Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.
9 Ocak 2009 Cuma
Reşit kaynak.
Reşit Kaynak
• Futbolcu kaynağı Kaynak Ailesi’nin en büyüğü.
• 14 yaşında 40 kilometrelik Soysalı-Ceyhan arasındaki yolu babasından habersiz bisikletle geçerek mahalle takımının antrenmanlarına giden Reşit, iki yıl içinde önce Adanaspor, sonra milli formaya kavuştu.
• Arkasından gelen kardeşleri İrfan, İlhan, Kayhan, Cengiz, Ayhan ve Orhan’a hem ağabeylik hem babalık yaparak onlara ışık tuttu.
• Çok kulüp gezdi.
• Ama ne O Adana’yı; ne de Adana O’nu unuttu.
• Oynadığı futbol kadar, saflığı ve temiz kalbi ile de ün yaptı...
Futbola nasıl başladı?
1966 yılında 13 yaşlarındayım. Soysalı Köyü takımında büyüklerle birlikte oynuyorum. Köy öğretmenim de Ceyhan’da oynamış bir futbolcu. Beni çok beğendi. Elimden tutup Ceyhanspor’a götürdü. Yaşım daha çok küçük. Ceyhanspor amatör kümede oynarken benim şansımdan Türkiye 3. ligine alınınca beni beğenmelerine rağmen transferim olmadı. Yeniden köye döndüm. Bu arada beni antrenmanlarda izleyen Dibek Duran beni Ceyhan Akınspor’a aldı. Akınspor bir mahalle takımı olmasına rağmen Ceyhan’ın en ünlü takımlarından biriydi. 15-16 yaşlarında olmama karşın harikalar yaratıyordum.
Baba dayakları
Bu arada, köyden Ceyhan’a kadar olan 40 kilometrelik yolu, bisikletle gizlice gidip geldiğimi öğrenen babamdan çok dayak yedim. Ama yılmadım. Bir gün babam Ceyhan’a alışveriş yapmaya gidince esnaf çevresini sarmış ve benim çok iyi oyuncu olduğumu söylemiş. Babamın da hoşuna gitmiş. Eve geldi ve, “Bu hafta maçınız kiminle” dedi... İlk kez o zamanın en popüler takımı olan Milli Mensucat ile Ceyhan’da maç yapacaktık. Babam beni izlemeye geldi. Heyecandan ayaklarım titriyordu. Milli Mensucat’ı 2-0 yendik. Bir de gol attım. Babam bana gösterilen ilgiyi ve yeteneklerimi görünce rahatladım.
Bir hafta sonra Kadirli’ye gittik. Benim attığım golle karşılaşmayı 3-0 kazandık. Maçtan sonra taraftarlar sahaya atladı. Bana doğru koşmaya başladılar. Beni dövecekler diye çok korkarken birden omuzlara alarak tribünlerin önüne getirdiler...
Adanaspor’a gelişi
1968-1969 sezonunda Adana’da ajanlık kupası maçları oynuyoruz. Ben yine gollerimi arka arkaya sıralıyorum. Coral Hoca beni izlemiş ve beğenmiş. Adanaspon genç takımı için lisans çıkardılar. Ancak hemen profesyonel takımla birlikte antrenmana çıkmaya başladım.
5 Bin liralık kıyak
Yöneticiler bana 5 bir lira verdiler ödül olarak. Amatör olarak profesyonel takımın kamplarına idmanlarına alınıyordum. O günlerde en büyük ödülü bana Gündüz Tekin Onay genç milli takıma çağırarak verdi. Adanaspor’da ise sadece Kayseri ve Sakarya maçlarının 2. yarılarında şans bulabildim.
Soyunma odasında İsa’yı dövdü
1972-1973 sezonunda başımıza Gündüz Tekin Onay gelince dünyalar benim oldu. İleride genç milli takımda forma giydiğim İsa ile yanyana oynuyorduk. Saha içinde birbirimizi mükemmel tamamlıyorduk. Birbirimizin oyun şeklini ezbere bildiğimiz için rakip savunmayı hallaç pamuğu gibi atıyorduk. Fakat maç bittikten sonra düşman kardeş gibiydik. Hiç konuşmuyorduk. Takımdaki bizden yaşça büyük olan futbolcular da ikimizi ayrı ayrı birbirimize kışkırtıyorlardı nedense. Adana’da oynadığımız bir Bolu maçında İsa, topu önümde götürmeye başladı. Yanından koştum, ondan bağırarak pas istedim. Vermedi. Pozisyon kaçınca, ağzımdan bir iki ters kelime çıktı. O da karşılık verdi. Soyunma odasına girer girmez üzerine atladım ve bir güzel pataklayarak sinirimi aldım. Sonra sahaya çıkıp hiç bir şey olmamış gibi oynadık ve maçı 1-0 kazandık. Bana tuhaf gelen şey soyunma odasında hiçbir arkadaşın bizi ayırmamasıydı. Hatta bazıları, “Reşit haklı bırakın dövsün” diyordu.
Kaynak Kardeşler'in Hamisi
Bu arada ben şöhreti yakalayınca küçük kardeşlerimin de önü açıldı. Yavaş yavaş kardeşlerimi de yanıma almaya başladım. İlk olarak rahmetli İrfan ve İlhan geldiler. Daha sonra da rahmetli Kayhan. Hem okullarına gidiyorlar hem de genç takımda forma giyiyorlardı. Onlara hem ağabeylik hem de babalık yaptım.
Beşiktaş’a Gidişi
1974-1975 sezonu sona erdi. Yöneticiler bizimle birlikte transfer masasına oturdular. İsa 575 bin liraya yeniden anlaştı. Ben 600 bin lira istedim... Yöneticiler vermediler. 575 bin liraya indim. Yine kabul etmediler... Çok şaşırmıştım. O sırada Beşiktaş’ın Teknik Direktörlüğü’ne getirilen Gündüz Tekin Onay beni telefonla aradı. İstanbul’a çağırdı. Uçağa atladığım gibi gittim. Beşiktaş Kulübü’nden içeri girince bir de ne göreyim Beşiktaş Başkanı Mehmet Üstünkaya, Gündüz Tekin Onay ve Adanaspor Başkanı Rahmetli Yalçın Sürmeli beni bekliyorlar. Dondum kaldım. Adanaspor’dan bilerek koparıldığımı hemen anladım.Tavşana kaç, tazıya tut misali geldiğim İstanbul’da üstelik 400 bin liraya iki yıllık sözleşme imzaladım.
Seba’yı Nasıl Kızdırdı?
Beşiktaş’taki ilk günlerim sıkıntılı geçti. Niko, Zekeriya, Ahmet gibi eskiler beni hazmedemediler. Takıma oturdukça, gollerimi attıkça seslerini kestiler. İlk sezon 15 gol atarak krallık yarışında 2. oldum. Ancak ligde pek başarılı olamadık. Hiç unutmam deplasmanda Göztepe ile oynuyorduk. Yönetim değişmişti. Gazi Akınal’ın ekibinde yer alan Süleyman Seba genel kaptanımızdı. Duran topları ben kullandığım için topun başına gittim. Daha vurmadan Hayri gelerek atışı kullandı. Çok kızdım. Hayri ile dalaştığımı gören Süleyman Seba ters ters baktı. Gündüz Tekin Onay’ın yerine getirilen İsmet Arıkan’a beni çıkarmasını söyledi. Dediği olmadı. O günden itibaren Seba, benim yüzüme bakmadı.
Adanaspor Beşiktaş Maçı
1975-1976 Sezonu. Benim Beşiktaş’daki ilk yılım. Ligde iddiamız yok. Beşiktaş olarak Türkiye Kupası’nda iddialıyız. Gündüz Tekin Onay’ın yerine gelen İsmet Arıkan başımızda. Adanaspor ile Adana’da oynayacağız. Maç Adanaspor açısından önemli. Puan kaybetmesi halinde kümede kalma şansı kalmayacak Adanaspor’un. Maç başlar başlamaz Vedat Bayraktar gözümün içine bakarak, “Aman ha Reşit topu götürüp orta yapayım, gol atayım deme!” diyor. Her fırsatta bunun gibi şeyler söyleyerek beni yumuşatıyor. O kadar etki altında kaldım ki, ayağıma gelen her topu Vedat’a pas olarak vermeye başlamışım. İsmet Arıkan beni 15. dakikada oyundan aldı. Daha sonra da beni bir daha Adanaspor’a karşı oynatmadılar...
Diyarbakır’a Gidişi
Beşiktaş ile sözleşmem 1976-1977 sezonunun bitiminde sona erdi. Bizimle transfer görüşmesi yapan Süleyman Seba, tüm futbolculara 600 bin lira vereceğini açıkladı. Bana biraz ters geldi. Biraz da soğumuştum İstanbul’dan. Adanaspor’a yeniden gelmek istedim. Başkan Metin Şenyiğit ile görüştüm 500 bin lira verebileceğini söyledi ve, “Seni yönetimde isteyen tek kişi benim” deyince canım çok sıkıldı. O paraya oynamaya razıydım. Şenyiğit’in lafları ağırıma gidince vazgeçtim. Diyarbakırspor’un 1 milyon liralık teklifine “evet” dedim. Yanımda, Vehbi ile Baykal oynuyordu. O yıl Türkiye liglerinin en iyi forveti Diyarbakırspor’da idi.
Diyarbakırspor-Adanaspor Maçı
Beşiktaş’ta oynadığımız yıllarda adım “Adanaspor karşısında oynamıyor” diye çıkmıştı. Zaten Beşiktaş’ta da Adana’daki 2-0’lık maçtan sonra beni pek oynatmamışlardı... Çetin Güler Adanaspor’a karşı beni oynattı. Ama oynayabilene aşkolsun. O güne kadar beni yere göğe sığdıramayan seyirci daha ilk dakikadan itibaren küfür etmeye, yuh çekmeye başladı. İyi oynamak isterken psikolojik yönde etkilendim. O atmosfer içinde sürekli olarak top kaybediyordum. İlk yarı bitti. Soyunma odasına girerken genel kaptan seyircinin tahrikine kapılarak arkadan gelip bana yumruk attı... Soyunma odasında ne yapacağımı şaşırmış vaziyette hüngür hüngür ağlıyordum. Genel Kaptan, Çetin Güler’e beni oyundan çıkarmasını söyledi. Çetin Hoca da, “Ben böyle birşey yapmam cesaretin varsa sen çıkar” diye karşılık verdi. Sahaya yeniden çıktım. Vehbi kafasıyla bir top indirdi önüme, ben de yaradana sığınarak vurdum. Top kalenin tavanına asıldı. Bu kez seyirci beni alkışlamaya başladı. Genel kaptan da boynuma sarılıp özür diledi. Karşılaşmayı 1-0 kazandık.
Gençlerbirliği’ne Transfer Oluşu
1981-1982 sezonu Gençlerbirliği ile Kadri Aytaç beni transfer listesine almış. İlhan Cavcav beni Ankara’ya çağırdı. Otuurup 6.5 milyon liraya anlaştık. Cavcav bana, “Listemizde Vehbi de var eğer iyi anlaşırsan onu da almak istiyoruz” dedi. Vehbi’yi kendi elimle Ankara’ya getirdim. Birlikte oynamaya başladık. Bir kaç hafta sonra Vehbi bana ukalalık yapmaya başladı. İnsanoğlu işte. O yıl Türkiye 1. ligine çıktık. Vehbi 15, ben 11 gol attım.
Adanaspor’a Dönüşü
Gençlerbirliği forması altında 1 yıl daha oynadıktan sonra 1984-85 sezonu Adanaspor’dan davet aldım. Başkan Toros Birol idi. Cengiz Dinçer, Şevki Adalı yönetimindeydi. 4.5 milyon lira karşılığında yeniden Turuncu-Beyazlı formayı giymeye başladım. İki sezon da Türkiye 2. Ligi’ni ikinci olarak bitirdik.
Ayvalık ve Hatay Maceraları
TEK Müdürü olan uzaktan bir akrabam, iyi bir kadro kuran Ayvalıkspor’a gitmemi istedi. kabul ettim. 1987-88 sezonunda Ayvalık’ta 12-13 gol attım. takımımız o yıl Edremit’in arkasında ligi 2. sırada bitirdi. İşte o yıllarda kalbim sinyal vermeye başladı. Sık sık adalelerimde sertleşme oluyordu. Kendimi iyi hissetmiyordum. Ertesi sezon Hatayspor Antrenörü Ruhi Yavuz transfer teklifinde bulundu.. Hatay’a gittim. Sezona da iyi başladım. İlk 6 haftada 8 gol attım. Bir İskenderunspor maçı sonrasında göğsümde yanma hissettim. Hatay’a dönerken çok büyük sıkıntı yaşadım. Bir kaç hafta sonra Urfa deplasmanında da aynı şeyler oldu. Daha sonra Hatay’da yapılan bir antrenmanda iyice fenalaştım. Soyunma odasına zor gittim. Ertesi hafta Adana’ya gelince Dr. Faruk Özdemir’e kontrole gittim. Efor testi yaptı. Kalp grafimi çekti. Gözleri fal taşı gibi açılarak yanıma geldi ve “Reşit sen kalp hastasısın. Hatay’a telefon et. Lisansını duvara assınlar. Hemen Ankara’ya kontrole git” uyarısında bulundu. Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde yapılan kontrolde 4 damarım tıkalı bulundu. Hemen by-pass oldum.
Reşit’in Karmaları
Sizin de bildiğiniz gibi gençliğimde epey takım gezdim. Çok klas futbolcularla birlikte oynadım. Size geniş kapsamlı bir kadro yapmak istiyorum. Kalede Rasim (BJK), sağbek Şevket (Adanaspor), Stoper Necip (Adanaspor), Solbek Zekeriya (BJK), Orta alanda Miliç (Adanaspor), Hayri (BJK), Köksal (Adanaspor), Recai (Diyarbakır), ileride Reşit (Adanaspor), Vedat (Adanaspor)
Şimdi bana soracaksın biliyorum. “Vedat Bayraktar’ı niye santrafora aldın?” diye. Her sezon Adanaspor’da savunmada oynamasına rağmen 5-6 gol atardı. Nereye mi tabi ki, kendi kalesine... İdeal Adanaspor tertibim ise kalede Erhan; geri dörtlüde Yalçın, Vedat, Necip, Tufan; ortada Önder, Köksal, Miliç, Naci; ileride Reşit, İsa
Antrenörlük Yaşamı
1989 yılında B kursunu bitirdim. Adanaspor altyapısında çalıştım. Aynı yıl B Genç takımla şampiyonluk zevkini yaşadım. 1991-1992 yılında Konya Ereğlispor’a gittim.Mali sıkıntılar içinde 2 sezon orada kaldım. daha sonra Diyarbakırspor’da çalıştırıcılık yaptım. Sezon ortasında yönetim değişince görevi bıraktım. Bu arada Jübile maçım için devre arasında Adanaspor-malatyaspor oynadı. Malatyaspor’un masraflarını karşıladığım ve yeterince bilet satamadığım için zarar ettim. Her şeye rağmen Adanasporlu Reşit olmaktan dolayı mutlu ve gururluyum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
REŞİT KAYNAK ÇOK İYİ SAĞAÇIK .MİLLİFUTBOLCU. 30DEFA MİLLİ OLDU. F.TERİM DEVRESİ ADASPOR DA OYN ADI.İYİ İNSAN RÜZĞARIN OGLU LAKAPLI.AKRABAM ALLAH RAHMET EYLESİN ÖZLEDİK M.ER
benimde kayınbabam tanışamadım ama mükemmel bir insan olduğunu tahmin ediyorum böyle mükemmel kızlar yetiştirdiği için allah rahmet eylesin
benimde kayın babam ama ben daha şanslıyım çünkü en tatlı kızını aldım ve tanıyordum reşit kaynak babamı....
reşit kaynak çok iyi futbolcuydu.futbolunun yanı sıra çok iyi insandı. dostlarını akrabalarını bilir. hepsinin hatrını sorardıyani mükemmel biriydi.
Yorum Gönder