"mikrofonlarımız inönü stadı'nda" lafı ile "tamam" diyoruz. "beşiktaş attı işte. kesin necdet atmıştır. şekerbegoviç'tir belki de ortayı yapan" diyoruz. fakat o da ne? stadyumda derin bir sessizlik! ee??? ee si var mı, tabii adanaspor atmış golü. üzülüyorum ama "olsun" diyorum. "daha maçın bitmesine çok var" ilk yarı bitiyor, devre arası geçmek bilmiyor.
ikinci yarı oluyor, biraz top oynanıyor, yine dakikalar, yine skorlar, inönü stadı'ndan ses yok. "mikrofonlar yine inönü stadında" ve yine "derin bir sessizlik". adanaspor 2-0 önde! heyecan ve ümitsizlik artıyor. bu arada diğer stadlar araya girip muhabbetin içine ediyor. 5-10 dk sonra tekrar mikrofonlar inönü stadında. bu defa seyirci uğultusu bizi sevindiriyor. kesin gol var! fakat hayır, gol değil, beşiktaş penaltı kazanmış. topun başına golcü necdet geliyor. %99 gol. ama necdet vuruyor, seyirci "gol" diye bağırmıyor. coşkulu haykırış yerine bir pişmanlık iniltisi yükseliyor tribünlerden. kaleci kornere çeliyor. kornerde topun başına şekerbegoviç geliyor, ortalıyor ama yine bir bok olmuyor. 5-6 dakika sonra ceza sahasına yakın bir yerden frikik kazanılıyor. herkes şekerbegoviç vuracak derken bora gelip vuruyor ve gol! bora frikik atar mıydı ya? atıyormuş demek ki! ne güzel, 2-1 oldu. bora da miliç'e en güzel cevabı verdi. ama yetmiyor ve 90 dk. adanaspor'un 2-1 galibiyetiyle bitiyor. üzülüyoruz ama kimseye çaktırmıyoruz. yavaşça radyoyu kapatıp salona süzülüyoruz.
bu maç beşiktaş'ın türkiye 1. liginde 10 yıl boyunca sahasında oynadığı 112 maçta kendi sahasında hiçbir deplasman takımına yenilmemesinin başlangıcı oluyor. bizler de bu yenilgisizliği 4-5 yıl sonra farkediyoruz. ve arasıra bu maçı anıyoruz. arkadaşlara hava atıyoruz "kendi sahamızda ligde en son 1983'te adanaspor'a yenildik, golü de bora attı" diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder