Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş

13 Ocak 2009 Salı

Adanaspor aşkı trubünde başlar.



Adanaspor’a aşık olmak.
çocukluk yıllarımdı, o yıllar tv her evde yok internet yok haberi ancak gazetelerden takip edebilirdik.
arkadaşlarım ile sokak aralarında oyun oynardık benim için artık mahalleden dışarı çıkma bir pazarda olsa uzaklaşma zamanı gelmişti.
Birkaç arkadaşla birlikte karar verdik Pazar günü maça gidelim diye.
Pazar geldi ilk maçımıza gidiyoruz.
Gittiğmiz maçta ben oynanan futboldan ziyade trübünleri süzüyorum, şaşkın şaşkın bakışlarla ne yapıyor insanlar diye.
Maç atmosferi beni etkilemişti önümüzdeki pazarda maç varmı diye sordum haftaya bizim maç anttepte dedi arkadaş,öbürü atladı oğlum haftaya Adanasporun maçı var dedi.
Ama şehrin iki takımı vardır ben bilmiyorum o hafta Adanada Adanasporun maçı varmış.
Bu sefer tek başıma maça gitmeye karar verdim,bilet alacak paramyoktu,sırada bekliyenlerin yanına sokuldum, sıradaki ağabeyler soruyor sen hangi takımlısın diye bende utangaç bir tavırla sizdenim abi diyorum.Gel lan dedi bir abi benim önümde dur beraber girelim.
Ben ağabeylerinin önünde stada adımımı attım yakınlarına oturdum yine maçı fazla izlemedim trubünde olup bitenleri izledim.
Birden gözüme Arjantin köşesi takıldı,orkestra kurulmuş eğlence son hızıyla devam ediyor.
Takım sahaya çıkarken trübünler ayağa kalktı Adana Adana diye stadı inlettiler.
çok etkilendim taraftarın takımını bağırlarına basmalarından.
Ama artık bir karar verme aşamasına geliyorum iki takımı ve taraftarlarını çıplak gözle izledim kendi kendime diyorum bir gönülde iki sevda olmaz.
Karar vermekte zorlanmadım önce taraftar bazında baktım olaya Adanaspor taraftarını pırıl prırıl, olgun ve asaletli buldum.
Artık Adanasporlu oldum,kupa maçlarında okuldan kaytarıp maçlarına gidecek kadar sevdim.
Artık Adanaspor benim için bir sevda haline gelmiş,rüyalarıma bile girer olmuştu.
Doğru karar vermenin mutluluğunu yaşamaktayım,Adanaspor sonraki yıllar silindir spor ünvanını almıştır,başarılı sonuçlar almaktadır stad hınca hınç dolmaktadır kuyruklar oluşmkta,sabahın erken saatlerinde daha bilet kapıları açılmadan taraftar kuyruğa girmektedir.
Artık biraz biraz büyüdüm gençliğe adımımı atmaya başladım.
Artık ağabeylerin önünde maçlara giremiyeceğimi anlıyorum,bir yol buluyorum,sıraya giriyorum evden aldığım okul harçlığıyla sıraya erken girerek üç beş bilet alıp karaborsa bilet satıp ettiğim karla kendime bilet alıp maçlara gitmeye başladım..
Ben artık delikanlı oldum.
Takımım o şaşalı günleri geride bıraktı Adanasporum üçüncü liğe düşmeme mücadelesi veriyor.
Ama olsun ben takımımı sevmişim bir kere aşık olmuşum tutuncusuna beyazına.
Benim için liğ fark etmez önemli olan maçlarını izliyebilmemdir.
Bir rahatsızlık geçirdim amaliyat oldum hastanede yatmaktayım,ama aklım Adanaspordadır doktorlar birkaç gün içinde taburcu edeceklerini söylediler.
Benim aklımı şeytanlar boş durdurmuyor, olum kaç buradan ama nasıl.
Ben vezneye indim bir yolunu bulup vezneciyi kafaya aldım hastaneden taburcu oldum.
Soluğu Adanaspor Hatay maçında aldım,Adanasporun deli hikmet diye bir oyuncusu vardı onun yüzünden hataya gördüğü kartlar yüzünden yenildik.
Maça ilgi azalmıştır bu takım düşer deniliyor ben takımıma o kadar güveniyorimki hastaneden kaçıp güvendiğim takımının o halde görmenin kahrıyla maçtan ayrıldım.
Aynı deli hikmet son Hatayla son maçımızda gol atarak Adanasporun liğde kalmasını sağladı.
O yıllar çok acı çektik Adanaspor hataya gidecek deplasman parasını bile bulmakta zorlanır hale gelmişti.

Hiç yorum yok: