl dediler.
SORU: Sen ne yaptın?
CAFER: Kulübe müracaat ettim, oynamak istemedim. Ama oynattılar ben de bir gol attım.
Serkan'dan, Doğan'a sitem
ADANASPOR'DAN transfer edilmesinin ardından Bolu Gerede kampında sakat çıkması nedeniyle geri gönderilen Serkan Bekiroğlu, Teknik Direktör Ziya Doğan'ı eleştirdi. Hayal kırıklığı yaşadığını belirten genç oyuncu, "Gerede kampında aşırı yükleme nedeniyle kasıklarımda ağrılar meydana geldi. Fakat bir hafta içinde iyileşip, normale dönebilirdim. Trabzonspor'a Ziya Doğan için gelmiştim. Ne yazık ki kendisi Malatyaspor'da olduğu gibi beni yine kenara itti" dedi.
.......................................................................
bu benim gittigim ilk fb macidir. o macta adanasporlu sabotic vardi. adi f.bahceye gelecek futbolcularin arasinda gecerdi. fakat kendisi a.gücü ile anlasmisti. ve o gün sanki hayatinin futbolunu oynuyordu. zaten f.bahce de ilk yarida gol atamamisti. ılk yari bittiginde futbolcular cikis tüneline girerken sabotic aleyhine ne tezahüratlar yapilmisti... 2. yari basladi ve ilk 15 dakikada gene f.bahceden gol sesi yoktu ve sabotic sahane oyununu devam ettiriyordu. f.bahce kalecisi nurettin ile her karsilastiginda stad ayaga kalkardi. neyse ki ilk gol 64. dakikada b.senol ile gelince tüm f.bahceliler sevindi. ardindan hemen 2 dakika sonra da aykutun golü gelince hepimiz mac yavas yavas farka gider diye konusmaya baslamistik ki 81. dakikada senol 3'ün ardindan 2-3 dakika sonra turhan'in golleri gelince hepimiz sevinmistik. hatta ve hatta stad bayram yerine dönmüstü. ta ki macin bitmesine saniyeler kala adanasporun tek sayisi gelene kadar. tüm taraftarlari da üzen golü atanin sabotic olmasiydi. maci f.bahce 4-1 almisti ama atilan 4 gol unutulmus, neden sabotic'den gol yenildinin analizi yapiliyordu.
dönem gazetesinden;
sabotiç ve ercan'ı fenerbahçeliler kaçırdı
feenerbahçe-adanaspor maçından sonra sevinen taraf kümede kaldığı için adanaspor'du. adanaspor'un golcüsü sabotiç ve 6 nolu formasıyla orta alanda etkili olan ercan ise maçtan sonra herkesin gözü önünde fenerbahçeli yöneticiler tarafından kaçırıldı. önce ercan'ı alan yöneticiler daha sonra basın kapısından çıkan adanaspor'un yugoslav futbolcusu sabotiç'i iki kişi kolundan tuttuğu gibi 50-60 metre ilerideki 2 kd 261 plakalı beyaz mercedes arabaya apar topar bindirdiler. 2 futbolcu hiçbir soruya cevaplamadan alel acele stadın önünden uzaklaştılar. iki futbolcunun yöneticiler tarafından görüşme yapmak üzere kimsenin bilmediği bir yere götürüldüğü öğrenildi
5 kulüpte çalıştım 4’ünde süper başarı gösterdim. Vanspor’u 1. lige çıkardım. Karşıyaka’yı 18'cilikten potaya soktum. Altay’da 8 maçın 7 sini kazandın. Diyarbakır'daki malum olaylardan çıkamadık. Adanaspor'la Türkiye kupasında yarı final oynayan nadir takımlardan olduk.
Namı değer Kör gani.
Gani Kasım: Eski Adanalı futbolcu. İngiliz işgali altındayken Kıbrıs’a giden Adana karmasında yer aldı.
Cafer.
Adanaspor'dayken şike teklif ettiler
SORU:Sana şike teklifi oldu mu ve ne dediler?
CAFER: Adanaspor'dayken oldu. Ama teklif eden takımı söyleyemem. Kırmızı kart gör, oyundan atıl dediler.
SORU: Sen ne yaptın?
CAFER: Kulübe müracaat ettim, oynamak istemedim. Ama oynattılar ben de bir gol attım.
Serkan'dan, Doğan'a sitem
ADANASPOR'DAN transfer edilmesinin ardından Bolu Gerede kampında sakat çıkması nedeniyle geri gönderilen Serkan Bekiroğlu, Teknik Direktör Ziya Doğan'ı eleştirdi. Hayal kırıklığı yaşadığını belirten genç oyuncu, "Gerede kampında aşırı yükleme nedeniyle kasıklarımda ağrılar meydana geldi. Fakat bir hafta içinde iyileşip, normale dönebilirdim. Trabzonspor'a Ziya Doğan için gelmiştim. Ne yazık ki kendisi Malatyaspor'da olduğu gibi beni yine kenara itti" dedi.
.......................................................................
bu benim gittigim ilk fb macidir. o macta adanasporlu sabotic vardi. adi f.bahceye gelecek futbolcularin arasinda gecerdi. fakat kendisi a.gücü ile anlasmisti. ve o gün sanki hayatinin futbolunu oynuyordu. zaten f.bahce de ilk yarida gol atamamisti. ılk yari bittiginde futbolcular cikis tüneline girerken sabotic aleyhine ne tezahüratlar yapilmisti... 2. yari basladi ve ilk 15 dakikada gene f.bahceden gol sesi yoktu ve sabotic sahane oyununu devam ettiriyordu. f.bahce kalecisi nurettin ile her karsilastiginda stad ayaga kalkardi. neyse ki ilk gol 64. dakikada b.senol ile gelince tüm f.bahceliler sevindi. ardindan hemen 2 dakika sonra da aykutun golü gelince hepimiz mac yavas yavas farka gider diye konusmaya baslamistik ki 81. dakikada senol 3'ün ardindan 2-3 dakika sonra turhan'in golleri gelince hepimiz sevinmistik. hatta ve hatta stad bayram yerine dönmüstü. ta ki macin bitmesine saniyeler kala adanasporun tek sayisi gelene kadar. tüm taraftarlari da üzen golü atanin sabotic olmasiydi. maci f.bahce 4-1 almisti ama atilan 4 gol unutulmus, neden sabotic'den gol yenildinin analizi yapiliyordu.
dönem gazetesinden;
sabotiç ve ercan'ı fenerbahçeliler kaçırdı
feenerbahçe-adanaspor maçından sonra sevinen taraf kümede kaldığı için adanaspor'du. adanaspor'un golcüsü sabotiç ve 6 nolu formasıyla orta alanda etkili olan ercan ise maçtan sonra herkesin gözü önünde fenerbahçeli yöneticiler tarafından kaçırıldı. önce ercan'ı alan yöneticiler daha sonra basın kapısından çıkan adanaspor'un yugoslav futbolcusu sabotiç'i iki kişi kolundan tuttuğu gibi 50-60 metre ilerideki 2 kd 261 plakalı beyaz mercedes arabaya apar topar bindirdiler. 2 futbolcu hiçbir soruya cevaplamadan alel acele stadın önünden uzaklaştılar. iki futbolcunun yöneticiler tarafından görüşme yapmak üzere kimsenin bilmediği bir yere götürüldüğü öğrenildi
Yavuz Eraydın.
Yavuz, Anadolu`nun bir çok takımında forma giydin ve son durağın Bursaspor. Bize kariyerini özetleyebilir misin?
İlk profesyonelliğimi Trabzon PTT Spor Kulübü`nde yaşadım. Orada bir sezon oynadım. Daha sonra Edirnespor`a gittim. Sonrasında küçük bir Galatasaray maceram oldu. Devre arasında sarı kırmızılılarla anlaştım. Ancak maddi konularda uzlaşma sağlanamayınca bu transfer gerçekleşmedi. Ben de İstanbulspor`la el sıkıştım. Bir sezona yakın burada top oynadım. Ardından da Adanaspor`a kiralık gittim. Adanaspor`da şampiyonluk sevinci yaşadım. Küme düşene kadar Adana`da kaldım. İstanbul Büyükşehir Belediyespor`da forma giydim. Sonra Şekerspor`la anlaştım. Orada şanssız bir sezon geçirdim ve ayağım kırıldı. Uzun bir süre sahalardan uzak kaldım. Son olarak Sivaspor`da oynadım. Sivas`ta iki yıl geçirdim. Son sene de bildiğiniz şampiyonluğa ulaştık. Ve şimdi Bursaspor`dayım.
Kaleci şansına inanır mısın?
Kesinlikle inanırım. Türkiye`de kaleci şansı olan tek isim vardır: O da Gençlerbirliği`nin kalecisi Gökhan. Bizde olmayan bir özellik bu. Ama Gökhan`da inanılmaz düzeyde. Kaleci şansı denildiğinde söylenecek tek isim odur. Tek maçlık şans olayını anlarım ama Gökhan`ınki bambaşka. Size bu konuda bir başka örnek daha vermek istiyorum. Adanaspor`da oynarken bizim santraforumuz Altan`dı. Bir sezon boyunca düzenli forma giyerek 23 gol atmıştı. Takımda bir de Amir Ali Baz isminde Denizlispor`dan gelen bir arkadaşımız vardı. Hatırladığım kadarıyla sadece üç maçta 90 dakika sahada kalmıştı. Diğer maçlarda hep oyuna sonradan girmişti. Ama 27 gol atmayı başarmıştı. Durulmayacak yerde durur top da ona gelirdi. Yani futbolda şans faktörü çok önemli. Top sizi sevecek.
Aksaçlı Adanasporlular.
ç......Geçen sene GOP maçında klasik taraftarımızın yanında İstanbulda yaşamakta olan 70 leri ruhunu bilen tüm orta yaşlı Adanasporlular da maçtaydı...Bu bir tutku...
Şimdi ağlattın beni….Bu anlattığın olaya en çok ben şahidim.Zaman zaman kötü günler yaşadığımızda hep sahneye çıkan aksaçlılardır….
Umutların bittiği anda takımına sahip çıkan….Hüzün ve maraklı gözlerle olayları takip eden aksaçlılardır…
Adana haricinde bir örnek veriyorum…89-90 sezonu..son maçımız..İstanbulda Fenerbahçeyle oynuyoruz…
Tabiî ki bizlerde maçtayız..Malatya ile kümede kalmak çekişiyoruz…Bize bir puan yetiyor.Stada sabahtan girdik…
Maç başladı bizim trübünde 3000 kişikadar taraftar varİstanbul ve çevresinden eline bayrağı almış gelmiş en az 2000 aksaçlı yaşlı taraftar var.
Dualarla beraber tezarühat yapmaya çalışan 2000 aksaçlı resmen şov yapıyor….
Bende mecburen amigoluk yapıyorum…))))…
Fenerbahçe taraftarı bize hayranlıkla bakıyor…..
Maç 0-0 bitiyor sevinç göz yaşları akıyor….Herkes sarmaş dolaş…İşte taraftar….İşte Adana diye stad inliyor…
Baba miliç.
Şimdi ağlattın beni….Bu anlattığın olaya en çok ben şahidim.Zaman zaman kötü günler yaşadığımızda hep sahneye çıkan aksaçlılardır….
Umutların bittiği anda takımına sahip çıkan….Hüzün ve maraklı gözlerle olayları takip eden aksaçlılardır…
Adana haricinde bir örnek veriyorum…89-90 sezonu..son maçımız..İstanbulda Fenerbahçeyle oynuyoruz…
Tabiî ki bizlerde maçtayız..Malatya ile kümede kalmak çekişiyoruz…Bize bir puan yetiyor.Stada sabahtan girdik…
Maç başladı bizim trübünde 3000 kişikadar taraftar varİstanbul ve çevresinden eline bayrağı almış gelmiş en az 2000 aksaçlı yaşlı taraftar var.
Dualarla beraber tezarühat yapmaya çalışan 2000 aksaçlı resmen şov yapıyor….
Bende mecburen amigoluk yapıyorum…))))…
Fenerbahçe taraftarı bize hayranlıkla bakıyor…..
Maç 0-0 bitiyor sevinç göz yaşları akıyor….Herkes sarmaş dolaş…İşte taraftar….İşte Adana diye stad inliyor…
Baba miliç.
Altan Aksoy.
. Ortaokuldan itibaren sadece futbolcu olmayı istediğini anlatan yıldız futbolcu, sözlerini şöyle sürdürdü: İKİ AYAĞIM DA SÜPER
`13-14 yaşında kendi başıma yaptığım çalışmalarla sol ayağımı sağ ayağım seviyesine getirdim. Şimdiiki ayağımı da iyi kullandığım için orta saha çizgisinin önündeki her mevkide rahatlıkla forma giyebiliyorum. Hocamız Eric Gerets, şu anda sol kanatta boşluk olduğu için beni orada oynatıyor. Şimdi bu mevki için Heinz transfer edildi. Benim gerçek mevkim sol kanat olmadığı için bu transferi pek kafama takmıyorum. Benim asıl yerim forvetin hemen arkasında serbest oynamak. O mevkide daha verimli olduğumu düşünüyorum.` Teknik kapasitesi çok yüksek olan Altan, günümüzün futbolunda artık fizik gücün çok ön plana çıkmasından yakınıyor: `Ben çok teknik bir oyuncuyum. Ama günümüzde sadece tekniği yüksek oyuncu olmak yetmiyor. Fizik gücününüzün de iyi olması gerek. Bazen sahada çok koşmak ve pres yapmak benim gibi teknik oyuncuların meziyetlerini kullanmasına müsade etmiyor. Herhalde 1980`li yıllarda futbol oynasaydım herkes çok daha farklı bir Altan izleyebilirdi. Çünkü o zaman fizik güç bu kadar ön planda değildi. Yeşil sahalarda daha estetik hareketler görebiliyorduk.
Altan Aksoy (doğum 5 Şubat 1976 Türkiye) Türk orta saha oyuncusudur. Şu anda Mersin İdman Yurdun'da futbol oynamaktadır.
Daha önce Gaziosmanpaşaspor, İstanbulspor, Adanaspor, Göztepe A.Ş., Kocaelispor, Konyaspor,Galatasaray takımlarında oynamıştır. 2005-2006 sezonunu Çaykur Rizespor'da kiralık olarak geçirdikten sonra, takımı Galatasaray'ın da izniyle 2 senelik profesyonel anlaşma imzalayarakÇaykur Rizespor'a transfer olmuştur.2008-2009 sezonu itibariyle Mersin İdman Yurdu forması giymektedir. Ç. Rizespor formasıyla Trabzonspor maçında 53. dakikada gol atmasından dolayı Rizede Plakayı çakan topçu olarak anılmaktadır.
Feyzullah Küçük.
Top ondayken tribün bilirdi ki bir şeyler olacak. Gol olacak veya net bir gol pozisyonu yaşanacak; taraftar sonu bilinen, belki tahmin edilen bir coşkuyla ayakta olacak. O zamanlar “takım aşkına taraftar ayağa” sloganına zaten gerek yok, çünkü Feyzullah buna tek başına bile yapabilecektir. Bilirdik.
Onun kendine özgü ve binlerle ifade edilebilecek bir taraftar kitlesi vardı. Feyzullah’ı seyretmek, futbol denen o eğlenceli etkinliğin haz alma hissini tatmin etmeye yeterdi. Bizim Maradona’mızdı desem abartmış olmam. Hatırlayanlara sormak bile yeter.
Nejat’la organize ettikleri frikikler unutulmaz. Malum noktada bir serbest vuruş düdüğüne biz penaltı muamelesi yapar öyle sevinirdik. Nejat topu hafifçe havalandırırdı, Feyzullah vururdu ve gol olurdu. Bu kadar basitti eylem.
Yine dar zamanlarımızdı, tribünün tepkisi olur olmaz yerlere isabet eden deli maytaplar gibiydi. Birinde Feyzullah’a geldi bu tepki. Ki o söz konusu maçta da en çok savaşandı. Feyzullah, kendisine yöneltilen “tepkileri” duyduğu yerden bir bakış fırlatmıştı maratona, adeta o anda buz kesmişti tribün veya bir ‘Tarantino’ filminde her şey ağır çekim seyrediyordu o zaman… Sanki bin yıl süren bir sessizlik olmuştu. Evet, bir tepki olurdu belki futbolcuya, hak edeni de vardır; ama işte o saat itibariyle uzayın boşluğunda savrulmuş o acı sözlerin muhatabı asla Feyzullah olmayacaktı. O bakıştan bu böyle bilinecekti.
