Facebook sayfamızı ziyaret ediniz.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş

17 Ekim 2009 Cumartesi

Adanasporun başı döndü.

Adanaspor'un başı döndü ADANASPOR, yıllardır iki sezon üst üste aynı ligde oynayamıyor. Turuncu-beyazlılar, 2001-2002'de yükseldikleri Süper Lig'den, 2003-04'te düştüler. Ertesi sezon 2. Lig B Kategorisi'ne sonra da ekonomik kriz nedeniyle 3. Lig'e indiler. 2006-2007'de 2. Lig B Kategorisi'ne, bu sezon da 2. Lig Yükselme Grubu'ndan Bank Asya 1.Ligi'e yükseldiler.

Adanaspor Fenerbahçe kupa maçında forması yırtıldı kırmızı kart gördü.

Adanaspor Fenerbahçe ile kupa maçını oynuyor.
Bize bir yıl sonra transfer olacak olan timuçin o sezon fenerbahçede oynamaktadır.
Miliç topu aldı gidiyor arkasından timuçun kovalıyor yapışıyor miliçin formasına miliçi durduramıyor timucin milicin formasını yırtıyor .
Hakem dönüp milice kırmızı kart gösteriyor.
Bir gün sonra bu konu büyük tartışma konusu oluyor maçı anlatan Halit kıvancın sözleri arasında maçı anlatırken milicin formasını Timuçin yırttı sözlerine binaen hakeme yöneltilen soru üzerine hakem diyorki ben miliçe git formanı değiştir gel dedim o sahayı terk etti diyor.
Formayı değiştir diyen hakem kırmızı kart gösterirmi.
Ama yine bir Anadolu takımı olmanın cezasını çektik.

Kaynak ailesinin dramı.

Kaynak ailesinin dramı7 erkek kardeş. Hepsi de futbolcu. Üçü kalp krizinden öldüİRFAN KAYNAK: Adanaspor'da oynadı. 1992 yılında kalpten öldü.KAYHAN KAYNAK: Adanaspor'da yetişti, Fenerbahçe'ye transfer oldu. Adana Demirspor'da oynarken 1994 yılında antrenmanda kalp krizi geçirerek öldü.REŞİT KAYNAK: Adanaspor'da yetişti, Beşiktaş'a transfer oldu. Jübilesini yaptıktan sonra ticarete atıldı ve onun da ölüm nedeni kalp krizi oldu.

Halit Kıvancın goool diye kitabından.

halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;bir adanaspor-galatasaray maçı hatırlarım. garip gollü bir maç... oyun golsüz sürerken, galatasaray savunmasından aydın ileri çıkmış ve kaleye doğru bir şut savurmuştu gökmen'in dönüp de aydın'a işaret edişi, hiç gözlerimin önünden gitmez.... "topu niye buraya atmıyorsun?" gibilerden bir işaretti gökmenin hareketi... öteki galatasaraylı futbolculardan bazısı, hareketleriyle aydın'a kızdıklarını belli etmişlerdi sanki... ya da dışardan bize öyle görünmüştü. fakat takımca hücuma kalkıldığı sırada geriden bir futbolcunun topu kaleye atması hatalı karşılanabilirdi. çünkü şut çok sert değildi. futbol deyimiyle, "gollük bir şut" değildi yani...ben de haklı olarak radyoda maçı anlatmaya devam ederken, "top aydın'da. ilerde bir arkadaşına pas mı verecek, sürecek mi? hayır hayır, aydın topa vurdu. ve doğru kaleye yolladı... adana kalecisi topu..." diyeceğimiz anda... ne görsem: kaleci topu birden kaçırıverdi. ve yanından içeri girdi top... yani? yani'si "gol" oldu. staddaki seyircinin büyük çoğunluğu adanasporlu olduğu için, tabii tribünlerde "gooool" diye bir bağırış patlamadı... işin garibi, galatasaraylı futbolcular da, kendilerine pas vermesi beklenirken niye topu kaleye gönderdiği için aydın'ı suçlamaya hazır... hakemin ortayı işaret ettiğini göürür görmez... önce bir şaşkınlık...sonra sevinçle birbirine koştular. ve aydın'a doğru... aydın'ı kucaklamaya... bu golle galatasaray o gün 1-0 kazandı adana'da... o günden sonra maç yayınlarında, kaleye öylesi şut atıldı mı, beklerim hep... sonu ne olacak, diye... çünkü hiçbir topun nereye nasıl gideceği belli olmuyor bu futbol denen oyunda

Ah şu futbolcular.

atilla türker'in 2003 yılında ümit yayıncılık tarafından yayınlanan, "ah şu futbolcular" kitabında yer alan sadık deda biyografisi ve bu maçla ilgili sadık deda'nın anısı şöyle;müthiş bir hakemdi... çok koşardı, pozisyonları yakından takip ederdi. özellikle ceza alanı içinde acımasız davranır, penaltıyı anında çalardı. bu yüzden adı yıllarca “penaltıcı sadık” olarak anıldı. türk futbol tarihinin en popüler hakemlerinden biri oldu. cesur kararları ile bir döneme damgasını vurdu. kendi vurduğu damga yetmemiş olacak ki, oğlu cem de hakemliğe soyundu. hem de çok soyundu... sadık oğlu cem, 20’li yaşın ortalarında a klasmanını zorlayan isim oldu.öyle bir dönem yaşıyordum ki... çok formdaydım... derby maçlarının önemli bölümünü ben yönetiyordum. sezon 80 - 81 olsa gerek... fenerbahçe-adanaspor maçında görevliydim... selçuk yula'yı bilirsiniz tabii... halen futbol yazarlığı yapan selçuk, o sıralarda fırtına gibi esiyordu. müthiş driplingi, zekası, çabukluğu ve fırsatçılığı ile rakip savunmaları hallaç pamuğu gibi dağıtıyordu. işte bu selçuk, müsabakanın sonlarına doğru topla buluştu ve driplinge başladı. karşısına timuçin çuğ çıktı. timuçin de çabuk bir futbolcuydu. selçuk topu biraz açtı... timuçin de seri bir hareketle çift daldı ve... selçuk'un topa hafif bir dürtmesi ile timuçin adeta taça çıktı. ben de pozisyonu yakından takip ediyorum ya... önümden yatarak geçen timuçin'e çarpmayayım dedim... aniden üzerinden atladım. işte olay bundan sonra başlıyor. hızımı alamadım... duramadım... adeta freni patlamış araba gibi bodoslama gitmeye başladım. sonunda da... inanılacak gibi değil ama... hangi adi görevli açık bırakmışsa bırakmış... açık olan çıkış tü nelinden içeri tepetaklak düştüm... resmen tepetaklak düştüm... insan bir kere düşmeye görsün!.. merdivenlerden aşağı baş aşağı indim. indim indim... kıç üstü oturdum... çıkış tünelinin içindeydim artık... ne olduğunu anlayamadan, dünyam kararmıştı. her yer karanlıktı. ışık yoktu. saha ile ilişkim kesilmişti. hiç bir şey göremiyordum. kaderim ile baş başaydım. hemen elimi yüzüme götürdüm... elime kan geldi... ciddi şekilde yaralanmıştım... ağzım burnum kan içindeydi. mendilimi çıkarttım... kanı sildim... aradan yaklaşık bir dakika falan geçti... ne gelen vardı ne giden... ben hala tüneldeydim!.. çok sinirlendim... hızla merdivenleri çıktım... saha kenarına geldim. ya, yok böyle bir şey... niye biliyor musunuz?.. oyun devam ediyordu... evet evet, sahada hakem yoktu ama oyun devam ediyordu. ve top fenerbahçe yarı alanında oynanıyordu. ne acı... ne garip... ne ilginç... kimse benim eksikliğimi hissetmemişti!.. yazıklar olsun!..hızla sahaya girdim... mücadelenin olduğu yere gittim... düdüğü çaldım. oyun durdu... herkes şaşırdı... öyle ya onlara göre oyunun durması için hiç bir sebep yoktu. benim için ise çok sebep vardı!.. adanasporlu futbolcular etrafımı sardı: "hocam ne oldu?.." utanmadan bir de soruyorlardı. sert bir karşılık verdim: "fazla konuşmayın... boşuna düdük çalacak değiliz ya!.." fenerbahçeli futbolculara döndüm ve uyardım: "ofsayt var... hem de açık ofsayt... endirekt serbest vuruş ile oyunu başlatın..." otoriter oluşumun faydasını gördüm... kimse itiraz etmedi!.. edemedi!.. oyun o şekilde başladı. kazasız belasız da bitti!.. ama en ilginci ertesi gün oldu... maçı yorumlayan spor yazarı togay bayatlı, benim çok iyi bir yönetim gösterdiğimi belirtiyordu. methiyeler düzüyordu... halen dünya spor yazarları birliği başkanı olan bayatlı, beni yere göğe sığdıramıyordu. son cümlede de "sadık deda o kadar iyi bir yönetim gösterdi ki varlığı ile yokluğu hiç hissedilmedi" şeklinde ifade kullanıyordu... yazısının başlığı ise aynen şuydu: "hakem sahada yoktu!..

Mucize maçlar.

4-0 geriden gelip 5-4 kazanmak, 3-0'dan maçı çevirmek... İşte muhteşem geri dönüşler...Galibiyet hedefiyle çıkılan bir karşılaşmada yenilen gol moral bozar. Maça ortak olmak isterken, 2. golü yemek şok etkisi yaratır. Farkı indirmek için rakip kaleye yüklenirken, savunmada verilen boşluklar 3. ve 4. golün habercisidir. Bu dakikadan sonra kazanmak bir kenara, beraberlik bile çok zordur. Artık tek hedef farkın açılmasını önlemek olacaktır.İşte futbolun güzelliği de tam bu noktada başlar aslında. 1-0'dan maçı çevirmek zor değil, 2-0 geriden gelip kazanmak da imkansız olamaz. Ama 4-0'lık mağlubiyetten 5-4'lük galibiyete uzanmak, 3-0'dan 4-3 kazanmak muhteşem bir geri dönüştür, zaferdir. Hafızalara kazınır müthiş mücadele, futbol tarihinde unutulmaz maç olarak iz bırakır. Futboldaki muhteşem geri dönüşler:Almanya-Macaristan: 3-2 (Bern Mucizesi)4 Temmuz 1954... Almanya futbol tarihinin en ünlü maçı... 1954 Dünya Kupası finalinde favori gösterilmeyen Batı Almanya, 2-0 geriden gelip Macaristan'ı 3-2 mağlup etti ve şampiyon oldu.Galatasaray-Fenerbahçe: 4-45 Haziran 1983... G.Saray maça fırtına gibi başlayıp Mirza Sejdic, Bülent Alkılıç, Sinan Turhan ve Tarık Hociç'in golleriyle 4-1'i yakaladı. F.Bahçe maçın son bölümünde Onur Kayador, Özcan Kızıltan (2) ve Mehmet Hacıoğlu'nun golleriyle skoru 4-4'e getirdi.Galatasaray-Fenerbahçe: 3-43 Mayıs 1989... Türk futbolunun unutulmaz maçlarından biri olarak tarihe geçti. Türkiye Kupası Çeyrek Final 2. maçında Galatasaray ilk yarıyı 3-0 önde kapadı. İkinci yarı işi şova döken Cimbom rehavetin faturasını ağır ödedi. Aykut ve Hazar Vezir'in 3 golü sonrası Fenerbahçe 'imkansız' denileni başardı ve 4-3 galip geldi.Fenerbahçe-Galatasaray: 3-220 Ağustos 1989... Başbakanlık Kupası mücadelesinde Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray'ı 2-0 geriden gelerek 3-2 mağlup etti. Muhteşem maçta sarı-lacivertli takımın gollerini Şenol Çorlu(2) ve Aykut attı.Bursaspor-Fenerbahçe: 3-225 Mart 1990... Ligin 26. haftasında Fenerbahçe Hakan Tecimer ve Şenol Ulusavaş'ın golleriyle 2-0'ı yakaladı. Pes etmeyen Bursaspor, Erhan Kiremitçi'nin attığı 3 golle imkansızı başardı.Beşiktaş-Malmö: 2-21990-1991 sezonu... Temsilcimiz Beşiktaş'ı deplasmanda 3-2 yenen Malmö, İstanbul'da oynanan rövanşta 2-0 yenik duruma düşmesine rağmen 2-2 berabere kalarak, Avrupa'da yoluna devam etti.Galatasaray-Beşiktaş: 2-320 Nisan 1991... Galatasaray Tanju Çolak ve Ulvi'nin erken gelen golleriyle rahatladı. Ali Gültiken(2) ve Feyyaz Uçar'ın golleri siyah-beyazlı takımı, şampiyonluk için yarıştığı ezeli rakibi karşısında zafere taşıdı.Galatasaray-Zeytinburnu: 7-31994-95 sezonu... Şampiyonluk şansı azalan Galatasaray, bir anda 3-0 yenik duruma düştü. Taraftarların çoğu stadı bile terketti. İkinci yarı coşan Cimbom, maçı 7-3 kazanarak zoru başardı.Marsilya-Montpellier: 5-422 Ağustos 1998... Fransa Birinci Ligi tarihi maçlardan birine sahne oldu. Karşılaşmanın ilk yarısı Montpellier'in 4-0 üstünlüğüyle tamamlandı. İkinci yarı bambaşka bir görüntü çizen Marsilya, imkansızı başarıp 5 gol birden attı.Beşiktaş-Valerenga: 3-35 Kasım 1998 tarihinde İstanbul'da oynanan trajik rövanş maçı. UEFA Kupası çeyrek finaline çıkma mücadelesinde ilk yarı Oktay(2) ve Tayfur'un golleriyle 3-0 Beşiktaş'ın üstünlüğüyle tamamlandı. İkinci yarı