Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.
9 Ocak 2009 Cuma
Adanaspor tarihine iz bırakan adam.
Adanaspora hayat veren adam.
Adanasporun ne zaman başı dara düşse koşup gelen adam.
Kiprit çak kampanyasıyla Adanaspora tesis kazandıran adam.
Adanasporda hem antrönürlük yapıp hemde kulüp başkanlığı yaparak tarihe geçen adam.
Adanasporun kapanma aşamasına geldiğinde uzanlara devrederek süper liğde mücadele etmesini sağlayan adam.
Federesyonun çeşitli kademelerinde görev alan adam.
Gültekin onayın babası futbolun dueyeni olan adam.
Son günlerde güney kale arkasına ismi verilmesi düşünülen adam.
Velhasıl kelam adam gibi adam Gündüz tekin onay
“Bu destanı yazmaya sayfalar yetmez”(Tevriz Dura) anlatıyor.
“1954 Adanaspor Taraftarlar Derneği olarak biri federasyon birisi de sponsor firma tarafından en centilmen taraftar seçilmenin gururunu yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz..”
“Adanaspor öyle büyük bir kulüptür ki, bu kulüp uğrunda şehit olan Toros Kaplanları vardır. Adanaspor öyle bir tarihe sahiptir ki bu tarihi yazmaya sayfalar yetmez..”
Kapanmanın eşiğinden dönen, iki yıl içerisinde o meşhur küllerinden doğma sözünü gerçekleştiren, önce 2. Lig’e ardından da Bank Asya 1. Lig’e yükselerek şimdi de gözünü Süper Lig’e diken Adanaspor’un şampiyonluğunu herkes konuştu, herkes bu şampiyonluğun öyküsünü yazdı. Ama Toros Kaplanları’nın tarihi başarılarının öncesini, tarihi başarılarla dolu mazisini, gördüğü onca rüzgara rağmen yıkılmayan bu yüce dağın öyküsünü başından sonuna kimse konuşmadı. Güney Haber Gaztesi ve Sporadana.com Turbeyler efsanesinin geri dönüş macerasını camianın ‘Dede’sinden, Tevriz Dura’dan dinledi ve kaleme aldı. İşte Dede’nin ağzından “Bir Toros Kaplanları Masalı…”
Öncelikle derneği ve Dede’yi tanıyabilir miyiz?
Bizden önceki (Tahir Akyollar, İsa Tuna, Erdoğan Şenbol…) yüzlerce ağabeyimizin oluşturduğu Turbeyler’in yaklaşık 50 yıllık mazisi var. Ama derneğimiz 1987-1988 sezonunda gayri resmi olarak Adanaspor Sosyal Hizmetler Kurulu ismiyle kuruldu. 1992 yılında resmileşti ve 1954 Adanaspor Taraftarlar Derneği ismini aldı. İlk başkan Ali Hikmet Gülfil’dir. Daha sonra kısa bir dönem Zekai Oğuz’un başkanlık yaptığı derneğimizin başına 1997 yılında ben geçtim.
Derneğimizin amaçları Adanaspor’un kavuşamadığı yerlere kavuşmasını sağlamak, Adanaspor’a manevi destek vermek, gerektiğinde maddi anlamda destek olmak ve seviyeli taraftar yetiştirmektir. Her amacında olduğu gibi son söylediğim amacında da derneğimiz başarılı olmuştur. Adanaspor taraftarı 1997 yılında ilk kez TFF tarafından, 2004 yılında ise Turkcell tarafından en centilmen taraftar seçilmiş ve bu durum tescillenmiştir.
Ben başkan olarak bu iki güzel olaya ve 6 şampiyonluktan 4’üne tanıklık ettiğim için son derece gururlu ve onurluyum. 1970-1971 sezonu teknik direktör Bülent Eken önderliğinde ve 1987-1988 sezonunda Ali Hoşfikirer yönetiminde yakalanan şampiyonlukların ardından, 1954 Taraftarlar Derneği Başkanı Tevriz Dura olarak 1997-1998-Ercan Albay, 2001-2002-Bahri Kaya, 2006-2007-Cihat Erbil, 2007-2008-Eyüp Arın olmak üzere 4 şampiyonluğa şahit oldum.
İsterseniz bir de Adanaspor’u tanıyalım. Yani Adanaspor tarihinin kısa bir resmini turuncu-beyazlı tarihin en çok içinde olan birisi olarak sizinle çekelim..
Adanaspor’un tarihini altın yıllar, çöküş yılları, Lale Devri, kapanış devri ve Bayram Akgüllü yükseliş dönemi olarak özetleyebiliriz. Ama Adanaspor tarihi bir cümleyle bitirilecek bir tarih değildir ve bu tarihi yazmaya sayfalar yetmez, o tarihin ayrıntılarına girilmeden de olmaz.
O zaman altın yıllardan başlayalım…
Altın yıllarımızı 1971-1982 yılları arasında yaşadık. Bu süre zarfında bir kez UEFA, 2 kez Balkan Kupası oynadı takımımız. Adanaspor bu dönemde 2 kez de gol kralı (Bora Öztürk ve rahmetli Özer Umdu) çıkardı. Adanaspor’dan dünya karmasına ilk kez İsa Ertürk bu dönemde seçildi. İlk kolej takımı ünvanını Adanaspor Gündüz Tekin Onaylı yıllarda yani altın yıllarda aldı. Adanaspor’a bu unvan gerek disiplini gerek kıyafeti nedeniyle verildi. Yine Adanaspor bu dönemde bir ilke imza atarak dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ı genel müdür olarak takımın başına getirdi. Milli takımlara sayısız sporcular yetiştirdi.
Altın yıllar döneminde tarihinde ilk kez Türkiye 1. Lig’i (Şimdiki Süper Lig) şampiyonluğunu, adeta Trabzonspor’a hediye ederek kıl payı kaçırdık. Bizim ayrı bir özelliğimiz de Türkiye’de adı şikeye karışmayan ender kulüplerden biri olmamızdır. Rize, Balıkesir, Mersin ve Ankaragücü maçları buna örnektir. Liglerin son karşılaşmaları olan bu maçlarda takımımız iddiası olmadığı halde rakiplerini yenerek onları küme düşürmüştür.
Adanaspor’un imza attığı bir başka ilk de Türkiye’de tesisleşmeyi başaran ilk kulüp olmasıdır. Bu dönem de dahil Adanaspor’da en çok görev yapan isim Gündüz Tekin Onay’dır. Kendisi 9 kez takımın başına gelmiştir. Altın dönem içerisinde çok renkli simaları olan futbolcular da yine bu dönemde Adanaspor forması giymiştir. Dorde Miliç, Velkoviç, İsa Ertürk, Bora Öztürk, Özer Umdu, Timuçin Çığ, Ercan Albay, rahmetli Önder Mustafaoğlu, Reşit Kaynak, Kayhan Kaynak, Şevket Kestel, Mustafa Şentürk, Feyzullah Küçük, İsmail Akbaşlı, Vedat Bayraktar, Necip Erdoğan, Peroviç, Sabotiç, Darko, Jarabek, kaleci Malik, kaleci Erhan ve bunun gibi daha yüzlerce tanınmış futbolcu turuncu-beyazlı formayı giydi. Adanaspor o kadar büyük bir kulüp ki uğrunda ölen şehitleri bile vardır. 1980-1981 sezonunda Fenerbahçe maçı dönüşü sırasında Pozantı yakınlarında teknik direktör Sami Bayraktar’la beraber futbolcular iki Rafetimiz ve Hasanımız bir bakıma takımlarının yolunda şehit olmuşlardır.
Adanaspor renkli futbolcular kadar renkli taraftarlara da sahip bir kulüptür. Deli Yahya, Tantana Kemal, Vatandaş Dayı, şuan hayatta olan Hamido İbo ve bizler. Tüm bu saydıklarım Adanaspor’un altın yıllarındaki ürünleri.
Gönül ister ki sayfamıza hep altın yılları yazalım. Peki çöküş dönemine girilmesinin nedeni nedir, o dönemde neler oldu?
Türkiye’de sayısız ilke imza atan koca takım ilk yarıyı 6. sırada bitirmesine ve ikinci yarıda 10 maçı kendi evinde oynamasına rağmen yaşanan olumsuzluklar nedeniyle Adana Demirspor’la birlikte küme düştü. Bu yıldan itibaren Adanaspor’un çöküş yılları başladı. Adanaspor’un önünden geçemeyecek insanlar kulüp yöneticiliği yapmaya başladılar. Kalite o kadar düştü ki Adanaspor adeta bazı cingöz yöneticilerin rant kapısı oldu. Bu güzelim kulüpte tefeciler cirit atmaya başladı. Bunların çoğu da kendi yöneticilerimizdi. Adanaspor o kadar kazanç kapısı haline gelmişti ki 1991-1992 sezonunda küme düşme hattında olduğu yıllarda ulusal bir gazetede görev yapan bir ağabeymiz evini satıp yöneticiye para vererek faizle gelir elde etme yolunu seçmişti.
Bu yıllarda kulüp başkanının koltuğuna dahi haciz geliyordu. Tabi o dönemdeki yönetim içerisinde değerli insanlar da vardı. Onları bu sözlerimin dışında tutuyorum. 1987-1988 sezonunda Adanaspor şampiyon olmasına ve Süper Lig’e çıkmasına rağmen bir türlü mutlu olamadı. Hatta son Erzincan maçında 6 bin kişiyle tur atıldı. Bu bizde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Halbu ki bir önceki Çarşamba maçı 30 bin kişiye oynanmıştı.
Varın siz düşünün Adanaspor’un nasıl kötü yönetildiğini..
Bu dönemde taraftarlar olarak takıma ne gibi katkılarınız oldu veya oldu mu?
Bu günlerde deplasman maçlarına gitmekte sıkıntı çeken Adanaspor’u maçlara taraftarlar olarak biz götürdük. Muş, Malatya ve Hatay’a gittik takımla birlikte. Çoğu zaman kulüpte yemek çıkmıyordu ve futbolcularla birlikte karnımızı doyuruyorduk. Kulüp binamızı satmak için birçok yönetici hayali senetler düzenledi. Ama hiçbiri muvaffak olamadı. 1994-95 sezonunda Ekstra Play-off maçı için Konya’ya gidemedik. Gündüz Tekin Onay ÇEAŞ’a, Bursaspor yöneticisi Levent Kızıl’a mektup göndererek yardım talebinde bulundu. Konya’daki 2. maçta Eskişehir’le karşılaşmadan önce Yaşar Deniz’e ÇEAŞ 200 milyonluk çek verdi. Ayrıca Cem Uzan da final maçına gelecekti. Bu Uzan Ailesi’nin Adanaspor’a sıcak bakışının ilk sinyalleriydi.
“Adanaspor öyle büyük bir kulüptür ki, bu kulüp uğrunda şehit olan Toros Kaplanları vardır. Adanaspor öyle bir tarihe sahiptir ki bu tarihi yazmaya sayfalar yetmez..”
Kapanmanın eşiğinden dönen, iki yıl içerisinde o meşhur küllerinden doğma sözünü gerçekleştiren, önce 2. Lig’e ardından da Bank Asya 1. Lig’e yükselerek şimdi de gözünü Süper Lig’e diken Adanaspor’un şampiyonluğunu herkes konuştu, herkes bu şampiyonluğun öyküsünü yazdı. Ama Toros Kaplanları’nın tarihi başarılarının öncesini, tarihi başarılarla dolu mazisini, gördüğü onca rüzgara rağmen yıkılmayan bu yüce dağın öyküsünü başından sonuna kimse konuşmadı. Güney Haber Gaztesi ve Sporadana.com Turbeyler efsanesinin geri dönüş macerasını camianın ‘Dede’sinden, Tevriz Dura’dan dinledi ve kaleme aldı. İşte Dede’nin ağzından “Bir Toros Kaplanları Masalı…”
Öncelikle derneği ve Dede’yi tanıyabilir miyiz?
Bizden önceki (Tahir Akyollar, İsa Tuna, Erdoğan Şenbol…) yüzlerce ağabeyimizin oluşturduğu Turbeyler’in yaklaşık 50 yıllık mazisi var. Ama derneğimiz 1987-1988 sezonunda gayri resmi olarak Adanaspor Sosyal Hizmetler Kurulu ismiyle kuruldu. 1992 yılında resmileşti ve 1954 Adanaspor Taraftarlar Derneği ismini aldı. İlk başkan Ali Hikmet Gülfil’dir. Daha sonra kısa bir dönem Zekai Oğuz’un başkanlık yaptığı derneğimizin başına 1997 yılında ben geçtim.
Derneğimizin amaçları Adanaspor’un kavuşamadığı yerlere kavuşmasını sağlamak, Adanaspor’a manevi destek vermek, gerektiğinde maddi anlamda destek olmak ve seviyeli taraftar yetiştirmektir. Her amacında olduğu gibi son söylediğim amacında da derneğimiz başarılı olmuştur. Adanaspor taraftarı 1997 yılında ilk kez TFF tarafından, 2004 yılında ise Turkcell tarafından en centilmen taraftar seçilmiş ve bu durum tescillenmiştir.
Ben başkan olarak bu iki güzel olaya ve 6 şampiyonluktan 4’üne tanıklık ettiğim için son derece gururlu ve onurluyum. 1970-1971 sezonu teknik direktör Bülent Eken önderliğinde ve 1987-1988 sezonunda Ali Hoşfikirer yönetiminde yakalanan şampiyonlukların ardından, 1954 Taraftarlar Derneği Başkanı Tevriz Dura olarak 1997-1998-Ercan Albay, 2001-2002-Bahri Kaya, 2006-2007-Cihat Erbil, 2007-2008-Eyüp Arın olmak üzere 4 şampiyonluğa şahit oldum.
İsterseniz bir de Adanaspor’u tanıyalım. Yani Adanaspor tarihinin kısa bir resmini turuncu-beyazlı tarihin en çok içinde olan birisi olarak sizinle çekelim..
Adanaspor’un tarihini altın yıllar, çöküş yılları, Lale Devri, kapanış devri ve Bayram Akgüllü yükseliş dönemi olarak özetleyebiliriz. Ama Adanaspor tarihi bir cümleyle bitirilecek bir tarih değildir ve bu tarihi yazmaya sayfalar yetmez, o tarihin ayrıntılarına girilmeden de olmaz.
O zaman altın yıllardan başlayalım…
Altın yıllarımızı 1971-1982 yılları arasında yaşadık. Bu süre zarfında bir kez UEFA, 2 kez Balkan Kupası oynadı takımımız. Adanaspor bu dönemde 2 kez de gol kralı (Bora Öztürk ve rahmetli Özer Umdu) çıkardı. Adanaspor’dan dünya karmasına ilk kez İsa Ertürk bu dönemde seçildi. İlk kolej takımı ünvanını Adanaspor Gündüz Tekin Onaylı yıllarda yani altın yıllarda aldı. Adanaspor’a bu unvan gerek disiplini gerek kıyafeti nedeniyle verildi. Yine Adanaspor bu dönemde bir ilke imza atarak dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ı genel müdür olarak takımın başına getirdi. Milli takımlara sayısız sporcular yetiştirdi.
Altın yıllar döneminde tarihinde ilk kez Türkiye 1. Lig’i (Şimdiki Süper Lig) şampiyonluğunu, adeta Trabzonspor’a hediye ederek kıl payı kaçırdık. Bizim ayrı bir özelliğimiz de Türkiye’de adı şikeye karışmayan ender kulüplerden biri olmamızdır. Rize, Balıkesir, Mersin ve Ankaragücü maçları buna örnektir. Liglerin son karşılaşmaları olan bu maçlarda takımımız iddiası olmadığı halde rakiplerini yenerek onları küme düşürmüştür.
Adanaspor’un imza attığı bir başka ilk de Türkiye’de tesisleşmeyi başaran ilk kulüp olmasıdır. Bu dönem de dahil Adanaspor’da en çok görev yapan isim Gündüz Tekin Onay’dır. Kendisi 9 kez takımın başına gelmiştir. Altın dönem içerisinde çok renkli simaları olan futbolcular da yine bu dönemde Adanaspor forması giymiştir. Dorde Miliç, Velkoviç, İsa Ertürk, Bora Öztürk, Özer Umdu, Timuçin Çığ, Ercan Albay, rahmetli Önder Mustafaoğlu, Reşit Kaynak, Kayhan Kaynak, Şevket Kestel, Mustafa Şentürk, Feyzullah Küçük, İsmail Akbaşlı, Vedat Bayraktar, Necip Erdoğan, Peroviç, Sabotiç, Darko, Jarabek, kaleci Malik, kaleci Erhan ve bunun gibi daha yüzlerce tanınmış futbolcu turuncu-beyazlı formayı giydi. Adanaspor o kadar büyük bir kulüp ki uğrunda ölen şehitleri bile vardır. 1980-1981 sezonunda Fenerbahçe maçı dönüşü sırasında Pozantı yakınlarında teknik direktör Sami Bayraktar’la beraber futbolcular iki Rafetimiz ve Hasanımız bir bakıma takımlarının yolunda şehit olmuşlardır.
Adanaspor renkli futbolcular kadar renkli taraftarlara da sahip bir kulüptür. Deli Yahya, Tantana Kemal, Vatandaş Dayı, şuan hayatta olan Hamido İbo ve bizler. Tüm bu saydıklarım Adanaspor’un altın yıllarındaki ürünleri.
Gönül ister ki sayfamıza hep altın yılları yazalım. Peki çöküş dönemine girilmesinin nedeni nedir, o dönemde neler oldu?
Türkiye’de sayısız ilke imza atan koca takım ilk yarıyı 6. sırada bitirmesine ve ikinci yarıda 10 maçı kendi evinde oynamasına rağmen yaşanan olumsuzluklar nedeniyle Adana Demirspor’la birlikte küme düştü. Bu yıldan itibaren Adanaspor’un çöküş yılları başladı. Adanaspor’un önünden geçemeyecek insanlar kulüp yöneticiliği yapmaya başladılar. Kalite o kadar düştü ki Adanaspor adeta bazı cingöz yöneticilerin rant kapısı oldu. Bu güzelim kulüpte tefeciler cirit atmaya başladı. Bunların çoğu da kendi yöneticilerimizdi. Adanaspor o kadar kazanç kapısı haline gelmişti ki 1991-1992 sezonunda küme düşme hattında olduğu yıllarda ulusal bir gazetede görev yapan bir ağabeymiz evini satıp yöneticiye para vererek faizle gelir elde etme yolunu seçmişti.
Bu yıllarda kulüp başkanının koltuğuna dahi haciz geliyordu. Tabi o dönemdeki yönetim içerisinde değerli insanlar da vardı. Onları bu sözlerimin dışında tutuyorum. 1987-1988 sezonunda Adanaspor şampiyon olmasına ve Süper Lig’e çıkmasına rağmen bir türlü mutlu olamadı. Hatta son Erzincan maçında 6 bin kişiyle tur atıldı. Bu bizde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Halbu ki bir önceki Çarşamba maçı 30 bin kişiye oynanmıştı.
Varın siz düşünün Adanaspor’un nasıl kötü yönetildiğini..
Bu dönemde taraftarlar olarak takıma ne gibi katkılarınız oldu veya oldu mu?
Bu günlerde deplasman maçlarına gitmekte sıkıntı çeken Adanaspor’u maçlara taraftarlar olarak biz götürdük. Muş, Malatya ve Hatay’a gittik takımla birlikte. Çoğu zaman kulüpte yemek çıkmıyordu ve futbolcularla birlikte karnımızı doyuruyorduk. Kulüp binamızı satmak için birçok yönetici hayali senetler düzenledi. Ama hiçbiri muvaffak olamadı. 1994-95 sezonunda Ekstra Play-off maçı için Konya’ya gidemedik. Gündüz Tekin Onay ÇEAŞ’a, Bursaspor yöneticisi Levent Kızıl’a mektup göndererek yardım talebinde bulundu. Konya’daki 2. maçta Eskişehir’le karşılaşmadan önce Yaşar Deniz’e ÇEAŞ 200 milyonluk çek verdi. Ayrıca Cem Uzan da final maçına gelecekti. Bu Uzan Ailesi’nin Adanaspor’a sıcak bakışının ilk sinyalleriydi.
81-82 sezonu uefa kupasi
81-82 sezonu uefa kupasi ilk tur maclaridir.
80-81 turkiye 1.ligini trabzonspor şampiyon olarak tamamlarken adanspor 2.olarak uefa kupasina katilmaya hak kazanmişti.
ilk mac o zamanki adiyla adana şehir stadinda oynanmişti. adanaspor, 3 numarali defans oyuncusu timucin ozer' in ilk dakikalarda attigi golle one gecmişti ve ilk defa bir avrupa kupasi maci izleyen adanalilar golde ne yapacaklarini şaşirmiş cilginlar gibi bagirmişlardi. 60.dakikaya kadar inter ecel terleri dokmu$tu. ama son yarim saatte 3 gol yiyen adanspor maci 3-1 kaybetti.
milanodaki rovanşta adanaspor maci 4-1 kaybederken şeref sayisini macin son dakikalarinda ahmet kahraman atmişti.
inter' in o takiminin en taninmiş oyuncusu altobelli idi ve iki macta da gollerini yazmişti. serena diye de bir adam vardi inter' de ve yanliş hatirlamiyorsam adana' daki gollerden birini atmişti.
adanspor' da deplasmandaki şeref sayisini atan ahmet kahraman daha sonra adana' daki ilk hali sahalardan birini acip işletmiştir.
1.TUR 1.MAÇ
16 Eylül 1981 (Adana) Adanaspor-Inter 1-3
Adanaspor: Malik, Timuçin, Şevket, K.Mustafa, Halis, B.Mustafa, Kayhan, Gani, Selahattin, Ahmet, Özer.
Inter: Bordon, Bergomi, Canoti, Posinato (Sirena), Bachlechner, Bani, Oriali, Prohaska, Altobelli, Centi, Marini.
Goller: Özer (Dk.11), Sirena (Dk.60), Bani (Dk.77), Altobelli (Dk.89)
1.TUR 2.MAÇ
1 Ekim 1981 (Milano) Inter-Adanaspor 4-1
Inter: Bordon, Bergomi, Boresi, Oriali, Canoti, Bochlanger, Bani, Prohaska, Altobelli, Becarossi, Sirena (Benera).
Adanaspor: Malik, Timuçin, Mehmet, K.Mustafa, Şevket, Gani, Kayhan, Selahattin, Ahmet, Özer, Halis.
Goller: Becarossi (Dk.20), Bani (Dk. 52), Benera (Dk.75), Altobelli (Dk.81), Ahmet (Dk.87)
80-81 turkiye 1.ligini trabzonspor şampiyon olarak tamamlarken adanspor 2.olarak uefa kupasina katilmaya hak kazanmişti.
ilk mac o zamanki adiyla adana şehir stadinda oynanmişti. adanaspor, 3 numarali defans oyuncusu timucin ozer' in ilk dakikalarda attigi golle one gecmişti ve ilk defa bir avrupa kupasi maci izleyen adanalilar golde ne yapacaklarini şaşirmiş cilginlar gibi bagirmişlardi. 60.dakikaya kadar inter ecel terleri dokmu$tu. ama son yarim saatte 3 gol yiyen adanspor maci 3-1 kaybetti.
milanodaki rovanşta adanaspor maci 4-1 kaybederken şeref sayisini macin son dakikalarinda ahmet kahraman atmişti.
inter' in o takiminin en taninmiş oyuncusu altobelli idi ve iki macta da gollerini yazmişti. serena diye de bir adam vardi inter' de ve yanliş hatirlamiyorsam adana' daki gollerden birini atmişti.
adanspor' da deplasmandaki şeref sayisini atan ahmet kahraman daha sonra adana' daki ilk hali sahalardan birini acip işletmiştir.
1.TUR 1.MAÇ
16 Eylül 1981 (Adana) Adanaspor-Inter 1-3
Adanaspor: Malik, Timuçin, Şevket, K.Mustafa, Halis, B.Mustafa, Kayhan, Gani, Selahattin, Ahmet, Özer.
Inter: Bordon, Bergomi, Canoti, Posinato (Sirena), Bachlechner, Bani, Oriali, Prohaska, Altobelli, Centi, Marini.
Goller: Özer (Dk.11), Sirena (Dk.60), Bani (Dk.77), Altobelli (Dk.89)
1.TUR 2.MAÇ
1 Ekim 1981 (Milano) Inter-Adanaspor 4-1
Inter: Bordon, Bergomi, Boresi, Oriali, Canoti, Bochlanger, Bani, Prohaska, Altobelli, Becarossi, Sirena (Benera).
Adanaspor: Malik, Timuçin, Mehmet, K.Mustafa, Şevket, Gani, Kayhan, Selahattin, Ahmet, Özer, Halis.
Goller: Becarossi (Dk.20), Bani (Dk. 52), Benera (Dk.75), Altobelli (Dk.81), Ahmet (Dk.87)
1983-1984 Adanaspor takım kadrosu.
Adanaspor : Malik, Nejat, K. Mustafa, Osman, Savaş (B. Mustafa), Özer Umdu (Nihat), Feyzullah Küçük, Bakir Şalak, Selahattin, Ahmet Kahraman, Kayhan Kaynak
Anadolu takımları kaç hafta lider olabildi
HANGİ TAKIM KAÇ HAFTA LİDER OLDU?
Fenerbahçe 472
Galatasaray 420
Beşiktaş 335
Trabzonspor 177
Samsunspor 23
Bursaspor 19
Eskişehirspor 19
Kocaelispor 19
Ankaragücü 14
Altay 13
Göztepe 13
Gençlerbirliği 9
Adanaspor 7
Adanademirspor 5
Hacettepe 5
İstanbulspor 5
Sakaryaspor 5
V.Manisaspor 5
Ankarademirspor 4
Boluspor 3
Diyarbakırspor 3
Zonguldakspor 3
Altınordu 2
Gaziantepspor 2
Karşıyaka 2
Mersin İ.Y. 2
Bakırköyspor 1
Sarıyer 1
başarısına göre Anadolu takımları şampiyonlukları.
5 şampiyonluk: Eskişehirspor
(68-69 sezonu 36 puan)
(69-70 sezonu 30 puan)
(71-72 sezonu 31 puan)
(74-75 sezonu 29 puan)
(79-80 sezonu 26 puan)
3 şampiyonluk: Adanaspor
(75-76 sezonu 29 puan)
(77-78 sezonu 29 puan)
(80-81 sezonu 26 puan)
3 şampiyonluk: Altay
(61-62 sezonu 42 puan)
(62-63 sezonu 21 puan)
(76-77 sezonu 27 puan)(*2)
3 şampiyonluk: Ankaragücü
(63-64 sezonu 38 puan)
(72-73 sezonu 31 puan)
(84-85 sezonu 32 puan)
3 şampiyonluk: Samsunspor
(85-86 sezonu 38 puan)
(86-87 sezonu 40 puan)
(93-94 sezonu 45 puan)
Fenerbahçe 472
Galatasaray 420
Beşiktaş 335
Trabzonspor 177
Samsunspor 23
Bursaspor 19
Eskişehirspor 19
Kocaelispor 19
Ankaragücü 14
Altay 13
Göztepe 13
Gençlerbirliği 9
Adanaspor 7
Adanademirspor 5
Hacettepe 5
İstanbulspor 5
Sakaryaspor 5
V.Manisaspor 5
Ankarademirspor 4
Boluspor 3
Diyarbakırspor 3
Zonguldakspor 3
Altınordu 2
Gaziantepspor 2
Karşıyaka 2
Mersin İ.Y. 2
Bakırköyspor 1
Sarıyer 1
başarısına göre Anadolu takımları şampiyonlukları.
5 şampiyonluk: Eskişehirspor
(68-69 sezonu 36 puan)
(69-70 sezonu 30 puan)
(71-72 sezonu 31 puan)
(74-75 sezonu 29 puan)
(79-80 sezonu 26 puan)
3 şampiyonluk: Adanaspor
(75-76 sezonu 29 puan)
(77-78 sezonu 29 puan)
(80-81 sezonu 26 puan)
3 şampiyonluk: Altay
(61-62 sezonu 42 puan)
(62-63 sezonu 21 puan)
(76-77 sezonu 27 puan)(*2)
3 şampiyonluk: Ankaragücü
(63-64 sezonu 38 puan)
(72-73 sezonu 31 puan)
(84-85 sezonu 32 puan)
3 şampiyonluk: Samsunspor
(85-86 sezonu 38 puan)
(86-87 sezonu 40 puan)
(93-94 sezonu 45 puan)
Reşit kaynak.
Reşit Kaynak
• Futbolcu kaynağı Kaynak Ailesi’nin en büyüğü.
• 14 yaşında 40 kilometrelik Soysalı-Ceyhan arasındaki yolu babasından habersiz bisikletle geçerek mahalle takımının antrenmanlarına giden Reşit, iki yıl içinde önce Adanaspor, sonra milli formaya kavuştu.
• Arkasından gelen kardeşleri İrfan, İlhan, Kayhan, Cengiz, Ayhan ve Orhan’a hem ağabeylik hem babalık yaparak onlara ışık tuttu.
• Çok kulüp gezdi.
• Ama ne O Adana’yı; ne de Adana O’nu unuttu.
• Oynadığı futbol kadar, saflığı ve temiz kalbi ile de ün yaptı...
Futbola nasıl başladı?
1966 yılında 13 yaşlarındayım. Soysalı Köyü takımında büyüklerle birlikte oynuyorum. Köy öğretmenim de Ceyhan’da oynamış bir futbolcu. Beni çok beğendi. Elimden tutup Ceyhanspor’a götürdü. Yaşım daha çok küçük. Ceyhanspor amatör kümede oynarken benim şansımdan Türkiye 3. ligine alınınca beni beğenmelerine rağmen transferim olmadı. Yeniden köye döndüm. Bu arada beni antrenmanlarda izleyen Dibek Duran beni Ceyhan Akınspor’a aldı. Akınspor bir mahalle takımı olmasına rağmen Ceyhan’ın en ünlü takımlarından biriydi. 15-16 yaşlarında olmama karşın harikalar yaratıyordum.
Baba dayakları
Bu arada, köyden Ceyhan’a kadar olan 40 kilometrelik yolu, bisikletle gizlice gidip geldiğimi öğrenen babamdan çok dayak yedim. Ama yılmadım. Bir gün babam Ceyhan’a alışveriş yapmaya gidince esnaf çevresini sarmış ve benim çok iyi oyuncu olduğumu söylemiş. Babamın da hoşuna gitmiş. Eve geldi ve, “Bu hafta maçınız kiminle” dedi... İlk kez o zamanın en popüler takımı olan Milli Mensucat ile Ceyhan’da maç yapacaktık. Babam beni izlemeye geldi. Heyecandan ayaklarım titriyordu. Milli Mensucat’ı 2-0 yendik. Bir de gol attım. Babam bana gösterilen ilgiyi ve yeteneklerimi görünce rahatladım.
Bir hafta sonra Kadirli’ye gittik. Benim attığım golle karşılaşmayı 3-0 kazandık. Maçtan sonra taraftarlar sahaya atladı. Bana doğru koşmaya başladılar. Beni dövecekler diye çok korkarken birden omuzlara alarak tribünlerin önüne getirdiler...
Adanaspor’a gelişi
1968-1969 sezonunda Adana’da ajanlık kupası maçları oynuyoruz. Ben yine gollerimi arka arkaya sıralıyorum. Coral Hoca beni izlemiş ve beğenmiş. Adanaspon genç takımı için lisans çıkardılar. Ancak hemen profesyonel takımla birlikte antrenmana çıkmaya başladım.
5 Bin liralık kıyak
Yöneticiler bana 5 bir lira verdiler ödül olarak. Amatör olarak profesyonel takımın kamplarına idmanlarına alınıyordum. O günlerde en büyük ödülü bana Gündüz Tekin Onay genç milli takıma çağırarak verdi. Adanaspor’da ise sadece Kayseri ve Sakarya maçlarının 2. yarılarında şans bulabildim.
Soyunma odasında İsa’yı dövdü
1972-1973 sezonunda başımıza Gündüz Tekin Onay gelince dünyalar benim oldu. İleride genç milli takımda forma giydiğim İsa ile yanyana oynuyorduk. Saha içinde birbirimizi mükemmel tamamlıyorduk. Birbirimizin oyun şeklini ezbere bildiğimiz için rakip savunmayı hallaç pamuğu gibi atıyorduk. Fakat maç bittikten sonra düşman kardeş gibiydik. Hiç konuşmuyorduk. Takımdaki bizden yaşça büyük olan futbolcular da ikimizi ayrı ayrı birbirimize kışkırtıyorlardı nedense. Adana’da oynadığımız bir Bolu maçında İsa, topu önümde götürmeye başladı. Yanından koştum, ondan bağırarak pas istedim. Vermedi. Pozisyon kaçınca, ağzımdan bir iki ters kelime çıktı. O da karşılık verdi. Soyunma odasına girer girmez üzerine atladım ve bir güzel pataklayarak sinirimi aldım. Sonra sahaya çıkıp hiç bir şey olmamış gibi oynadık ve maçı 1-0 kazandık. Bana tuhaf gelen şey soyunma odasında hiçbir arkadaşın bizi ayırmamasıydı. Hatta bazıları, “Reşit haklı bırakın dövsün” diyordu.
Kaynak Kardeşler'in Hamisi
Bu arada ben şöhreti yakalayınca küçük kardeşlerimin de önü açıldı. Yavaş yavaş kardeşlerimi de yanıma almaya başladım. İlk olarak rahmetli İrfan ve İlhan geldiler. Daha sonra da rahmetli Kayhan. Hem okullarına gidiyorlar hem de genç takımda forma giyiyorlardı. Onlara hem ağabeylik hem de babalık yaptım.
Beşiktaş’a Gidişi
1974-1975 sezonu sona erdi. Yöneticiler bizimle birlikte transfer masasına oturdular. İsa 575 bin liraya yeniden anlaştı. Ben 600 bin lira istedim... Yöneticiler vermediler. 575 bin liraya indim. Yine kabul etmediler... Çok şaşırmıştım. O sırada Beşiktaş’ın Teknik Direktörlüğü’ne getirilen Gündüz Tekin Onay beni telefonla aradı. İstanbul’a çağırdı. Uçağa atladığım gibi gittim. Beşiktaş Kulübü’nden içeri girince bir de ne göreyim Beşiktaş Başkanı Mehmet Üstünkaya, Gündüz Tekin Onay ve Adanaspor Başkanı Rahmetli Yalçın Sürmeli beni bekliyorlar. Dondum kaldım. Adanaspor’dan bilerek koparıldığımı hemen anladım.Tavşana kaç, tazıya tut misali geldiğim İstanbul’da üstelik 400 bin liraya iki yıllık sözleşme imzaladım.
Seba’yı Nasıl Kızdırdı?
Beşiktaş’taki ilk günlerim sıkıntılı geçti. Niko, Zekeriya, Ahmet gibi eskiler beni hazmedemediler. Takıma oturdukça, gollerimi attıkça seslerini kestiler. İlk sezon 15 gol atarak krallık yarışında 2. oldum. Ancak ligde pek başarılı olamadık. Hiç unutmam deplasmanda Göztepe ile oynuyorduk. Yönetim değişmişti. Gazi Akınal’ın ekibinde yer alan Süleyman Seba genel kaptanımızdı. Duran topları ben kullandığım için topun başına gittim. Daha vurmadan Hayri gelerek atışı kullandı. Çok kızdım. Hayri ile dalaştığımı gören Süleyman Seba ters ters baktı. Gündüz Tekin Onay’ın yerine getirilen İsmet Arıkan’a beni çıkarmasını söyledi. Dediği olmadı. O günden itibaren Seba, benim yüzüme bakmadı.
Adanaspor Beşiktaş Maçı
1975-1976 Sezonu. Benim Beşiktaş’daki ilk yılım. Ligde iddiamız yok. Beşiktaş olarak Türkiye Kupası’nda iddialıyız. Gündüz Tekin Onay’ın yerine gelen İsmet Arıkan başımızda. Adanaspor ile Adana’da oynayacağız. Maç Adanaspor açısından önemli. Puan kaybetmesi halinde kümede kalma şansı kalmayacak Adanaspor’un. Maç başlar başlamaz Vedat Bayraktar gözümün içine bakarak, “Aman ha Reşit topu götürüp orta yapayım, gol atayım deme!” diyor. Her fırsatta bunun gibi şeyler söyleyerek beni yumuşatıyor. O kadar etki altında kaldım ki, ayağıma gelen her topu Vedat’a pas olarak vermeye başlamışım. İsmet Arıkan beni 15. dakikada oyundan aldı. Daha sonra da beni bir daha Adanaspor’a karşı oynatmadılar...
Diyarbakır’a Gidişi
Beşiktaş ile sözleşmem 1976-1977 sezonunun bitiminde sona erdi. Bizimle transfer görüşmesi yapan Süleyman Seba, tüm futbolculara 600 bin lira vereceğini açıkladı. Bana biraz ters geldi. Biraz da soğumuştum İstanbul’dan. Adanaspor’a yeniden gelmek istedim. Başkan Metin Şenyiğit ile görüştüm 500 bin lira verebileceğini söyledi ve, “Seni yönetimde isteyen tek kişi benim” deyince canım çok sıkıldı. O paraya oynamaya razıydım. Şenyiğit’in lafları ağırıma gidince vazgeçtim. Diyarbakırspor’un 1 milyon liralık teklifine “evet” dedim. Yanımda, Vehbi ile Baykal oynuyordu. O yıl Türkiye liglerinin en iyi forveti Diyarbakırspor’da idi.
Diyarbakırspor-Adanaspor Maçı
Beşiktaş’ta oynadığımız yıllarda adım “Adanaspor karşısında oynamıyor” diye çıkmıştı. Zaten Beşiktaş’ta da Adana’daki 2-0’lık maçtan sonra beni pek oynatmamışlardı... Çetin Güler Adanaspor’a karşı beni oynattı. Ama oynayabilene aşkolsun. O güne kadar beni yere göğe sığdıramayan seyirci daha ilk dakikadan itibaren küfür etmeye, yuh çekmeye başladı. İyi oynamak isterken psikolojik yönde etkilendim. O atmosfer içinde sürekli olarak top kaybediyordum. İlk yarı bitti. Soyunma odasına girerken genel kaptan seyircinin tahrikine kapılarak arkadan gelip bana yumruk attı... Soyunma odasında ne yapacağımı şaşırmış vaziyette hüngür hüngür ağlıyordum. Genel Kaptan, Çetin Güler’e beni oyundan çıkarmasını söyledi. Çetin Hoca da, “Ben böyle birşey yapmam cesaretin varsa sen çıkar” diye karşılık verdi. Sahaya yeniden çıktım. Vehbi kafasıyla bir top indirdi önüme, ben de yaradana sığınarak vurdum. Top kalenin tavanına asıldı. Bu kez seyirci beni alkışlamaya başladı. Genel kaptan da boynuma sarılıp özür diledi. Karşılaşmayı 1-0 kazandık.
Gençlerbirliği’ne Transfer Oluşu
1981-1982 sezonu Gençlerbirliği ile Kadri Aytaç beni transfer listesine almış. İlhan Cavcav beni Ankara’ya çağırdı. Otuurup 6.5 milyon liraya anlaştık. Cavcav bana, “Listemizde Vehbi de var eğer iyi anlaşırsan onu da almak istiyoruz” dedi. Vehbi’yi kendi elimle Ankara’ya getirdim. Birlikte oynamaya başladık. Bir kaç hafta sonra Vehbi bana ukalalık yapmaya başladı. İnsanoğlu işte. O yıl Türkiye 1. ligine çıktık. Vehbi 15, ben 11 gol attım.
Adanaspor’a Dönüşü
Gençlerbirliği forması altında 1 yıl daha oynadıktan sonra 1984-85 sezonu Adanaspor’dan davet aldım. Başkan Toros Birol idi. Cengiz Dinçer, Şevki Adalı yönetimindeydi. 4.5 milyon lira karşılığında yeniden Turuncu-Beyazlı formayı giymeye başladım. İki sezon da Türkiye 2. Ligi’ni ikinci olarak bitirdik.
Ayvalık ve Hatay Maceraları
TEK Müdürü olan uzaktan bir akrabam, iyi bir kadro kuran Ayvalıkspor’a gitmemi istedi. kabul ettim. 1987-88 sezonunda Ayvalık’ta 12-13 gol attım. takımımız o yıl Edremit’in arkasında ligi 2. sırada bitirdi. İşte o yıllarda kalbim sinyal vermeye başladı. Sık sık adalelerimde sertleşme oluyordu. Kendimi iyi hissetmiyordum. Ertesi sezon Hatayspor Antrenörü Ruhi Yavuz transfer teklifinde bulundu.. Hatay’a gittim. Sezona da iyi başladım. İlk 6 haftada 8 gol attım. Bir İskenderunspor maçı sonrasında göğsümde yanma hissettim. Hatay’a dönerken çok büyük sıkıntı yaşadım. Bir kaç hafta sonra Urfa deplasmanında da aynı şeyler oldu. Daha sonra Hatay’da yapılan bir antrenmanda iyice fenalaştım. Soyunma odasına zor gittim. Ertesi hafta Adana’ya gelince Dr. Faruk Özdemir’e kontrole gittim. Efor testi yaptı. Kalp grafimi çekti. Gözleri fal taşı gibi açılarak yanıma geldi ve “Reşit sen kalp hastasısın. Hatay’a telefon et. Lisansını duvara assınlar. Hemen Ankara’ya kontrole git” uyarısında bulundu. Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde yapılan kontrolde 4 damarım tıkalı bulundu. Hemen by-pass oldum.
Reşit’in Karmaları
Sizin de bildiğiniz gibi gençliğimde epey takım gezdim. Çok klas futbolcularla birlikte oynadım. Size geniş kapsamlı bir kadro yapmak istiyorum. Kalede Rasim (BJK), sağbek Şevket (Adanaspor), Stoper Necip (Adanaspor), Solbek Zekeriya (BJK), Orta alanda Miliç (Adanaspor), Hayri (BJK), Köksal (Adanaspor), Recai (Diyarbakır), ileride Reşit (Adanaspor), Vedat (Adanaspor)
Şimdi bana soracaksın biliyorum. “Vedat Bayraktar’ı niye santrafora aldın?” diye. Her sezon Adanaspor’da savunmada oynamasına rağmen 5-6 gol atardı. Nereye mi tabi ki, kendi kalesine... İdeal Adanaspor tertibim ise kalede Erhan; geri dörtlüde Yalçın, Vedat, Necip, Tufan; ortada Önder, Köksal, Miliç, Naci; ileride Reşit, İsa
Antrenörlük Yaşamı
1989 yılında B kursunu bitirdim. Adanaspor altyapısında çalıştım. Aynı yıl B Genç takımla şampiyonluk zevkini yaşadım. 1991-1992 yılında Konya Ereğlispor’a gittim.Mali sıkıntılar içinde 2 sezon orada kaldım. daha sonra Diyarbakırspor’da çalıştırıcılık yaptım. Sezon ortasında yönetim değişince görevi bıraktım. Bu arada Jübile maçım için devre arasında Adanaspor-malatyaspor oynadı. Malatyaspor’un masraflarını karşıladığım ve yeterince bilet satamadığım için zarar ettim. Her şeye rağmen Adanasporlu Reşit olmaktan dolayı mutlu ve gururluyum.
avrupa kupaları.
1976/77 UEFA Kupası Adanaspor Austria Salzburg Avu 0-5 2-0 - 1. Tur
1978/79 UEFA Kupası Adanaspor Honved Budapest Mac 0-6 2-2 - 1. Tur
1981/82 UEFA Kupası Adanaspor Internazionale İta 1-3 1-4 - 1. Tur
Boluspor 2. Başbakanlık kupasını 31 Mayıs 1981 günü Ankara 19 Mayıs Stadyumunda Adanaspor’ u 3-1 mağlup ederek kazanmıştır.
FORTİS TÜRKİYE KUPASINDA KOCAELİ İLE YARI FİNAL OYNAMIŞTIR.
1971-1972 Sezonu
Türkiye Kupası Çeyrek Final 1. Maçı
Adanaspor 1-0 Altay
Kupada bu güne kadar bir başarımız olmadı.
1971 1972 sezonu
Adanaspor 1-0 Altay
Adanaspor 1-3 Altay. Altay yarı finale yükselmiştir.
6 Mart 2002 kocaeliyle yarı final oynadık.
1985 1986 sezonu yarı final
Altay 0-0 Adanaspor
Adanaspor 1-1 Altay
Altay 1-1 Adanaspor.
Altay deplasmanda atılan gol kuralı ile yarı finale yükselmiştir.
seksen beş seksenaltı sezonunda Altayla yarı fiali kaybetmseydik finali oynıyacaktık.
Finalide geçip birinci liğe çıkmayı istiyorduk.
O sezonlar kupayı alanlar liğe çıkıyordu.
Sonradan kanun değişti.
O sıralar tarsuslu reşit bizde oynuyordu.
Maçın son dakikalarında reşit topu korner köşesinde oyalamaya çalıştı.
Bu esnada Altaylı futbolcuya topu kaptırdı kaptırılan top kalemize gol olarak geri döndü.
Reşite az küfür etmedik bizi süper liğ hayalinden etti diye.
O maçı alsaydık finalde bursa sporla oynıyacaktık.
Belkide o sezon bursayı eleyip birinci liğe çıkacaktık.
Ali Beykoz.
Ali Beykoz futbol hayatına 12 yaşında başlamış. Çocukluktan beri çok sevdiği bir spor olan futbol, bir anda mesleği oldu yıldız futbolcunun. Çok fazla takımda görev almış ve büyük başarılara imza atmış. İşte bir başarı hikâyesi, Ali Beykoz'un ağzından; "1964 yılında Erzurum'da doğdum. 1969 yılında Babamın tayini dolayısıyla Bolu'ya geldik. Futbol hayatıma 1976 yılında Boluspor'un miniklerinde başladım. 1983,1984,1985 yıllarında da 1.Lig de Boluspor'un A takımda formasını giydim. 1985 yılında Konyaspora transfer oldum. Yani gurbet maceram böylece başlamış oldu. Konyaspor'da çok güzel anılarım, çok güzel hatırlarım oldu. Anlaşmam 2 yıllıktı, sözleşmem sonunda Konyaspor'da yakaladığım başarı dolayısıyla yöneticiler daha fazla kalmamı istedi. Bu arada Adanaspor'dan teklif gelmişti. Konya'yı sevdiğimden dolayı Adanaspor'a gitmeyi düşünmemiştim. Konyaspor'dan takım arkadaşım Eski Fenerbahçeli İsa Ertürk'ün ricası üzerine Adana'ya yöneticiler ile görüşmeye gittim. Anlaşmamak adına transfer ücreti için biraz yüksek rakamlar söyledim. Tabi ki profesyonellikte ön planda geliyordu. Bayağı bir yüksek rakam söylemiştim, bana 5 dakika dışarı çıkar mısın dediler. Sonra çağırdılar ve kabul ediyoruz dediler. Böylece Adanaspor'lu olmuştum. Adanaspor'a 1987 yılında başladım. Konyaspor'da orta saha oynuyordum, ama Adanaspor'da ilk maçlarda bir baktım sürekli goller atıyorum ve bir anda adım golcü Ali'ye çıktı. Böylece ister istemez forvete yönelik oynamaya başladım. İlk sene şampiyon olarak birinci lige çıktık. Oynamış olduğum resmi maçlarda 23 tane gol atarak şampiyon olmuştuk. Adanasporda ki 2 nci senemde de gerek attığım goller ile gerekse yükselen performansım ile 1.Ligde bulunan 4 büyük takımımız başta olmak üzere 15 takımın transfer listesindeydim. Son Rizespor maçının bitmesinden sonra Bursasporlu yöneticiler hemen maçtan sonra stattan alarak Bursa'ya götürdüler. Transfer için imza gününe 26 gün vardı. Bursa Kurşunlu'da Sayın Cavit ÇAĞLAR'ın villasında başımda bir koruma ile 26 gün yani transferin başladı ilk güne kadar orada misafir ettiler. Ben Galatasaray'a sıcak bakıyordum. Ama Galatasaray'ın verdiği transfer ücretinin aynısını vericeğiz yeter ki Bursaspor'a imza at dediler ve Bursaspor'un tarihindeki en yüksek transfer parasını teklif ettiler, zaten villada kalırken dış dünyayla irtibatım kopmuştu. Çok büyük bir sevgi seli de oluşunca Bursaspor'a 2 yıllık imzamı attım. İki sene formasını giydim. İki sene sonrasında göstermiş olduğum performanstan dolayı o zaman ki başkanımız Sayın İbrahim YAZICI'nın ısrarı üzerine 6 saat süren pazarlık sonrasında 1 yıl anlaşmak şartıyla imzayı attım, o yıl da performansımız iyiydi, güzel günler geçirdik. Yaşadığım dolu dolu 3 yılımda takım olarakda bir çok başarıya imza attık. Ligin üst sıralarını zorladık. Türkiye kupasında bir yıl yarı final, bir yılda Trabzonspor ile final maçı oynadık. Ankara'da Fenerbahçe'yi yenerek Başbakanlık kupasını kazandık. Birde Bursaspor'da ikinci yılımda atmış olduğum gol Türkiye'de ayın golu seçilerek Derimod tarafından ödüllendirilmiştim. 3 yıllık Bursaspor maceramda atmış olduğum goller ve asistler ile Bursalı taraftarların gözdesi olmuştum. Takım olarak da çok başarılı bir 3 yıl geçirmiştik. 3 yılın sonunda birden kendimi Denizlispor'da buldum. O sene ben Denizlispor'a, Hakan Şükür de Galatasaray'a transfer olmuştu. Orası da çok güzel bir memleket, orada da attığım goller ile takımımızı üst sıralara taşımakta pay sahibi olmuştum. O yıl bittikten sonra, Zonguldakspor'dan çok güzel bir transfer teklifi aldım. O sıralar Anakaragücü ile Zonguldakspor beni istiyordu. O zamanki Zonguldakspor'lu başkan rahmetli Sayın Şemsi DENİZER'in ısrarlı üzerine Ankaragücü'ndense Zonguldakspor'a gitmeyi tercih ettim. Zonguldakspor ile anlaşmam bitince, beni Düzce'ye davet ettiler. Ligin başlamasına bir hafta vardı. Bu dönemde beni Düzcespor'da oynamaya ikna ettiler. Düzcespor'a transfer oldum ve bana hemen takım kaptanlığını teklif ettiler. Çok başarılı bir sezon geçirmiştik. Daha sonra 1995 yılında Adanaspor bana yeniden tarnsfer teklifinde bulunmuştu, çok sevdiğim bu şehre bir kez daha gitmeyi istiyordum açıkçası. Adanaspor ile bir yıllık anlaşma yaptım. O bir yılın sonunda tekrar kulüp yönetimin değişikliğinden ve UZAN'ların Adanspor'u almasından sonra o gün ki hocamız G.Tekin ONAY Adanasporda 3 futbolcu ile anlaşmak istediğini, takımın yeniden kurulacağını ve bu 3 futbolcudan birinin de benim olmamı istedi. Ben de hemen kabul ettim. Lig sonunda playofflara kalmıştık. O yıl Adanaspor'un takım kaptanlığını yapıyordum.Antalya'daki playoff maçlarında talihsiz bir final maçı ile penaltılar sonucunda Şekerspor 'a mağlup olarak 1.Lige çıkamadık.Ben de futbolu bırakmak istemiştim. Daha sonra memleketim Bolu'ya döndüm ve buraya yerleştim. 1997 yılında Bolu'ya geri dönmüştüm. O dönemde Oktay Türesin beni Mudurnu'ya davet etti. Beni köşküne de ağırlayarak, Türesin, Mudurnuspor'un amatör spor'dan çıkması gerektiğini, hem birkaç ay olsun futbol oynamam gerektiğini rica etti. Sonra düşündüm, tabi amatör küme de olsa profesyonelce düşündüm bunu. Şartları uygun görünce 6 ay bıraktığım futbol hayatına geri döndüm. Hem antrenörlük hem teknik menejerlik yaptım. Mudurnuspor'u amatör kümeden 1000 lerce takım arasından çıkartarak, 3.lige kazandırdık. Aynı grupta Ankara'dan Türk telekomspor da vardı. Bizim maçları sürekli takip ediyorlardı. Mudurnuspor'un hakları fesh olunca, Telekomspor beni davet etti Ankara'ya. Tabi yaşımda çok geçmeye başlamıştı. 35 yaşında Ankara'ya gittim. Türk telekomspor'u da şampiyon yaparak Türkiye 2. ligine çıkardık. O şampiyonluktan sonra da futbolu artık resmen bıraktım. İkinci defa futbolu bırakmış oldum. Yaklaşık 29 yıllık futbol hayatım böylece bitmiş oldu"
Kimler geldi, kimler geçti!
Ali Beykoz onlarca teknik direktörle çalışmış;"29 yıllık futbol hayatımda bir çok teknik adam ile çalıştım. Bu dönemde hocalarımın antrenman tekniklerini iyisiyle kötüsüyle antrenman sonrasında not alıyordum. Unutamadığım isimler de oldu tabi ki; Bunların arasında G. Tekin ONAY, Nevzat GÜZELIRMAK, Ümit KAYIHAN, Yılmaz URAL, Çoşkun SÜER, Num VAYLER, Dordr MİLİÇ, Bülent ÜNDER, Kadri AYTAÇ da vardı."
Babası 4 yıl sonra futbolcu olduğunu öğrenmiş!
Ali Beykoz'un babası, oğlunun futbolcu olduğunu aradan tam dört yıl geçtikten sonra öğrenmiş; "Zaten babam benim futbol oynadığımı bilmiyordu. Futbolcu olduğumu Boluspor'un bana maaş bağladığı gün öğrendi. Annem bizi gizlice gönderirdi. Babam sonra bana geldi, dedi ki; 'Sen Futbol oynuyormuşsun, senin için iyi futbol oynuyor diyorlar dedi' O ara zaten nereden baksanız bir dört sene geçmişti aradan. Dört sene sonra futbolcu olduğumu öğrendi. Bana maaş bağladıklarında dönemde A takıma verilen maaşın aynısını banada vermişlerdi. O zaman ki başkanımız rahmetli Hulki AVLACIOĞLU benim 14 bin lira maaş la kendime bakmamı öğlenleri de kulübün belirlediği restoran ta yemek yememi söylemişti. Ben almış olduğum 14 bin lira maaşın 3 bin lirasını kendime ayırarak okul da harçlık yapıyordum, 11 bin lirayı anneme veriyordum. Daha o yaşlarda aile bütçesine de katkım olmuştu"
Kurşun döktürmek işe mi yaradı?
Ali Beykoz Adanaspor'da yaşadığı bir sakatlığın ardından kurşun döktürmüş, ilginçtir; bu olaydan sonra da başarıları yakalamaya devam etmiş. Bu olay o zamanlar medyada da büyük yer almış. Ali Beykoz o günleri anlatıyor; "O sakatlıktan sonra kolum iyileşmiyordu. Kolumu tam olarak açamıyordum. Kurşun döktürmüştüm. Basında da yer almıştı bu o zaman. Sonradan kolum düzeldi. Artık kurşun döktürdüğüm için mi, yoksa iyileştiğim için mi bilemeyeceğim"
Futbolda eğitim önemli
Ali Beykoz futbolcu olmak isteyen çocukların iyi bir futbol eğitimi alması gerektiğinin altını çiziyor. Beykoz; "Şimdi herkes 'keşke benim çocuğum futbolcu olsa' diyor. Tabi ki çocuklarımızın futbolcu olmasında en önemli etken yetenekli olmasının dışında, başında ki bilgili, futbolu bilen, çocuk psikolojisinden anlayan, futbolun içinden gelen ve o aşkı çocuklara enjekte edecekte edecek, bilgi ve deneyimlerini aktarabilecek kapasitede ki eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir. Çocuğun yeteneği ile verilen eğitim bütündür. İkisi de olmak zorunda" diyor.
Dünyaya yeniden gelsem, yine futbolcu olurdum
Ali Beykoz futbol hayatı boyunca her futbolcu gibi sakatlıklar da yaşamış. Beykoz; " İyisiyle, kötüsüyle, başarımla, hüznümle geride bıraktığım 21 yıllık profesyonellik hayatımda çok mutlu ve keyif alarak ve bunun karşılığında da maddi ve manevi anlamda da yeterince doyuma ulaştım. Tekrar dünyaya gelecek olsam yine o meşin yuvarlağın peşinden koşardım" dedi.
Paylaş
Kaynak ailesinin dramı
Kaynak ailesinin dramı
7 erkek kardeş. Hepsi de futbolcu. Üçü kalp krizinden öldü
İRFAN KAYNAK: Adanaspor'da oynadı. 1992 yılında kalpten öldü.
KAYHAN KAYNAK: Adanaspor'da yetişti, Fenerbahçe'ye transfer oldu. Adana Demirspor'da oynarken 1994 yılında antrenmanda kalp krizi geçirerek öldü.
REŞİT KAYNAK: Adanaspor'da yetişti, Beşiktaş'a transfer oldu. Jübilesini yaptıktan sonra ticarete atıldı ve onun da ölüm nedeni kalp krizi oldu.
* KAYNAK: Adanalı Kaynak ailesinden tam 5 kardeş, Türk futboluna hizmet etti. Bu kardeşler Reşit, İlhan,Kayhan, İrfan ve Orhan Kaynak'tı. Reşit Kaynak yıllar önce öldü. Orhan ise şu anda Akçaabat Sebat Spor'da top koşturuyor.
Paylaş
Kuruluş Hikayesi
1968 yılnaa aiit bir resim.
Kuruluş Hikayesi
Kuruluş yılı 1954 olan Adanaspor' un ilk kurucu üyeleri, Mehmet Şanlıtürk,Mustafa Bekbaş,Erol Erk, Ali Gedikbaş ve Dr.Muzaffer Eraslan' dır.Kurulduğu sene, futbol branşında 2.nci kümede yer alan Adanaspor' un ilk forma renkleri sarı-lacivert olup aynı yıl 1.nci küme'ye terfi etme başarısı göstermiştir.1966 yılında, profesyonel kulüp olma amacına yönelik olarak Akınspor ve Torosspor kulüpleri kendilerini feshederek Adanaspor ile birleştiler..Sarı-Lacivert olan renkleri Turuncu - Beyaz olarak tescil edildi.Profesyonel Adanaspor' un kurucuları arasında, Mehmet Eroğlu, Mustafa Bekbaş, Ali Gedikbaş, Ahmet Kavrakoğlu, Musa Çaldağ, Nevzat Ağaoğlu, Cumali Aslankeser, Selim Zeper ve İsmail Kaplakaslan yer aldılar. 1966-1967 futbol sezonunda 2.nci Türkiye Ligi' nde yer alan Adanaspor, 1970-1971 sezonu sonunda Türkiye 1.nci Ligi' ne terfi etme başarısı göstermiştir.
Adanaspor 1.Ligte
Tarihinde ilk kez Birinci Lig'e 1970-71 sezonunda çıkan Adanaspor, 1972-84 yılları arasında aralıksız olarak 13 yıl Birinci Lig'de mücadele etti. 1978-79 sezonunda Özer Umdu ile merhum Bora Öztürk 15 golle Birinci Lig'de gol kralı oldu.1.Lige ilk çıktığı Gençlik ve Spor Bakanlığı Kupasını da kazanan Adanaspor, 1972-1973 sezonu Gençler Ligi gurup şampiyonluğunun da sahibidir.
Paylaş
Adana'nın Yolları Taştan
Tarihte profesyonel futbol liginin en iyi takımları arasında gösterilen Adanaspor bugünlerde geçmişini arıyor.
Bereketli Topraklar Üzeri'nde... Adı bir romanın bir sinema filminin adını çağrıştıracak kentlerden biri Adana. Hemen bir şiir tümcesi belki, hemen bir Yılmaz Güney görüntüsü, Yaşar Kemal tasviri, Çukurova çağrışımı, boşluğu ve sonsuzluğu anlatan bir yağlıboya tablo, şalvar ve toprak, sarı ve sıcak belki. Belkisi fazla.. Neresinden girerseniz girin adı bir öyküye bir romana çıkacak Adana'nın. Mevzumuz Adanaspor elbette ki. Elbette ki bir futbol takımının aldığı yol, başlangıcı bir kulübün, tarihen durduğu yer, yaşadığı o eğim, başarılar, kupalar, efsane kadrolar-isimler, lakaplar, aldığı başarılar, düş kırıklıkları, taraftarın cefası, geldiği durum, aldığı ilk renk sonraki renk, Sarı-Lacivert'ten Turuncu-Beyaz'a dönüşün hikayesi, fabrika gibi çalışan bir alt yapı, kurucular, golcüler, kaleciler, teknik adamlar, inceciler, paranın hükümdarlığı ve kulübün şahlanışı, yükseliş ve düşüş dönemleri... Nevzat Güven'den Oğuz Çetin'e, Cevat Cıblan'dan Rıdvan Dilmen'e, Rıza Salih'ten Cem Uzan'a yani Kuvayı Milliye takımından Uzanların ÇEAŞ sponsorluğuna... Bir kulübün hayatı bazen devletlerin-ülkelerin hayatlarına benziyor. Hayat belki futbola benziyor.
Futbolumuzun 'pamuk öfkesi', çağcıl yanılgısı, gecikmiş pişmanlığı Güney'in, gurbet türküsü Adanaspor... İnsan Adana'yı görünce ve Adanalıları tanıyınca biraz şiir biraz türkü biraz resim biraz tiyatro biraz sinema, sıcak, turunç, pamuk, küfür -ki çokça- ve o koca Amik Ovası oluveriyor, Toroslara bakıyor bir, bir bugünkü hallerine yanıyor Adanaspor'un. Yanmamak mümkün değil; tarihinde savaşın ve kıtlığın çocukların boynunun kıl gibi incelttiğinde bile sevdasını içinde taşımış bir insan topluluğunun -hem de hatırı sayılır bir insan topluluğunun- Hayvan Pazarı'nın toprak-tezek karışımı tozunu yutarak başladığı futbol serüveninde yürüdüğü yol, geldiği yer yarasıdır yüreğimizin. Adanaspor son üç maçına çıkmadığı, çıkamadığı için Türkiye 3. Profesyonel Ligi'ne düştü. Maddi olanaksızlıklar, kenti o kirli elleriyle saran sahipsizlik devam ederse amatör küme ve kapanış yakın görünüyor ya da bir başka deyişli yolun sonu görünüyor.
Kimine göre yanlış yönetim politikaları, kimine göre kentteki insanların birbirlerini artık eskisi gibi sevmemeleri, kimine göreyse Uzanlar'ın yaşadığı son olaylar dolayısıyla Adanaspor zor günler yaşıyor. Birinci Futbol Ligi'nin bu dişli ekibi, futbolumuzdaki bu 'Güney Işıltısı' giderek sönüyor.
Hayatın Adana'sı...
Kentin adını, sinemacılar, yazarlar, şairler, ressamlarla anıyoruz;Yaşar Kemal'le, Abidin Dino'yla, Yılmaz Güney'le, Suna Kan'la, Öztürk Serengil'le, Ali Özgentürk'le, Matematik Profesörü Cahit Arf'la, Ali Şenozan'la... Yetmez... Elbette ki; Allahınoğlu Gulle Kemal'le, Asfalt Rıza'yla, Angut Mustafa, Horoz Seyfi, Kama İbrahim'le... Yetmez... Elbette ki Fransız ve İngiliz askerlerini Hayvan Pazarı'nda yerle yeksan eden Türkgücü takımındaki Nevzat Güven, Enver Arsava, Gani Kasım'la, Torosspor, Seyhanspor, İdmanyurdu, Öğretmen Okulu, Milli Mensucat'la, Göçük Mehmet, Efe Nuri, Samba Nihat, Karton Hamdi, Deli Halil, Kaleci Haşimo, Kartal Yaşar, Füze Selami, Faruk Karadoğan'la, Dorde Miliç'le, Timuçin Çuğ'la, Fatih Terim'le, Eser Özaltındere'yle, İskoç İsmail'le, Reşit Kaynak, Kayhan Kaynak, Orhan Kaynak'la... Yetmez... Yetmez elbette ki Homeros'un Altınova'sını anlatmaya. Yetmez ama bir başlangıç olabilir. İsimler tanıdık değil mi. İsimler; hatıraların öznesi. Onlar ve turunç kokusu olmasa bahçelerin ve pamuğu alınterinin, silinip gidecektir Adana, ama işte o alınteri pamuk tarlalarının, Torosların karı, delikanlıların ateş rüyalarını süsleyen turunç kokusu toprağın, 'gayrı yeter' diyen soluğu olmasa 'gözleri çakmak taşı gibi' "Kuvayı Milliyecilerin" silinip gidecektir elbette ki Adana.
Adanaspor ne olacak?
İngilizlere ve Fransızlara sahaları dar eden Adana, her bir ismi bir öykünün kahramanı olacak takımlarla futbolu var etmeye çalışan Adana, Türkiye'deki ilk kadın kulüp başkanını çıkaran Adana, dünyaca ünlü matematik profesörleri, yazarları, şairleri, virtüözleri, yönetmenleri, aktörleri, parasının hesabını bilmeyecek kadar zenginleriyle Adana şimdi silinip gidecek öyle mi çok süper futbol ligimizden? Adana'da kimsenin yüreği böyle bir şeyi kaldıramazmış geçmişte. Peki ne oldu da Türkiye ligine iki gol kralı hediye etmiş, üç kez katılma başarısı gösterdiği UEFA Kupası'nda Milan'la kapışmış, milli takıma sayısız oyuncu göndermiş Adanaspor bugün sahipsizliğin acısıyla kıvranıyor ve geçmişte 13 yıl aralıksız mücadele etmeyi başardığı 1. Futbol Ligi'ne neden veda etmek zorunda kalıyor? Bir açıklaması vardır elbet. Şairin dediği gibi "bir bildiği vardır elbet benim şu bilenmiş bıçak gibi yüzümün."
Ama şimdiden anlatmaya çalışayım bir fıkranın güldüşündürü mecazına ve Adanalılar'ın hoşgörüsüne sığınarak; Bir dervişle karşılaşan Haccc-ı Zalim "hakkımızda hayırlı bir dua yapın deyince, derviş ellerini açıp; 'Ya Rab bu adamın canını al' demiş. Haccac; 'bu nasıl dua?' deyince derviş cevabı yapıştırmış; 'Bu hem senin hem de benim için en 'hayırlı duadır.'
Adana'da Adanaspor için görüş almaya çalıştığım herkes birbiri için böyle 'hayırlı dua' eder hale gelmiş. Hayırlısı diyelim... Adana'da karşılaştığım görmüş geçirmiş ve insanların çok bozulduğundan, vefasızlığın arttığından, Adanaspor'u sevenlerin değil rantçıların yol aldığından yakınan bir amcanın -varlıklı bir amcanın- Adanaspor'a sahip çıkmasını isteyenlere karşı söyledikleri ise durumu açıklıyordu aslında; oğlunun okuması için hayli masraf eden ama yol alamadığını gören köylü hayal kırıklığı içinde söylenmiş; "Ah şu bir tane öküz için ne inekler feda ettim. Yanarım da ona yanarım."
Milliyet
Paylaş
Adanasporumuza iz bırakan adam
Adanaspora hayat veren adam.
Adanasporun ne zaman başı dara düşse koşup gelen adam.
Kiprit çak kampanyasıyla Adanaspora tesis kazandıran adam.
Adanasporda hem antrönürlük yapıp hemde kulüp başkanlığı yaparak tarihe geçen adam.
Adanasporun kapanma aşamasına geldiğinde uzanlara devrederek süper liğde mücadele etmesini sağlayan adam.
Federesyonun çeşitli kademelerinde görev alan adam.
Gültekin onayın babası futbolun dueyeni olan adam.
Son günlerde güney kale arkasına ismi verilmesi düşünülen adam.
Velhasıl kelam adam gibi adam Gündüz tekin onay
Adanasporumuzun ilginç hikayesi.
Kuruluş Hikayesi
Kuruluş yılı 1954 olan Adanaspor' un ilk kurucu üyeleri, Mehmet Şanlıtürk,Mustafa Bekbaş,Erol Erk, Ali Gedikbaş ve Dr.Muzaffer Eraslan' dır.Kurulduğu sene, futbol branşında 2.nci kümede yer alan Adanaspor' un ilk forma renkleri sarı-lacivert olup aynı yıl 1.nci küme'ye terfi etme başarısı göstermiştir.1966 yılında, profesyonel kulüp olma amacına yönelik olarak Akınspor ve Torosspor kulüpleri kendilerini feshederek Adanaspor ile birleştiler..Sarı-Lacivert olan renkleri Turuncu - Beyaz olarak tescil edildi.Profesyonel Adanaspor' un kurucuları arasında, Mehmet Eroğlu, Mustafa Bekbaş, Ali Gedikbaş, Ahmet Kavrakoğlu, Musa Çaldağ, Nevzat Ağaoğlu, Cumali Aslankeser, Selim Zeper ve İsmail Kaplakaslan yer aldılar. 1966-1967 futbol sezonunda 2.nci Türkiye Ligi' nde yer alan Adanaspor, 1970-1971 sezonu sonunda Türkiye 1.nci Ligi' ne terfi etme başarısı göstermiştir.
Adanaspor 1.Ligte
Tarihinde ilk kez Birinci Lig'e 1970-71 sezonunda çıkan Adanaspor, 1972-84 yılları arasında aralıksız olarak 13 yıl Birinci Lig'de mücadele etti. 1978-79 sezonunda Özer Umdu ile merhum Bora Öztürk 15 golle Birinci Lig'de gol kralı oldu.1.Lige ilk çıktığı Gençlik ve Spor Bakanlığı Kupasını da kazanan Adanaspor, 1972-1973 sezonu Gençler Ligi gurup şampiyonluğunun da sahibidir.
Avrupa Macerası
1972 - 1985 yılları arasında, 12 yıl Türkiye 1.nci Ligi' nde mücadele eden Adanaspor, 3 kez UEFA, 1 kez de Balkan Kupasına katılma başarısı göstermiştir. UEFA`da 1975-76 sezonunda Avusturya'nın Salzburg takımıyla eşleşen Adanaspor deplasmanda 5-0 yenilmesine karşın, kendi sahasında 2-0 kazandı. Adanaspor bu galibiyetle beğeni kazandı ancak elenmekten kurtulamadı. 1978-79 sezonunda Macaristan'ın Honved takımıyla eşleşen Adanaspor, deplasmanda 6-0 yenildi kendi sahasında 2-2 berabere kaldı ve elendi. Son olarak 1981-82 sezonunda İtalya'nın Inter Milan takımıyla eşleşen Adanaspor, kendi sahasında 3-1, deplasmanda ise 4-1 yenilerek elendi. Bir kez de Balkan Kupası'na katılan Adanaspor, Bulgaristan'ın Akademik Sportul Student takımıyla oynadı.Ne yazık ki hiçbirinde tur atlayamadı.
Ligde gelen ikincilik ve sonrası
1981-82 sezonunda 4 puan farkla Trabzonspor'un arkasında lig ikincisi olması Adanaspor 'un Birinci Lig' deki en büyük başarısıdır. 1984-1985 futbol sezonunda 2.nci Türkiye Ligi' ne düşen Adanaspor, 1987-1988 futbol sezonunda yeniden şampiyon olarak Türkiye 1.nci Ligi' ne yükselme başarısı göstermiştir. Ekonomik sıkıntıların yoğun olduğu bu dönemde, sürekli yenilenen kongreler, istikrarsız yönetimler, futbol takımına yansıyınca 1990 sezonu sonunda Adanaspor tekrar 2.nci Türkiye Ligi' ne düşmüştür.
SPOR. AŞ ve tekrar 1.lig
1996 yılında, çağın gereği olan yapısal değişikliğe giren Adanaspor, Genel Kurul Kararı ile şirketleş- me yolunda ilk adımı atarak '' Adanaspor Spor Faaliyetleri Aş '' adını almıştır. 1997 - 1998 futbol sezonu sonunda Adanaspor Aş. Futbol takımı yeniden Türkiye 1.nci Ligi' ne yük- selme başarısı göstermiştir. Türkiye 1.nci Ligi' nde güçlü takım olmak için gerekli şartlar araştırılmış, tesisleşme ve altyapı yatırı- mının acil olarak başlatılması kararlaştırılmıştır. 29.06.1998 tarihinde, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Adanaspor Spor Faaliyetleri Aş arasında imzalanan protokol doğrultusunda '' Adana 5 Ocak Stadı '' 49 yıl süre ile Adanaspor Aş' ne devredil- miştir.. Devir alınan '' Adana 5 Ocak Stadı '' yeniden projelendirilerek, 3 ay gibi kısa bir sürede UEFA standartlarına uygun hale getirilmiştir. Antrenman ve kamp tesislerinin yapımı için gerekli olan arazi araştırması yapılmış, Çıldırım Köyü ya- kınlarında tespit edilen 112.000 m2' lik arsa , 03.08.1999 tarihinde satın alınarak '' Adanaspor Antren- man Tesisleri '' çok kısa süre içinde tamamlanarak hizmete girmiştir.2000-2001 futbol sezonu sonunda 2.nci Türkiye Ligi' ne düşen Adanaspor Spor Faaliyetleri Aş futbol takımı 2001-2002 sezonunda tekrar Türkiye 1.nci Süper Ligi' ne yükselmiştir.
. Adanaspor, ekonomik zorluklar yüzünden 2003-2004 sezonunda önce 2. Lig A Kategorisi'ne, ertesi sezon ise 2. lig B Kategorisi'ne düştü. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle maçlara çıkamayan Adanaspor, 3. Futbol Ligi'ne düşünce, kulüp tasfiye nedeniyle kapanma noktasına kadar geldi.
Kentin ileri gelenlerinin araya girmesi sonucu kulüp, Türkiye Futbol Federasyonu'nun 9 Haziran 2006 tarihli toplantısı sonucu yeniden Adanaspor adını aldı. Halen kulüp başkanlığını yürüten işadamı Bayram Akgül'ün takıma sahip çıkmasıyla Adanaspor, 2006-2007 sezonunda 2. Futbol Ligi B Kategorisi'ne, bu sezon da 2. Lig Yükselme Grubu'nun son maçında Pendikspor'u sahasında 4-2 yenerek Bank Asya 1. Lig'e yükseldi.
Turuncu-Beyazlı ekibin Başkanı Akgül, kapanma noktasındayken devraldığı Adanaspor'u bu noktaya getirdiği için oldukça mutlu olduğunu söyledi. Elde ettikleri bu başarılarla yetinmeyeceklerini ve Adanalı sporseverlere daha büyük başarılar yaşatacaklarını anlatan Akgül, "Yeni sezonda da Turkcell Süper Lig'i hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için elimizden geleni yapacağız." dedi.
5 OCAK stadı
60 kulvarlı 2.000 Kişilik kapalı,7.600 Kişilik Açık olmak üzere toplam 9.600 kişilik olarak yapılarak hizmete girer. Stadyumun zemini Çimdir
1975 yılında 700 kişilik maraton tribünü
1988 yılında 5000 kişilik kapalı tribün inşaatı tamamlanarak hizmete girerek kapasitesi 21,600 e çıkarılmıştır.
İlave kapalı tribün altında 52 metrekarelik 18 adet dükkan, 65 metrekarelik çok gayeli salon mevcut.
Maraton tribünü altında 23,90x15,45 ebatlarında 4 adet çok gayeli antrenman salonları bulunmaktadır.
Işıklandırma sistemleri mevcuttur
2,10 x 1,80 kesitli betonarme box sistemli 2 adet sporcu çıkış tünelleri ve akordeon sistemli açılır, kapanabilir hakem çıkış tüneli bulunmaktadır.
Tesis bünyesinde; 5 adet amir odası, muhasebe, saha komiseri, personel odası, 2 adet kazan dairesi, depo, ışıklandırma kumanda odası, artezyen ve trafo odası bulunmaktadır.
Kapalı tribünde, ses düzenlenmesi, naklen yayın, TRT ve basın bölümleri bulunmaktadır.
4 adet sporcu 1 adet hakem soyunma odaları x WC ve duşları mevcuttur.
Kapalı tribünde 34 WC. 24 adet duş, Açık tribünde 32 WC. 40 adet pisuvar bulunmaktadır.
Paylaş
Zamanın silindirsporu Adanaspor.
O yıllardı adanasporun silindir spor ünvanını aldığı yıllar.
O yıllardı adanasporun liğ birinciliğini çeşitli entrikalarla başka kulübe kaptırdığı.
O yıllardı Adanasporun uefa kupasına katıldığı.
O yıllardı Adanasporun interi Adanaya getirdiği yıllar.
O yıllardı Adanaspor taraftarının Türkiyede ilk kolej takımı ünvanını alışı..
O yıllardı Adanaspor taraftarının türkiyede ilk centilmenlik ödülünü alışı.
İşte o yüzden 1979-80 dönemi hatıralarımızda önemli bir yeri vardır.
İşte o yıllarda gazeteler spor kamu oyu Adanasporumuza silindir spor lakabını takmıştı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)