Derken, ilerleyen dakikalarda o sitemkâr bakışı bıraktığı noktadan (kuzey kale arkasına, orta saha ile ceza sahası arasında bir yerden) öyle bir şut çekti ki Feyzullah, o topu ne kaleci gördü, ne ben gördüm ne de tribün gördü. Bize kalan gole sevinmekti artık. Ama Feyzullah yalnızca bir “futbolcu onuruyla” o golden sonra takımının galibiyetinin peşine düşmüştü yine, tribünden basit bir intikamın değil.
Adanaspor’un mazisine dönüp baktığınızda orada, hem de güzel bir yerde Feyzullah’ı göreceksiniz.
Kaplanpencha blogspot
Futbolcuydu Güvenlik görevlisi oldu.
Futbolcuydu, güvenlik görevlisi oldu
Türk futboluna uzun yıllar hizmet veren binlerce yıldız futbolcudan sadeci biri Osman Güler.
Reklam
benzetmelerine mazhar olan Osman Güler, yıllarca yeşil sahalarda rakip takım golcülerine nefes aldırmadı.
Ancak aradan yıllar geçti ve Osman Güler bugün kamuoyunun karşısına bambaşka bir kimlikle çıktı. O şimdi yıllarca top koşturduğu yeşil sahalarda ne bir antrenör, ne de başarılı bir teknik adam. Osman Güler, bugün futboldan kazandığı parayı daha fazla faiz vadiyle reklam yapan bir bankaya kaptıran binlerce İmarzededen sadece biri. Bankaya devletin el koyması ile yıllardır yeşil sahalarda ter dökerek kazandığı parasını hortumculara kaptıran bir vatandaş.
Osman Güler, ekmeğini kazanmak için özel bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Bir zamanlar Ali Sami Yen'de, Şükrü Saraçoğlu'nda ve İnönü'de Galatasaray, Fenerbahçe ve
Beşiktaş gibi futbolun devlerine karşı mücadele eden Osman Güler, şimdi Adana'da hırsızlara ve yankesicilere karşı efor sarfediyor.
Tınaz Tırpan, Candan Dumanlı, Gündüz Tekin Onay, Şevket Lukoviç, İsmet Arıkan, Dorde Miliç gibi teknik direktörlerle çalıştı. Adanaspor'da oynadığı yıllarda hocaları ona, ünlü futbolcular Fenerbahçeli Rıdvan Dilmen, Bursasporlu Baytiyar Yorulmaz, Galatasaraylı Cüneyt Tanman, Samsunsporlu Tanju Çolak, yine Fenerbahçeli Raşit Çetiner'i durdurma görevleri verdi. Ali Sami Yen Stadı'nda Tanju Çolak'la girdiği ikili bir mücadele sonunda bir omuz darbesiyle onu taça atmış Osman. Sanki o anı yeniden yaşar gibi anlatıyor Osman. Bir dönemin golcülerinden Bahtiyar Yorulmaz'ı da söylemeden geçemiyor Osman. Topa kafa vurdurmadığı için kendisine 'Karaoğlan beni rezil mi edeceksin' demiş.
Osman Güner, futbola 1979 yılında Adana Karataşgücü'nde başladı. futbol hayatında kendisinin ilk antrenörü Haluk Güner Köktürk ve Remzi Karagantimur olmuş. Adanaspor Altyapı Antrenörü Sami Bayraktar'ın dikkatini çekmeyi başarmış ve Karataşgücü'nden Adanaspor'a spor malzemesi karşılığında transfer olmuş. Bir yıl amatör takımla oynadıktan sonra profesyonel olarak Adanaspor'a mukavele imzalayan Osman, "Adanaspor'da oynamak en büyük hayalimdi. Bunu gerçekleştirdiğim için çok mutlu olmuştum" diyor.
Adanaspor'un 1981 yılında UEFA Kupası'nda İtalya'nın İnter takımıyla oynadığı maçtan önce sahaya amatör takımla çıkan Osman, binlerce seyircinin önünde top oynamış. 1982 yılında Adanaspor PAF takımı Fenerbahçe deplasmanına gidecek. Teknik Direktör Sami Bayraktar,
kontenjan olarak Osman'ı da kadroya almak istemişti.
Adanaspor amatör takımının da Havuzlubahçe ile oynayacağı çok kritik bir maç olduğundan götürülmemiş Osman. PAF takım İstanbul'dan dönerken Pozantı yakınlarında trafik kazası geçirmiş. O kazada 4 kişi hayatını kaybetmiş. Osman, "Belki gitseydim, ben de ölebilirdim" diye konuşuyor.
O anı da gözünde canladıran Osman, "İncirlik'te Havuzlubahçe ile maçımız vardı. Hakem Turhan Yıldırım'dı. Bir haber geldi, kaza sonrası bütün kafile ölmüş dediler. Maç iptal olmuştu. Hepimiz oraya gittik. Aileleri ağlıyordu" şeklinde acı hatırayı anlatıyor.
Osman Güler, 1985 yılında Adanaspor'dan Kayserispor'a transfer olmuş ve 2 yıl burada top oynadıktan sonra Adanaspor'a geri dönmüş. Kayserispor'da takım arkadaşları arasında Kemal Kılıç'ı, Branco'yu, Rıdvan'ı, kaleci Adnan ve Hayrettin'i anımsıyor. Daha sonra eski takımı Adanaspor'a dönen Osman'ın şansı yaver gitmemiş. Sırp Teknik adam Dorde Miliç'in kendisini yedek tutması üzerine Siirtspor'un teklifine sıcak bakmış. Rotasını Güneydoğu'ya çeviren Osman, burada da iki yıl top koşturduktan sonra Adana'ya dönmüş ve o yıllarda Polisgücü'nde 3. ligde bir yıl oynamış. Adanaspor'da jübile kararı aldırmasına rağmen, kulüp kapanınca bu isteği de gerçekleşmemiş. Osman, Türk futboluna bir çok yıldız kazandıran Adanaspor ve Adana Demirspor kulüplerinin şu anda içinde bulunduğu durumun kendisini de üzdüğünü belirtiyor.
- BİR DAHA FAİZE PARA YATIRMAM
Yeşil sahalara veda ettikten sonra futboldan kazandığı para ile gelecek planları yapan Osman'ın kazancını, daha yüksek faiz sloganı ile mevduat toplayan İmarbank'a yatırması gelecek planlarını da alt-üst etmiş. Adanaspor'un eski futbolcusunun hayalleri de batan bankalarla birlikte kararmış.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)'nun batan bankalara yönelik operasyonları sonucunda İmarbank'a da el konulması Osman Güler'i meteliksiz bırakmış. Tüm paralarını kaybeden Osman şimdi top koşturduğu stadlarda, mağazalarda güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Osman, yaşadığı psikolojinin çok karmaşık olduğunu vurguluyor.
"Ali Sami Yen'de, Fenerbahçe, Beşiktaş stadlarında o dönemde, golcüleri durduruyordum. Şimdi hırsızları, yankesicileri durduruyorum. İkiside farklı duygu. O zaman sahaya çıkıp alkışlanıyorduk. Şimdi sahaya çıkıp, sporcuları, yöneticileri, mağazaları koruyoruz. Kendimi bir polis gibi görüyorum. Adanaspor ve Adana Demirsopr'un haline üzülüyorum. Kayseri'nin iki takımı birinci ligde mücadele ediyor. Futbolcuyken de golcüleri durduruyordum. Şimdi de hırsızları durduruyorum. Beni, stadyumda ya da mağazada güvenlik görevlisi olarak görünce tanıyanlar şaşırıyorlar. Ama utanmıyorum.
Çalışmak ayıp değil. İlk başlarda zorlandım ama kavradım belli şeyleri. Futbolun olduğu gibi güvenliğin de püf noktaları var. Kursları bitirdik, sınava girdik, sertifika aldık. Futboldan en büyük parayı Kayserispor'dan aldım. Adanaspor, Mersin İdman Yurdu, Siirtspor'da, kendi çapımda değerlendirmeye çalıştım. Bizim zamanımızda bu kadar büyük meblalar dönmüyordu. 10-12 sene İmar Bankasıyla çalıştım. İki sene, Erdoğan ve Uzan arasındaki ağız dalaşından benim içerde olan 200 milyar param var. Yine mücadeleme devam ediyorum. Önemli olan sağlık. Kaderimizde bu da varmış, bunu yaşıyoruz.
Paramı bir daha faizle bankaya koymam. Sütten ağzım yandı, yoğurdu üfleyerek yiyorum. Futbolda, biriktirdiğin geleceğim için ayırdığım para bankada. O para bende olsa futbol okulu açacaktım."
12 Nisan 2009 Pazar
Mahir Alevin anılarından.
Bu anilari okuyunca cok gerilere gittim bazi olaylar ve maclari hic hatirliyamadim bazilari dun gibi,
Unutlumaz maclar cok, unutulanlar da cok,
Bir Genclerbirligi maci vardi 2.lig sampiyonlugu yolunda giderken B.Orhan atti ve mac 1-1 bitti stad buz, sonraki hafta Genler Izmirspor ile oynuyacakti yine B.Orhan atti ve Gencler yendi.Bir Ordu maci vardi son artik sampiyonluk maci stad saat 9-10 gibi doldu, mac saat 14,00 de herses bekliyor oyle tribun hareketi filan yok, belki Amigi ibo da yok hatirlamiyorum hersey spontane gelisirdi, birileri cikar bagirirdi Adana , Adana diye, baska bir tezahuratta bilmiyoruz ki, ya da sadece alkisla tempo tutulurdu, Bir Arap Kemala vardi , olmustur allah rahmet eylesin adam sanki teknik direktor, mac boyunca tibunun altindaki yurume yerinde bir asagi bir yukari gider herkese taktik verirdi ve inanimaz bir sey futbolcular da buna uyardi,Rakip takim kalecilerinin moralini bozmakta ustune yoktu ama kufursuz, zaten birgur sesivardi stadda herkes duyardi onu.
Ikinci lig sampiyonluk maci vardi Giresun ile, son dakikalarda Giresun bir gol atti mac bitti dendi, Milic inanilmazi gerkeclestirdi ve baslama vurusundan aldigi topu orta saha yuvarlagindan kaleye yolladi, tabi ozaman tv yok radyo basindayiz babam kufurler ediyor spiker tekrar gooolllll diye bagirdi biz ne oldugunu anlamadik ki hemen radyoya tekrar yapistir kulagi ve golun Adanaspor tarafindan atildigini ogrenice havalara uc ve penaltilarla sanirim aldik kupayi, Sonrasinda Izmir denizgucu ile baska bir kupa maci vardi 2-3 gun sonra babamla Ankaraya ilk deplasman macina gidis, mac gece oynaniyor aylardan mayis sonu ya da haziran basi ben tabi kisa kol gomlek ile gittim Ankara Adana gibi degil soguk tititir titreyerek o mac seyrettim ama ne seyrettigimi bilmiyorum hic bu kadar usumemistim, Babama ile arkadaslari beni aralarina alip isitmaya calistilar ama nafile.
Sonrasinda birinci ligdeki maclar ilk acilis maci, klupten stada kadar babam ve arkadaslari ile gelirdik,
sonrasinda biraz buyuyunce dogru koseye yerlestik tabi,Yildirayin dedigi gibi grup tok her yerden en cilgin Adanasporlular orada, ne gunler gelmis gecmis, kimleri yenmedik ki 5 Ocakta kimlerede yenilmedik tabii ki.
bir goztepe maci hatirliyorum ilk yari 2-0 o zaman goztepe bayagi guclu Ali , Fevzi,nihat ki silip supuruyor, ikinci yari basinda tum stad bir costu futbolcular maratona ve kale arkasina geldi alkislar filan mac sonu 2-2 kaledeki Ali ki milli takim kaleycisi idi, iki gol yedigine inanamadi,
Bir de Sefa arkadasim ile Ankarada Trabzon macina gittik, ya bizim sahamiz kapali idi ya Trabzon sahasi ,
aileden kimseye haber vermeden gece 12,00 de hadi Ankaraya maca gidelim dedik ve bindik otobuse gittik,Ankarada belki Adanasporlu ikimiz vardik ama bizi susuturmak mumkun mu tumTrabzonlularla basa ciktik ve bazan onlari susuturduk,yenemedik ama yenilmedik te,
Mahir Alev.
Unutlumaz maclar cok, unutulanlar da cok,
Bir Genclerbirligi maci vardi 2.lig sampiyonlugu yolunda giderken B.Orhan atti ve mac 1-1 bitti stad buz, sonraki hafta Genler Izmirspor ile oynuyacakti yine B.Orhan atti ve Gencler yendi.Bir Ordu maci vardi son artik sampiyonluk maci stad saat 9-10 gibi doldu, mac saat 14,00 de herses bekliyor oyle tribun hareketi filan yok, belki Amigi ibo da yok hatirlamiyorum hersey spontane gelisirdi, birileri cikar bagirirdi Adana , Adana diye, baska bir tezahuratta bilmiyoruz ki, ya da sadece alkisla tempo tutulurdu, Bir Arap Kemala vardi , olmustur allah rahmet eylesin adam sanki teknik direktor, mac boyunca tibunun altindaki yurume yerinde bir asagi bir yukari gider herkese taktik verirdi ve inanimaz bir sey futbolcular da buna uyardi,Rakip takim kalecilerinin moralini bozmakta ustune yoktu ama kufursuz, zaten birgur sesivardi stadda herkes duyardi onu.
Ikinci lig sampiyonluk maci vardi Giresun ile, son dakikalarda Giresun bir gol atti mac bitti dendi, Milic inanilmazi gerkeclestirdi ve baslama vurusundan aldigi topu orta saha yuvarlagindan kaleye yolladi, tabi ozaman tv yok radyo basindayiz babam kufurler ediyor spiker tekrar gooolllll diye bagirdi biz ne oldugunu anlamadik ki hemen radyoya tekrar yapistir kulagi ve golun Adanaspor tarafindan atildigini ogrenice havalara uc ve penaltilarla sanirim aldik kupayi, Sonrasinda Izmir denizgucu ile baska bir kupa maci vardi 2-3 gun sonra babamla Ankaraya ilk deplasman macina gidis, mac gece oynaniyor aylardan mayis sonu ya da haziran basi ben tabi kisa kol gomlek ile gittim Ankara Adana gibi degil soguk tititir titreyerek o mac seyrettim ama ne seyrettigimi bilmiyorum hic bu kadar usumemistim, Babama ile arkadaslari beni aralarina alip isitmaya calistilar ama nafile.
Sonrasinda birinci ligdeki maclar ilk acilis maci, klupten stada kadar babam ve arkadaslari ile gelirdik,
sonrasinda biraz buyuyunce dogru koseye yerlestik tabi,Yildirayin dedigi gibi grup tok her yerden en cilgin Adanasporlular orada, ne gunler gelmis gecmis, kimleri yenmedik ki 5 Ocakta kimlerede yenilmedik tabii ki.
bir goztepe maci hatirliyorum ilk yari 2-0 o zaman goztepe bayagi guclu Ali , Fevzi,nihat ki silip supuruyor, ikinci yari basinda tum stad bir costu futbolcular maratona ve kale arkasina geldi alkislar filan mac sonu 2-2 kaledeki Ali ki milli takim kaleycisi idi, iki gol yedigine inanamadi,
Bir de Sefa arkadasim ile Ankarada Trabzon macina gittik, ya bizim sahamiz kapali idi ya Trabzon sahasi ,
aileden kimseye haber vermeden gece 12,00 de hadi Ankaraya maca gidelim dedik ve bindik otobuse gittik,Ankarada belki Adanasporlu ikimiz vardik ama bizi susuturmak mumkun mu tumTrabzonlularla basa ciktik ve bazan onlari susuturduk,yenemedik ama yenilmedik te,
Mahir Alev.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)