Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş

9 Ocak 2009 Cuma

“Bu destanı yazmaya sayfalar yetmez”(Tevriz Dura) anlatıyor.

“1954 Adanaspor Taraftarlar Derneği olarak biri federasyon birisi de sponsor firma tarafından en centilmen taraftar seçilmenin gururunu yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz..”

“Adanaspor öyle büyük bir kulüptür ki, bu kulüp uğrunda şehit olan Toros Kaplanları vardır. Adanaspor öyle bir tarihe sahiptir ki bu tarihi yazmaya sayfalar yetmez..”

Kapanmanın eşiğinden dönen, iki yıl içerisinde o meşhur küllerinden doğma sözünü gerçekleştiren, önce 2. Lig’e ardından da Bank Asya 1. Lig’e yükselerek şimdi de gözünü Süper Lig’e diken Adanaspor’un şampiyonluğunu herkes konuştu, herkes bu şampiyonluğun öyküsünü yazdı. Ama Toros Kaplanları’nın tarihi başarılarının öncesini, tarihi başarılarla dolu mazisini, gördüğü onca rüzgara rağmen yıkılmayan bu yüce dağın öyküsünü başından sonuna kimse konuşmadı. Güney Haber Gaztesi ve Sporadana.com Turbeyler efsanesinin geri dönüş macerasını camianın ‘Dede’sinden, Tevriz Dura’dan dinledi ve kaleme aldı. İşte Dede’nin ağzından “Bir Toros Kaplanları Masalı…”
Öncelikle derneği ve Dede’yi tanıyabilir miyiz?
Bizden önceki (Tahir Akyollar, İsa Tuna, Erdoğan Şenbol…) yüzlerce ağabeyimizin oluşturduğu Turbeyler’in yaklaşık 50 yıllık mazisi var. Ama derneğimiz 1987-1988 sezonunda gayri resmi olarak Adanaspor Sosyal Hizmetler Kurulu ismiyle kuruldu. 1992 yılında resmileşti ve 1954 Adanaspor Taraftarlar Derneği ismini aldı. İlk başkan Ali Hikmet Gülfil’dir. Daha sonra kısa bir dönem Zekai Oğuz’un başkanlık yaptığı derneğimizin başına 1997 yılında ben geçtim.
Derneğimizin amaçları Adanaspor’un kavuşamadığı yerlere kavuşmasını sağlamak, Adanaspor’a manevi destek vermek, gerektiğinde maddi anlamda destek olmak ve seviyeli taraftar yetiştirmektir. Her amacında olduğu gibi son söylediğim amacında da derneğimiz başarılı olmuştur. Adanaspor taraftarı 1997 yılında ilk kez TFF tarafından, 2004 yılında ise Turkcell tarafından en centilmen taraftar seçilmiş ve bu durum tescillenmiştir.
Ben başkan olarak bu iki güzel olaya ve 6 şampiyonluktan 4’üne tanıklık ettiğim için son derece gururlu ve onurluyum. 1970-1971 sezonu teknik direktör Bülent Eken önderliğinde ve 1987-1988 sezonunda Ali Hoşfikirer yönetiminde yakalanan şampiyonlukların ardından, 1954 Taraftarlar Derneği Başkanı Tevriz Dura olarak 1997-1998-Ercan Albay, 2001-2002-Bahri Kaya, 2006-2007-Cihat Erbil, 2007-2008-Eyüp Arın olmak üzere 4 şampiyonluğa şahit oldum.
İsterseniz bir de Adanaspor’u tanıyalım. Yani Adanaspor tarihinin kısa bir resmini turuncu-beyazlı tarihin en çok içinde olan birisi olarak sizinle çekelim..
Adanaspor’un tarihini altın yıllar, çöküş yılları, Lale Devri, kapanış devri ve Bayram Akgüllü yükseliş dönemi olarak özetleyebiliriz. Ama Adanaspor tarihi bir cümleyle bitirilecek bir tarih değildir ve bu tarihi yazmaya sayfalar yetmez, o tarihin ayrıntılarına girilmeden de olmaz.
O zaman altın yıllardan başlayalım…
Altın yıllarımızı 1971-1982 yılları arasında yaşadık. Bu süre zarfında bir kez UEFA, 2 kez Balkan Kupası oynadı takımımız. Adanaspor bu dönemde 2 kez de gol kralı (Bora Öztürk ve rahmetli Özer Umdu) çıkardı. Adanaspor’dan dünya karmasına ilk kez İsa Ertürk bu dönemde seçildi. İlk kolej takımı ünvanını Adanaspor Gündüz Tekin Onaylı yıllarda yani altın yıllarda aldı. Adanaspor’a bu unvan gerek disiplini gerek kıyafeti nedeniyle verildi. Yine Adanaspor bu dönemde bir ilke imza atarak dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ı genel müdür olarak takımın başına getirdi. Milli takımlara sayısız sporcular yetiştirdi.
Altın yıllar döneminde tarihinde ilk kez Türkiye 1. Lig’i (Şimdiki Süper Lig) şampiyonluğunu, adeta Trabzonspor’a hediye ederek kıl payı kaçırdık. Bizim ayrı bir özelliğimiz de Türkiye’de adı şikeye karışmayan ender kulüplerden biri olmamızdır. Rize, Balıkesir, Mersin ve Ankaragücü maçları buna örnektir. Liglerin son karşılaşmaları olan bu maçlarda takımımız iddiası olmadığı halde rakiplerini yenerek onları küme düşürmüştür.
Adanaspor’un imza attığı bir başka ilk de Türkiye’de tesisleşmeyi başaran ilk kulüp olmasıdır. Bu dönem de dahil Adanaspor’da en çok görev yapan isim Gündüz Tekin Onay’dır. Kendisi 9 kez takımın başına gelmiştir. Altın dönem içerisinde çok renkli simaları olan futbolcular da yine bu dönemde Adanaspor forması giymiştir. Dorde Miliç, Velkoviç, İsa Ertürk, Bora Öztürk, Özer Umdu, Timuçin Çığ, Ercan Albay, rahmetli Önder Mustafaoğlu, Reşit Kaynak, Kayhan Kaynak, Şevket Kestel, Mustafa Şentürk, Feyzullah Küçük, İsmail Akbaşlı, Vedat Bayraktar, Necip Erdoğan, Peroviç, Sabotiç, Darko, Jarabek, kaleci Malik, kaleci Erhan ve bunun gibi daha yüzlerce tanınmış futbolcu turuncu-beyazlı formayı giydi. Adanaspor o kadar büyük bir kulüp ki uğrunda ölen şehitleri bile vardır. 1980-1981 sezonunda Fenerbahçe maçı dönüşü sırasında Pozantı yakınlarında teknik direktör Sami Bayraktar’la beraber futbolcular iki Rafetimiz ve Hasanımız bir bakıma takımlarının yolunda şehit olmuşlardır.
Adanaspor renkli futbolcular kadar renkli taraftarlara da sahip bir kulüptür. Deli Yahya, Tantana Kemal, Vatandaş Dayı, şuan hayatta olan Hamido İbo ve bizler. Tüm bu saydıklarım Adanaspor’un altın yıllarındaki ürünleri.
Gönül ister ki sayfamıza hep altın yılları yazalım. Peki çöküş dönemine girilmesinin nedeni nedir, o dönemde neler oldu?
Türkiye’de sayısız ilke imza atan koca takım ilk yarıyı 6. sırada bitirmesine ve ikinci yarıda 10 maçı kendi evinde oynamasına rağmen yaşanan olumsuzluklar nedeniyle Adana Demirspor’la birlikte küme düştü. Bu yıldan itibaren Adanaspor’un çöküş yılları başladı. Adanaspor’un önünden geçemeyecek insanlar kulüp yöneticiliği yapmaya başladılar. Kalite o kadar düştü ki Adanaspor adeta bazı cingöz yöneticilerin rant kapısı oldu. Bu güzelim kulüpte tefeciler cirit atmaya başladı. Bunların çoğu da kendi yöneticilerimizdi. Adanaspor o kadar kazanç kapısı haline gelmişti ki 1991-1992 sezonunda küme düşme hattında olduğu yıllarda ulusal bir gazetede görev yapan bir ağabeymiz evini satıp yöneticiye para vererek faizle gelir elde etme yolunu seçmişti.
Bu yıllarda kulüp başkanının koltuğuna dahi haciz geliyordu. Tabi o dönemdeki yönetim içerisinde değerli insanlar da vardı. Onları bu sözlerimin dışında tutuyorum. 1987-1988 sezonunda Adanaspor şampiyon olmasına ve Süper Lig’e çıkmasına rağmen bir türlü mutlu olamadı. Hatta son Erzincan maçında 6 bin kişiyle tur atıldı. Bu bizde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Halbu ki bir önceki Çarşamba maçı 30 bin kişiye oynanmıştı.
Varın siz düşünün Adanaspor’un nasıl kötü yönetildiğini..
Bu dönemde taraftarlar olarak takıma ne gibi katkılarınız oldu veya oldu mu?
Bu günlerde deplasman maçlarına gitmekte sıkıntı çeken Adanaspor’u maçlara taraftarlar olarak biz götürdük. Muş, Malatya ve Hatay’a gittik takımla birlikte. Çoğu zaman kulüpte yemek çıkmıyordu ve futbolcularla birlikte karnımızı doyuruyorduk. Kulüp binamızı satmak için birçok yönetici hayali senetler düzenledi. Ama hiçbiri muvaffak olamadı. 1994-95 sezonunda Ekstra Play-off maçı için Konya’ya gidemedik. Gündüz Tekin Onay ÇEAŞ’a, Bursaspor yöneticisi Levent Kızıl’a mektup göndererek yardım talebinde bulundu. Konya’daki 2. maçta Eskişehir’le karşılaşmadan önce Yaşar Deniz’e ÇEAŞ 200 milyonluk çek verdi. Ayrıca Cem Uzan da final maçına gelecekti. Bu Uzan Ailesi’nin Adanaspor’a sıcak bakışının ilk sinyalleriydi.

Hiç yorum yok: