Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Ercan Aslankeser...




HER ŞEY PARA DEĞİLDİR!

25.04.2010 17:34:02

Minik yaşta tanıştığı meşin yuvarlak ile Adanaspor ve Adanademirspor başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kulübünde oynayarak, 9 yıl kaptanlık yapan, jübilesinin gelirini lösemili çocuklara bağışlayacak kadar duygusal ve insani değerlere önem veren beyefendi bir futbolcu..ERCAN ARSLANKESER..

“11 yaşında Adanaspor’da minik takımda futbol oynamaya başladım..
Turuncu-beyazlı forma altında amatör takım hariç tüm kategorilerde oynadım..
1982 yılında PAF Liginde oynadıktan sonra 16 yaşında Adanaspor A Takımında futbol oynadım..
Daha sonra profesyonel olarak liglerde oynadım..
1984-90 yılları arasında 6 yıl aralıksız Adanaspor’da oynadım..
Bu yıllar arasında 1986 yılında şampiyonluk zevkini tattım.
Samsunspor’da 1990-93, Konyaspor’da 1993-94 yılında 1.Lig’e oynadıktan sonra ardından da Adanademirspor’a döndüm..
Ardından da 2001 yılında Adanaspor- Adanademirspor arasında oynanan jübile maçıyla futbola son noktayı koydum..
Jübile maçımın gelirinin tamamını lösemili çocuklara bağışladım..
Birçok kulüpte oynayarak, sayısız şampiyonluklar yaşadım..”

Uzun sporculuk yaşamında sayısız unutulmaz efsane oyuncu ile yan yana oynadın.bu nasıl bir duygudur?
“İsa Ertürk, Özer Umdu,Timuçin Çuğ, Selahattin Karasu, Gani Ağabey, kaleci Malik Ağabey, Mustafa Şentürk, kaleci Erhan ağabey ,Mustafa Ulucan, Merhum Kayhan Kaynak, Feyzullah Yılmaz , Savaş gibi Adanaspor’un efsane isimleri ile birlikte oynadım..
Ardından benim dönemimde Osman, Bakir, Eyüp, Naci, kaleci Darko, Sabotiç ile birlikte oynadım..
Samsunspor’da Ertuğrul Sağlam, Radaca, Bünyamin, Milinkoviç, Konyaspor’da Levent Devrim, Metin, Cemal, Metin, Tolunay Kafkas, kaleci Petronoviç, Adanademirspor’da Tekin, İbrahim Uzunca, Şenol 3, Ümit, Murat Şimşek, Serkan, Cengiz gibi sayısızismini sayamayacağım yıldızlar ile aynı forma altında birlikte oynadık..
Adanademirspor Onursal Başkanı Aytaç Durak’ın daveti ile geldiğim ve şampiyon olduğumuz yılda Adanademirspor’da gol kralı Taner, Cem, Nasuh, Savaş, Bekir, Armağan, Taşkın, Ali Beykoz, Hakan Tecimer gibi önemli oyuncular vardı..
9 yıl takım kaptanlığı yaptım..”

Kayserispor’un Tolunay Kafkas geçen yıl yaptığı çıkış ile gündemde kalmıştı.. Bu sezon Ertuğrul Sağlam ile Bursaspor şampiyonluk yolunda ilerliyor.Bu oyuncularla birlikte aynı takımda oynayan birisi olarak, şimdi onların bu kadar başarı olmaları sende nasıl duygular uyandırıyor?
“Tolunay Kafkas geçen yıl yaptığı çıkış ile gündemde kalmıştı. Bu yıl Ertuğrul Sağlam ile Bursaspor şampiyonluk kovalıyor. Bu oyuncularla birlikte oynadım, şimdi onların bu kadar başarı olmaları beni mutlu ediyor.
Geçmiş yıllarda faal futbolculuk dönemimizde bu oyuncular ile çok samimiydik..
Özellikle Ertuğrul ile çok daha samimi arkadaşlığımız olmuştur.Onunla hala diyaloglarım devam ediyor..
Hatta onun eşini istemeye bile biz gitmiştik..
Kayseri Erciyesspor’un Antrenörü Levent Devrim ile üçümüz oda arkadaşıydık Konyaspor’da..
Onların başarılı olmaları beni mutlu ediyor, onurlandırıyor ve gururlandırıyor..
Onlara hem oyuncu olarak hem de fikir olarak hep yardımcı oldum..
Gönül ister ki Adana’da bu kadar başarılı teknik adamlar ve futbolcular çıksın…
Neden Adana’dan teknik adamlar çıkmıyor,Adananın neden futbolda lobisi yok bu daha farklı bir tartışma konusudur..
Benim beraber oynadığım sayısız takım arkadaşım Türkiye liglerinde görev yapıyorlar..
Milli takımda oynadığım Fenerbahçe Sportif Direktörü Aykut Kocaman, Milli Takım Yardımcı Antrenörü Oğuz Çetin, A Milli Takım Kaleci Antrenörü Engin İpekoğlu,Ümit Milli Takım Antrenörü Murat Aydın, Genç Milli Takım Antrenörü Hasan Güntag bunlardan sadece birkaçı…
Benim jenerasyonum Türkiye liglerinde yer alıyorlar..
Adanademirspor’da göreve geldiğimde beni arayarak başarılı olmamı istediklerini dile getirdiler..
Adana olarak bizler Ahmetleri, Mehmetleri yaratacağız ki o zaman bizlerde bu arkadaşlardan faydalanacağız..
Hem oyuncu hem de lobi anlamında faydanacağız..
Eskiden var olan lobimiz bittiği için şimdilerde bu durumdayız..”
Eğer sen Adana’da olmasaydın farklı bir yerde olabilir miydin. Ercan Aslankeser Adana’da olmasaydı bir Ertuğrul Sağlam gibi Türkiye gündeminde yer alan teknik adam olabilir miydi?
“Önceleri böyle düşünmüyordum. Ama son zamanlarda ne yazık ki böyle düşünmeye başladım..
Hayır ben istedim geldim, memleketime geri döndüm. Şahsım olarak o zaman maddi-manevi büyük katkılarda bulundum. O dönem ben 15 tane gol attım.
Takımın geneline baktığımız zaman % 90’ nı Adanalıydı..Ben demek yerine biz demeyi severim..
Ne zaman şampiyon olundu o kadrolarda hep Adanalı sporcuların çokluğu göze çarpar..
Ben bunu şanssızlık olarak değerlendirmiyordum ama son 6-7 yıldır böyle düşünüyorum..
Onun ezikliğini eksikliğini hissediyorum..
Türkiye’nin gündeminde yer alan Teknik Adam Ertuğrul Sağlam örneğini vereceğim..
Ertuğrul, Samsunspor’da Başkan İsmail Uyanık tarafından Gigi Multescu’nun yardımcısı olarak göreve başlatıldı..
İkinci yarı elde edilen başarılı sonuçların ardından 1 yıl sonra Erdoğan Arıca’nın yardımcılığını yaptıktan sonra devre arası teknik direktörlük görevi kendisine verildi..
O sezon Samsunspor ligde kalırken, bir yıl sonra tam yetki verildi..
Bir teknik adamlıkta arkada adamın olmasının ve memleketçiliğin önemini vurgulayacağım..
6.cı 7.ci maç oynanırken Samsunspor’da İsmail Uyanık’ın başkanlığı ile teknik adam Ertuğrul Sağlam görev yaparlarken, Cenk,Celil, Serkan, Vural “iddiia oynuyorlar” diye bir skandal patlak verdi..
Hocanın üzerinde ciddi anlamda büyük bir baskı oluşurken Ertuğrul Sağlam, “Ben bırakıyorum” demesi üzerine Başkan İsmail Uyanık,”Hoca benim 3 yıllık programım, o bırakırsa bende bırakırım. Hepimiz onun arkasında duracağız” dedi..
O futbolcular affedildi ve Ertuğrul Sağlam’da yola devam etti..
Tabii teknik adam olarak Ertuğrul Sağlam’da da büyük bir potansiyel var.
Siz futbolculuk yaşamından sonra teknik adamlık görevinde bulundunuz.Adana’da bu potansiyel var mı?
“Adana’da da o karizmaya ve potansiyele sahip birçok isim var. Ama ne yazık ki fırsat tanınmıyor!..
Adanademirspor Kulübü Onursal Başkanı Aytaç Durak’ın maddi desteği ile sportif direktör oldum.
Aynı gün bana teknik adamlık teklif edildi ama ben bu görevi kabul etmedim.
Durmuş Ali Çolak’ı takımın başına getirdim. Ona ben ,”hocam tek gel” dedim. Benim idealim Adanalı teknik adamların bir yere gelmesidir.
Armağan, kaleci antrenörü Ersin ve kondisyoner Nedim’i yanına yardımcı olarak verdim. Eğer biz göreve devam etseydik durumlar daha farklı olacaktı..
Teknik adamlar kolay kolay yaratılmıyor. Onlara önce güveneceksiniz ve destekleyeceksiniz ki ardından başarı gelsin..
Sadece Adana’nın değil her kulübün İyi bir spor adamına ihtiyaç var..
Teknik adamlar artık simsar olmuş..
Bu tür hocalar parayı da bitiriyor, kulübü de…”
O gün Barcelona maçını izliyordum. Guardiola ile Sanchez yan yana maçı kulübede izliyorlar. Bu takımın içerisinde yıllarca yer alan efsane 2 isim şimdi takımları için mücadele ediyorlar.Tüm takımlar için durum bu olmalıdır..
Adanalı teknik adamlarla çalışmak benim en büyük arzumdur. Kimsenin bilgisinin benden daha fazla olduğuna da inanmıyorum. Futbol zaten zor bir olay değil..
Önemli olan doğru ekiple işe başlayabilmektir..
Durmuş Ali Çolak’ı getirmem tepki görse de daha önce Adanalı arkadaşlarımız ve ağabeylerimiz görevde bulundular. Yani bu şansı yakaladılar. Ben adanalı teknik adama karşı olana şiddetle karşıyım..
Şu anki şartlar bunu gerektiriyordu bizler bunu yaptık..
Önce bizim önümüz açılsın ki bizim de arkadaşlarımıza katkımız ve desteğimiz olsun..
Sportif anlamda karamsar bir tablo var..
Etkenlerden birisi vefasızlık!
Eski sporculara karşı büyük vefasızlık var.Bunu ben yaşadım,hala yaşıyorum da..
Üst düzeydeki Adanalı futbolcular buraya gelmekten korkuyorlar. Ben üst düzeydeyken Adana’ya geldim ve kenarda bekledim..
Bazı duyarlı ağabeylerimiz Adanademirspor’a göreve gelmemizi sağladılar ve gerçekleri görme fırsatı verdiler..
Her şey para değil!
Doğru isimler ve doğru hamlelerle hedefe varılabiliyor..
Futbolcu karşısındaki insana inanacak. İnandıktan sonra gerisi boştur. “
“Aytaç Durak sahip çıkmazsa Adanademirspor bir yere gidemez!”yaklaşımı ne kadar doğrudur. Gerçekte başka yöneticiler yok mudur bu şehirde?
“Adanademirspor Türkiye’nin güzide spor kulüplerinden birisidir. Mazisinde birçok başarılara imza atmış, sayısız yıldız futbolcu yetiştirmiş mavi-lacivertli kulüpten efsane yöneticiler ile başkanlar geçmiştir..
Ama hiçbirisi yok diye bu takım mücadelesinden vazgeçmedi. Şahıslar her zaman gelip geçicidir. Asıl olan renkler ve kulüptür…
“Eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ne zaman kulüp sahipsizse o zaman olaya el atmış. Kendisi “Ben bu takımı alayım bir yerlere getireyim” diye bir düşüncesi hiç olmamış.Zaten böyle bir düşüncesi olsaydı bu takım buralarda olmazdı..
Benim bildiğim bu…
Doğru isimlerle yola çıkmak gerekiyor. Aytaç Durak parayı veriyor deniliyor. Ama başarısızlıkta yine Aytaç Durak ortaya çıkarılıyor. Hangi insan kendisine küfür edene para verir? İstemesini bilirken, karşılığını da vermesini bilmek gerekir!
Başarılı olun, destek arkasından gelir. İnanmışlık ve bir aile olmak gerekir.
Ben ve ekibimiz 3 ay boyunca işimize odaklandık. Devekuşu gibi kafamızı tesise gömdük futbolcularla hedefe odaklandık..Küme düşecek takımı lider yaptık..”
Başarılı sporculuk yaşamınızın ardından gelecek adına düşünceleriniz nedir?
“Adanademirspor’da görev almam benim için önemli bir saptama oldu..
Sportif direktör anlamında Adana’da iyi bir ekiple, destekle önümüzdeki yıllarda başarılı olunacağına inandım.


Onun için hep bekleyeceğiz, beklemesini bileceğiz. Beklerken de insanlara zarar vermeden onları yıpratmadan, bu süreçte kulüplerimize zarar verici davranışlardan kaçınacağız..
Adanaspor ve Adanademirspor’da görev almak ne kadar büyük bir onur ise bırakmakta onur olmalıdır..
Adanaspor ile Adanademirspor’un başarısızlığı bizleri mutlu etmez..
Buraya maç oynamaya gelen rakip takımların yetkilileri ile teknik adamları beni maça davet ediyorlar..
Çünkü biz her zaman sporun içerisindeyiz..
Ben biliyorum ki illaki bu takımlarımızın başarılarında bizlerde varız..
Süper lige çıktığı zaman arkadaşlarımız gelecek, bizler hep sporun içerisindeyiz.
Adanademirspor’un Bank Asya Ligi’ne acilen çıkması lazım. Ciddi bir yapılanması şart Adanademirspor’un..
Benim altyapı ile ilgili ciddi programlarım var. Gelecekte onları uygulamak arzusundayım..”
Sizin Rahmetli babanız Adanaspor’un kurucu başkanı, babanızın kurduğu kulüpte oyuncu ve teknik adam olarak görev aldınız. Bu sizce nasıl bir duygu?
“Rahmetli babam Adanaspor’un kurucularındandı.Cumali Aslankeser ilk başkandı..
Doğup büyüdüğümüz yer Kocavezir Mahallesiydi. Babam oranın 10 yıl muhtarlığını yapmış..
Adanaspor’un 1954 yılında amatör kuruluşunun ardından 1965 yılında benim doğumumla birlikte profesyonel olarak Akınspor, Torosspor ve Adanaspor üçlüsünün birleşmesiyle birlikte kurulmuş..
Babam da Akınspor’un başkanı olduğu için bu işin başını çekmiş..
Ankara’lara kadar gidilerek o dönemin üst düzey kişileriyle birlikte babamında çabalarıyla birlikte Adanaspor kurulmuş..
Adanaspor’un yaratılmasında babam ön planda olmuş..
Babam Adanaspor’un ilk kurucu-başkanıdır..
Mehmet Eroğlu ile birlikte babam Adanasporun tek kurucusudur. Babam ciddi anlamda Adanaspor üzerinden yıpranmıştır.
Turnuvalar düzenletmiş..
Babam başkan iken Adanademirspor Kulübünde Muharrem Gülergin, Coral Hoca , Kartal Yaşar’ların olduğu müthiş takımla Kıbras’a seyahate gidiyor. Babamda o zaman kafile başkanlığını yapıyor. Bu fotoğraf o zamanlardaki dostlukların, en güzel örneğidir…”
Sporculuk yaşamınızda unutamadığınız akıllarda kalan en önemli anınız nedir?
“Konya’da yükselme play-off maçlarındayız. Eskişehir ile finalde karşılaşıyoruz. Rakibe büyük bir baskı kurmuştuk. Orada herkes Eskişehirspor’un şampiyonluğuna maçtan önce karar vermiş. Farklı kazanacağımız maçta birçok gol pozisyonunu değerlendiremedik. Eskişehir 2.ci golü atarak 2-1 öne geçti. Onlar golün sevincini yaşarken, bizler de üzüntüsünü yaşıyorduk..
Santrada hakem Sabri Çelik’in başla düdüğünün ardından Reşat ile 2’ye bir yaptım, orta sahanın yayından kaleye bir baktım kalede şimdilerde Antalyasporun kalecisi olan Ömer vardı. Ömer kale çizgisinden ilerideydi o anda vurmak içimden geldi…
Hissederek vurdum ve topta çatala gitti ve gol oldu…
O an durum 2-2 oldu..
Golün ardından bizleri desteklemeye gelen taraftarlarımıza koştum arkadaşlarla birlikte sevinç yumağı oluşturduk..
o anda baktım Eskişehirspor’un teknik direktörü Yılmaz Vural bana doğru geliyor..
Eline kaldırarak bana, “Aslanım, koçum güzel goldü” dedi.
Bende ona dönerek , “Eyvallah hocam” dedim..
Şampiyonluklarım benim anılarım, yaşantım unutulmaz anılarla doludur…
Metin Türel, Özkan Sümer, Rahmetli Gündüz Tekin Onay ve Orhan Demirdal, Dorde Miliç ile birbirinden güzel unutulmayacak anılarımız vardır..
Ama benim asla ve asla unutamayacağım anım Rahmetli Kayhan Kaynak ile olanıdır..
Kayhan Ağabeyin kucağımda vefat etmesini hiç unutamam..
Adanademirspor’da oynarken Karataş’ta devre arası hazırlık kampında ellerimizde can vermesini hiç unutmam.
Allah gani gani rahmet eğlesin. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun..
Benim samsundan Adanademirspor’a gelmemde onun yüzde 90 payı vardır..
Kendisi ölene kadar da onunla oda arkadaşlığı yaptım. Genç takımda oynarken bana çok yardım etmiştir…”

Fatih Terim’den boşalan Milli Takım koltuğuna uzun süren tartışmaların ardından oturan Guus Hiddink ile ilgili düşünceleriniz nedir?
“Yabancı kaliteli oyuncuların ve teknik adamların gelmesini benimsedim. Futbol artık bilinmeyen bir denklem değil. Fatih Hoca artık sistemi oturttu.Tüm Türkiye’yi taramayı öğretti, Her yerden oyuncu çıkacağını, başarının gelebileceğini tüm spor kamuoyuna gösterdi..
Oğuz Çetin ismi milli takımın başına uygun adaydı bana göre.. Liglerde Fenerbahçe gibi önemli bir kulüpte çalıştı..
Keşke tek yetkili o olsaydı!
Ertuğrul Sağlam ya da Tolunay Kafkas milli takıma getirilseydi kim ne diyebilirdi?
İmparator yakıştırması boşuna mı yapıldı Oğuz Çetin’e?
Öyle imparator lakapları kolay kolay verilmez..
Türk insanının ve TFF’nin Oğuz Çetin’in arkasında durmasını isterdim. Kendisi 47-48 yaşında bir isimdir. Fatih Hocanın yanında tecrübe kazandı. Oğuz imparator lakabını kazanmadı mı?
Türk insanı bu ismi ona boşuna mı verdi. Bir şansta Oğuz Çetin’e versek ne olurdu ?
Bir dünya kupası finali şansını da Oğuzla kaybedelim. Kaybetsek ne olur?
Ver yanına 2 tane karizması olan tecrübeli isim daha..Verelim..
Maddi olarak kaybımız var, göreceğiz manevi olarak ta kaybımız olacak.
Gelelim dünya futbolundaki lobimize..
Hiddik’ten ne gibi yardım bekleyebiliriz ki dünya futbolunda bir sorun olduğu zaman?
Bir sorun olduğu zaman Şenes Erzik’e sarılmıyor muyuz?.Onu da tu kaka edip göndermediler mi,kovmadılar mı?
Şenes Erzik’e aynısı yapılmadı mı?..
Oğuz’u yap üst düzey teknik adam. Fatih Terim’den sonra bir dünya çapında teknik adam daha çıkartalım..
Tabiî ki Hiddink’in geçmişine ve kariyerine söyleyecek sözümüz asla olamaz..
Ertuğrul nasıl çıktı işte..
Fatih Hoca annesinin karnında mı hoca oldu?
Bu işler şansla alakalıdır..
Biz değerlerimizin arkasında durma cesaretini gösteremezsek üst düzey isim yaratamayız..
Alman Futbol Federasyonu hiçbir takımda çalışmamış Joachim Löw ile Jurgen Klisnmann’ı takımın başına getirecek kadar keriz mi?
Onları Alman Milli Takımının başına getirdi koydu..
Bu iş lobi ile alakalı..
Kendi değerlerimizi bitirmeyelim, değerlerimize sahip çıkalım..
Benim şahsıma bir değer veriliyor, bunun için beni destekleyenlere de teşekkür ediyorum.”

Röportaj: K.Yalçın Göl

27 Temmuz 2010 Salı

Reşat Yılmaz...








ADANA'DA GÖREV ALMAK HAYALCİLİK OLUR!

25.07.2010 17:25:53


Düzensiz yaşamının yanında, ağır sakatlığına karşılık, 5 yıl daha oynayarak tüm otoriteleri yanıltan, Bir Maradona, bir Messi kadar yetenekli turuncu-beyazlı renkler ile özdeşleşmiş orta saha virtüözü…

Küçük yaşınıza karşılık turuncu-beyazlı takımda kendinize yer buldunuz. Futbol ile tanışmanız nasıl oldu, kimler ile aynı takımda yer aldınız?
“1978 yılında Adanaspor minik takımında futbola başladım. Bir yıl antrenmanlara gittikten sonra 1979 yılında lisanlı olarak oynamaya başladım.Altyapıda tüm kategorilerde oynadıktan sonra 17 yaşında da profesyonel oldum..
Doğan Andaç hoca ile antrenmanlara çıkarken, Milli Takımdan hocam olan Yüksel Aşkun ile karşılaştık.
Kendisi ile 14- 16 yaş grubunda Adana karması ile Türkiye şampiyonu olmuştuk.
Kendisi beni ilk 11 de oynattı ondan sonrada sürekli takımda yer buldum..
Benden büyük ağabeylerimle birlikte aynı takımda yer almak önemli bir olaydı.
İlginç bir dönemdi. O zaman Borsa Lisesine giderken babamı kaybetmiştim, sponsorum Zafer Ağabeyimdi.
Moralimin bozuk olduğu bir günde A takım ile birlikte antrenmanlara çıkarken, okuldan geldiğim biranda kulübe doğru çıkıyordum..
O zamanlar Mustafa Kemal Özenir başkandı. Cengiz Dinçer de yöneticiydi. Kendisi beni yukarı çağırırken, içimden biran, “2 yıl yattığım bu kulüpten de mi kovulacağım.Çünkü orada yatıp kalkıyordum.. ” diye düşünmeye başladım..
Beni karşısına aldığında orada bütün yönetim vardı,” Sen profesyonel takımla oğlum bu hafta hazırlan seni ilk 11 de oynatacağız” dedi.
Ben o an oldukça şaşırmıştım. Çünkü o zamanki kadroda önemli oyuncular vardı. Bakirler, Ümitler, Kayhanlar, Feyzullahlar gibi önemli oyuncular vardı..
Sonra önüme ciddi miktarda bir para koydular. Cebimde bir kuruş dahi yokken, aniden anormal bir para olmuştu. Lisede okuyan bir çocuk için büyük paraydı. 2 pantolon ile 2 gömleğim ve 1 ceketim-montum vardı. O paranın bir bölümüyle full dolabımı düzdükten sonra gerisini anneme vermiştim. Bu çok güzel bir gündü..
Turuncu-Beyazlı forma altındaki ilk maçı çok iyi oynamıştım. Maçın ardından tüm gazeteler, ”Yeni bir star yeni bir Feyzullah geliyor” diye boy boy yazmışlardı..
Sonra Yüksel Aşkun beni hep oynattı ve bende mükemmel bir sezon geçirdim..
Bir sonraki sezon şampiyonluğa oynayacak takım için Mehmet Özgiray-Şevket Yağcıoğlu ikilisi takım için ortaya çok önemli rakamlar koymuşlardı.
Çok önemli oyuncular geldi takıma Süper Ligden Osman Özdemir, Eyüp Taş, Ali Beykoz gibi yıldızlar geldi..
Miliç, Ali Hoşfikirer, Gündüz Tekin Onay, Frank Smuda ve tekrar Gündüz Tekin Onay ile birlikte çalıştım.”
Genç yaşınızda ağır bir sakatlık geçirmenize karşılık, büyük bir azimle yeniden futbola geri döndünüz. Futbolu neden erken bıraktınız?
“22 yaşında o meşhur sakatlığımı geçirdim..
Kolumun tendonu ile oynamak zorunda kaldım. Kimseye sakatlığımı söylemeden amatörce bir düşünce ile oynadım. İğne ile oynadım. İğneler dokuları ve hücreleri öldürmüş. 15 gün dinlensem tamamen iyileşirmişim. Ama takım için hep fedakârlık yaptım.
Mustafa Subaşı-Yaşar Deniz dönemiydi, Yücel İldiz teknik direktördü.. Çok iyi bir giriş yapmıştım lige. Süper Lig takımlarının adeta gözdesiydim. Çok isteyen takım vardı. O zamanlar Galatasaray’dan teklif geldi ama gitmedim. Ardından Gaziantepspor’a kiralık giderek takımıma para kazandırdım..
Orada asil tendonumdan sakatlandım. Çok acılar çektim 4 kez aşıl tendonumdan ameliyat oldum. Dokular hücreler tendonumu bitirmişti.
Ayağımda tendonum kalmamış sakat kalma ile yüz yüzeydim. Kolumdan tendon, kılcal damarları aldılar.
Ayağıma İzmirde Prof.Dr. Bülent Zeren önemli bir ameliyat yaptı..
Şansıma dünyanın önemli doktorları o anda Türkiye’deydi. Aralarında Japon doktorlar dahi vardı.Ameliyatıma ortopedist, damar cerrahi, el ve mikro cerrahi üzerine toplam 8 doktor girerken bu zor ameliyat tam 12 saat sürmüştü..
Herkes “futbol oynayamaz” demişti benim için. Ama ben “oynayacağım” diye yemin etmiştim.
Ben büyük bir özveri ve çalışmalarla tekrar futbola tutundum..
Yılın 5 ayını İzmir’de geçirerek, oynamayı kafama koymuştum.
O zamanlar Adanaspor yüzüme dahi bakmadı. Ben kendi imkanlarım ile bu işleri yaptım..
Çalıştım, çabaladım ve herkesin beni gözden çıkarttığı, ümidi kestiği bir dönemde yeniden eski durumuma döndüm.
1,5 sene sonra oynamaya başladım. Kimseye sakatlandığımı ve kolumdan tendonumun alındığını söylemedim. %80’nim gitmiş geri kalan % 20 bölümüm ile önemli işlere imza attım.
Merhum Gündüz Tekin Onay döneminde Konya’da yükselme maçlarında gol dahi attım.O zaman hakemlerin desteği ile Eskişehirspor Süper Lige çıkmıştı..
32 maçın 30’unda oynayarak önemli performans gösterdim.
Ardından Adanaspor, Uzan Ailesine geçti. Onlar bize açıkça yol verdiler..
Kemerspor’da oynadım, İskenderunspor, üçüncü ligde de Ceyhanspor’da oynadım. Yarım dönem oynadıktan sonra yöneticilere kızdım ve futbolu bıraktım.
29 yaşında futbola son noktayı koydum. Merhum Gündüz Tekin Onay’ın desteği ile teknik direktörlük diplomamı aldım..”

Erken yaşta futboldan koptuktan sonra menajerlik ve antrenörlük yaptınız. Gelecekte ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ardından hedefleri olan Seyhan Belediyespor’da görev aldım. İyi bir Adanasporlu olan Başkan Yıldıray Arıkan ile güzel işler yaptık. Güzel bir yapılanma ile o yıl şampiyon olarak üçüncü lige çıktık. Başkanımız Yıldıray Arıkan ile baba-oğul gibiydik. Ben orada gelecek 3-5 yılın planlarını yapıyordum..
Takım şampiyon olunca biz o zaman milliyetçilik yaptık ve takıma Adanalı sporcuları aldık..
Önemli oyuncuları takımıma kattık. İyi bir hazırlık dönemi geçirmemize karşılık sivil yönetim bizi rahat bırakmadı.
Özellikle Yusuf Şen ’e vicdanının rahat olup olmadığını soruyorum. Kendisi beni 30 yaşımda futboldan soğuttu.30 yaşındaki Adanalı teknik direktörün rahat çalışmasını her fırsatta engelledi.
Yıldıray Başkan Amerika’da iken sivil yönetim tarafından yanlış yönlendirilmesi sonucunda kendi memleketimizde 5 maç sonrasında görevden alındım.
Kendi memleketimde görevime son verilmesi çok ağırıma gitmişti. O günden sonra teknik direktörlük yapmamak için yemin etmiştim. Yıllar sonra Yaşar Deniz başkanlığında Adanaspor’da Şevket Kesler’in yardımcılığında Ercan Aslankeser’in olduğu bir takımda bana da teklif geldi ama ben kabul etmedim..

Ticaretle uğraşırken yeniden spora geri dönmeye karar verdim.Ama antrenörlük yerine menajerlik yapmaya karar verdim.. 3 yıl yaz ve kış kamplarını takip ettim. Kendi jenerasyonumdan gelen arkadaşlarım ile ilişkilerim tekrar başladı.
Eğtuğrul Sağlam, Turgay Kerimoğlu, Hakan Şükür gibi önemli arkadaşlarım var..
Benle oynamış ve benden büyük Suat Kaya, Metin Yıldız ağabeylerle iyi dostluklar kurdum.
3 yıl içerisinde menajerlik sisteminin bana göre olmadığını gördüm..
Ben Avrupa gibi hayal ediyordum. Bir oyuncuyu bir yerden farklı bir yere taşıyıp, onun farklı bir konuma geleceğini umuyordum..
Seninde bir yere geleceğini düşünüyordum. Fakat Türkiye piyasasında menajerliğin komisyonculuk olduğunu gördüm. Ben bunu yapsaydım karakterime gölge düşürecektim. Yani menajerlik futbolcu üzerinden yolunu bulmadır.
Benim tarafımdan sadece küme düşmüş Ereğli Demirspor’dan 2 oyuncu Adanademirspor’a geldi. O oyuncular da banko takımda forma giymişlerdi..
Düzgün oyuncuya denk gelmedim ve menajerliği bırakarak antrenörlüğe tekrar başladım.
Adanaspor’da beraber oynadığımız ve ailece görüştüğümüz Ali Beykoz’dan gelen teklif üzerine yeni bir giriş yaptık. Sondan ikinci sırada bulunan Siirtspor’da göreve başlayarak bu takımda başarılı olduk. Şampiyonluğu averajla kaybetmemiz şanssızlıktı..”
Futbol yaşantınıza Adana’da başlayıp devam ettirmekten pişman olduğunuz dönemler oldu mu. Adana takımları sizden faydalanma yoluna gittiler mi?
“Futbola Adana’da değil başka bir şehirde başlamış olsaydım farklı olurdu..
Adana’da doğmuş olmam ve burada yaşamış olmam büyük şanssızlıktır.Avrupa’da olsam çok daha farklı olurdu..
22 yaşında futbol yaşantım çok erken bitti. Bir oyuncu için bu yaş çok erken.. Sakatlanmamış olsaydım kesinlikle farklı yerlerde olurdum.5 yıl kolumun tendonu ile oynadım. Demek ki ne büyük yetenekmişim ki düşünün..
İnsanlar efsane, yetenek yakıştırmasını yapıyorlar bazı zamanlarda. Sakatlanmamış olsaydım o zaman benim için ne derlerdi?
Kötü insanlardan kurulu çevrem, Adana’da kalmış olmam spor yaşantımda etkili oldu. Antrenörlük yaşantımın geleceği için % 100 Adana’dan ayrılmayı düşünüyorum..
Ankara, İstanbul sporun merkezi durumunda. Bazı durumlarda oraya ulaşmakta zorlanıyorsunuz. 3 yılda ben önemli bilgi ve birikim sağladım. Ama düşünün insanlar sizden faydalanma yoluna dahi gitmiyorlar..
Ben futbol adına tüm organizasyonlarda bulundum, buralarda yeri geldi benden başka hiçbir Adanalıyı görmedim. Türkiye piyasasındaki oyuncu topluluğunun % 90’nını tanıdığım, bildiğim halde yine de benden faydalanma yoluna gitmediler.
Adana’da görev almak zaten hayalcilik olur. Ne Adanaspor ne de Adanademirspor beni gibi bir isimden faydalanma yoluna gitmedi..
Ben Adana yerine bir Ankara ya da bir İstanbul’da olsaydım çok daha farklı olurdu..
Ben bir yerel gazete, televizyon ve spor sitesinde elimden geldiği kadar futbol yazarak Adana’ya hizmet verdim..
Adanalı sporseverleri kendi doğrularımı aktarmaya çalıştım..”
Başarılı futbol yaşantınızda hafızalarda kalacak hiç unutamadığınız sizin için en önemli hatıranız nedir?
“Adana’ya yaptığım hizmeti konuşurken bir insanın ülkesi için bir şeyler yapması hizmette bulunması ayrı bir duygudur..
Bunu gururla anlatmaktan zevk alırım.1987 yılında Genç Milli Takımda oynarken Türkiye tarihinde o zamana kadar hiç şampiyonluk yaşanmamıştı.
Ali Sami Yen Stadında oynana karşılaşma sonrasında ülkemizi Balkanların en büyüğü yaptık..Altın madalya aldık.
Zaten o zaman ülke büyükleri Başbakan olsun, Federasyon başkanı olsun bizleri ödüllendirmişti.
Finalde Bulgaristan ile oynuyorduk. Normal süresi 2-2 berabere biten maç uzatmalar sonrası penaltılara kalmıştı.
Penaltılarımız Ertuğrul Sağlam, Hakan Şükür, Ali Nail Durmuş, Bülent Okyaz, Tugay Kerimoğlu ve ben penaltıcı olarak belirlenmiştik.
Biz Tugay Kerimoğlu ile penaltı kaçırırken, rakibimiz 2 penaltıyı kaçırmıştı. Son penaltıyı ben akacaktım. Gol yapmam sonrası Balkan şampiyon olacaktık. Ali Sami Yen Stadında 28 bin seyirciden çıt çıkmıyordu.
Ben dua ettikten sonra atışı kullandım ve gol oldu..
Golün ardından Balkan şampiyonu olmuştuk, tüm takım arkadaşlarım üzerime atlayarak şampiyonluğun sevincini yaşadılar. Tüm stat sevinçten yıkılıyordu..
Allah bu gururu ve sevinci herkese nasip etsin..Ben bu sevinci yaşadım Allahıma binlerce kez teşekkür ediyorum..”
Elinizde imkân olsaydı nasıl bir Adanaspor 11’i yapardınız?
“Teknik Direktör Merhum Gündüz Tekin Onay başta olmak üzere, Kaleci Darko, sağbek Şevket Kesler, solbek Mustafa Şentürk ,stoper Necip Erdoğan , libero Mustafa Ulucan ,orta saha Feyzullah Yılmaz, Ercan Aslankeser, İsa Ertürk, ben(sakat olmayan), forvet Reşit Kaynak ve merhum Kayhan Kaynak olurdu..
Bugünün şartları ile bu takımı bir araya getirme şansımız olsaydı Avrupa şampiyonu bile olurdu..”
Yaşantınızda pişmanlık duyduğunuz an oldu mu. Yeniden dünyaya gelecek olsaydınız yine futbolu seçermiydiniz?
“Dünya yeniden gelmiş olsaydım yine futbolcu olmak isterdim. En büyük üzüntüm yaşadığım büyük sakatlıktır. Ne Adanaspor için ne de başka bir takım için asla fedakârlık yapmazdım. Erken yaşta evlenir, daha düzgün bir yaşantı sürerdim..
Böylelikle futbola bu kadar erken yaşlarda veda etmek zorunda kalmaz, daha uzun yeşil sahalarda mücadele ederdim…”
K.Yalçın Göl

11 Temmuz 2010 Pazar

Miliç Türkçe konuşur.

Adanaspor 1988 1989 sezonu 1.





7. dakikada orta sahanın hemen yanında uğur topu prekazi’ye verdi. prekazi’de çok güzel bir pasla k.savaş’ı gördü. k.savaş’ın ceza alanı dışından attığı sert şut, her iki kale direğine bilardo topu gibi çarptıktan sonra onsekizin hemen dışında bekleyen tanju’nun önüne düştü. tanju’da topu düzeltip boş kaleye gönderdi. 1-0.

33. dakikada adanaspor orta sahasında, g.saraylı ismail topu kaptırınca adanasporlular için ani bir atak gelişti. osman ve orhan’ın beraberce geliştirdiği atakta top en son ali’nin önünde kaldı. vuruşunu kaleci hayrettin çeldi ama ortaya düşen topu ismail ve semih beraberce uzaklaştırmak isterken, ismail ters bir vuruşla topu kendi ağlarına gönderdi. 1-1.

ikinci yarının 47. dakikasında sağdan ortalanan topu kaleci nurettin tokatla uzaklaştırmak istedi fakat kısa vurduğu yumruk tanju’nun önüne düştü. tanju da hemen ortadaki mirsad’a çıkardı. mirsad’da sağ ayağının içiyle topu çatal tabir edilen yere gönderdi ve g.saray’ın 2. golünü attı. 2-1.

49. dakikada soldan prekazi topu son çizgiden ceza alanına ortaladı. gelen topu adanasporlu futbolcular ayakla uzaklaştırmak istedi fakat gerilerden gelen ve tam ceza yayı üzerinde topu önünde bulan ismail, sağ ayağıyla attığı sert şutunu adanaspor kalecisi nurettin ancak kalesinde görebildi. 3-1.

67. dakikada g.saray takımı sağdan bir korner atışı kullandı. arif’in ceza alanına ortaladığı topu cüneyt kafayla tanju’nun önüne düşürdü. topu göğsünde düzelten tanju sağ ayağıyla sert vurdu ve durumu 4-1 yaptı.

68. dakikada adanaspor kalecisi nurettin’in uzun degajını iyi takip eden osman, kaleci hayrettin’le başbaşa kaldı. hayrettin’in sağından geçmek isteyen osman’ı kaleci yere düşürünce hakem hasan ceylan penaltı noktasını gösterdi. atışı kullanan osman kaleciyi ve topu ayrı ayrı köşelere gönderdi. 4-2.

69. dakikada sağdan gelişen atakta topu k.savaş korner çizgisine yakın bir yerden ortaladı. ortaladığı topun gelişine kafayı vuran tanju g.saray’ın beşinci golünü attı. 5-2.

sürekli sağ kanadı kullanan g.saray, 78. dakikada yine sağdan bir atak geliştirdi. sağdan ceza alanına giren arif’i düşürdüler. hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. atışı kullanan tanju, topu sağ ayağıyla kalecinin soluna gönderdi. 6-2.

g.saray yine sağdan geliştirdiği atakta gelen topa tanju kafayla kalecinin soluna göndermek istedi, fakat kaleci topu çeldi ama ortada kalan topa en son mirsad dokundu ve g.saray’ın 7. golünü attı. 7-2.

adanaspor’un gelişen ender ataklarından birinde ercan topu orhan’a verdi. orhan’da soldan hücuma katılan ali’nin önüne topu attı. ali, kaleci hayrettin’i de çalımladıktan sonra topu filelere gönderdi ve maçın skorunu tayin etti.

g.saray: 7 – adanaspor: 3

macanıları.com


kahramanmaraşspor'un 1. ligdeki :
* ikinci mağlubiyeti
* deplasmandaki ilk maçı
* deplasmandaki ilk gol yediği maç
* deplasmanda mağlubiyet aldığı ilk maç.
maçtan bir gün sonra yayınlanan gazetede maçla ilgili şu cümleler yer alıyor;

hava parçalı bulutlu... ısı 30 derece civarında... maçı izleyen 7808 biletli kişi gişelere 24 milyon 598 bin lira bırakarak izledi...
macanıları.com

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Yılmaz Vural deyince Aklınıza neler geliyor?


YILMAZ VURAL: Ligtv'de yorumculuk yapan Yılmaz Vural belki de Türk futbolundaki en renkli kişilik. Kemal Sunal ile bir filmde oynayan Yılmaz Vural özellikle futbolcularla yaptığı kavgalarla hafızalarımıza kazındı. Önce Bulgar futbolcu Donev'i Sarıyer'de kırmızı kart gördüğü için tokatlayan Yılmaz Vural sonra da aynı sebeplerden dolayı Adem Dursun ve Effa'ya vurdu. Yılmaz Vural'ın bu davranışları büyük gündem yarattı. Yılmaz Vural deyince aklımıza gelen bir diğer şey de Rıdvan Dilmen'in sıkça anlattığı bir anısı. Türk futbolundaki teknik direktör kıyımı konusu açılınca devamlı bu anısını anlatan Rıdvan Dilmen şunları söyler: "Adanaspor'u çalıştırırken Kızılcahamam'da yaz kampındaydık. Bizimle birlikte birçok takım aynı anda orada kamp yapıyordu. Otelin önünde bir sürü takım otobüsü var. Her takım kendi otobüsüne binip sahaların olduğu yere gidiyor. Neredeyse çalıştırmadığı takım kalmayan Yılmaz Vural hocam otelden çıktı ve otobüslerden birine binecek. Esprili bir şekilde 'Hocam' dedim, 'Dikkat et. Otobüsleri karıştırma. Senin şimdiki otobüsün şu!" İşte neredeyse herkes tarafından büyük sempatiyle karşılanan Yılmaz Vural deyince aklımıza ilk olarak bunlar geliyor.

6 Temmuz 2010 Salı

5 Temmuz 2010 Pazartesi