Valerenga üst üste 3 gol attı. Çeyrek finale yükselen taraf Norveç temsilcisi oldu.Finlandiya-Türkiye: 2-45 Haziran 1999... (A) Milli Futbol Takımımız, Finlandiya deplasmanında Tihinen ve Paatelainen'in gollerine engel olamayınca bir anda 2-0 geriye düştü. Çabuk toparlanan milliler, Tayfur Havutçu ve Hakan Şükür'ün 2'şer golüyle maçı lehine çevirdi.Fenerbahçe-Vanspor: 3-28 Ağustos 1999... Maça fırtına gibi başlayan Vanspor, ilk yarıyı deplasmanda 2-0 önde bitirdi. İkinci yarı açılan Fenerbahçe, karşılaşmayı 3-2'lik sonuçla kendi lehine çevirdi. Vanspor, 18 kişilik kadroda 16 yaşında alt yapıdan futbolcu bulundurduğu gerekçesiyle 3-0 hükmen mağlup sayıldı.Manchester United-Bayern Münih: 2-126 Mayıs 1999... Unutulmaz Şampiyonlar Ligi finali. Nou Camp Stadı muhteşem bir maça sahne oldu. 90. dakikaya 1-0 önde giren Bayern, 4 dakikalık uzatmada kalesinde 2 şok gol gördü. Teddy Sheringham ve Ole Gunnar Solskjaer'in golleriyle kupayı kucaklayan takım Manchester United oldu.Galatasaray-Milan: 3-23 Kasım 1999... Galatasaray'ın UEFA Kupası'na katılıp, kazanmasına yol açan tarihi maç. Son 5 dakikaya 2-1 mağlup giren sarı-kırmızılılar, Hakan Şükür ve Ümit Davala'nın penaltı golüyle 3-2 galip geldi ve UEFA'ya katılma hakkını kazandı.Trabzonspor-Adanaspor: 3-312 Kasım 2000... Trabzonspor, son yarım saatine 3-0 mağlup girdiği, 10 kişi kaldığı ve rakibin bir penaltı atışından yararlanamadığı maçtan Zafer Demiray(2) ve Gökdeniz'in golleriyle bir puan çıkardı.Deportivo-PSG: 4-32000-2001 sezonu... Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'ın da yer aldığı grupta oynanan maçta Deportivo, son 35 dakikaya 4 gol sığdırdı. İspanyollar 3-0 yenik duruma düştükleri maçı Pandiani(3) ve Tristan'ın golleriyle çevirdi.Galatasaray-Real Madrid: 3-23 Nisan 2001... Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final ilk maçında Galatasaray, konuk ettiği Real Madrid karşısında bir anda 2-0 geriye düştü. İkinci yarı sahada bambaşka bir Cimbom vardı. Sarı-kırmızılılar Ümit Davala, Hasan Şaş ve Jardel'in golleriyle karşılaşmayı 3-2 kazandı.Fenerbahçe-Gaziantepspor: 4-321 Mayıs 2001... Fenerbahçe ikinci yarı adeta küllerinden yeniden doğdu. Sarı-lacivertli takım, 3-0'lık yenilgiden 4-3'lük galibiyete ulaştı. Muhteşem geri dönüşün kahramanları Revivo, Rapaiç(2) ve Uche oldu.Tottenham-Manchester: 5-329 Eylül 2001... Kırmızı Şeytanlar, Londra deplasmanında bir mucizeye imza attı. Devreyi 3-0 yenik kapatan Manchester United, ikinci 45 dakikada rakip ağları 5 kez havalandırdı.Beşiktaş-Elazığspor: 5-314 Mart 2004... Herkes Beşiktaş'tan gol beklerken, Debnar ve Yunus bir anda skoru 2-0 yaptı. Tayfur ve Sergen cevap verdi. Ilie ile Ahmed Hassan nefes aldırdı. Yunus korkuttu, Mısırlı maçın skorunu tayin etti.Monaco-Nine: 3-42 Ekim 2004... Saviola ve Adebayor'un iki golüyle 3-0 geriye düşen ev sahibi Monaco, Victor Agali(3) ve Vahirua'nın golleriyle sahadan 4-3'lük galibiyetle ayrıldı.Trabzonspor-Werder Bremen: 5-614 Ocak 2005... Trabzonspor, özel maçta Bundesliga Şampiyonu Werder Bremen'e 3-1, 4-2 ve 5-4 öne geçmesine rağmen 90. dakikada yediği golle teslim oldu.Milan-Liverpool: 3-325 Mayıs 2005... Atatürk Olimpiyat Stadın'nda oynanan 2005 Şampiyonlar Ligi Finali... Milan 3-0 öne geçti, Liverpool 3-3'ü yakaladı. Penaltılarda rakibini 3-2 mağlup eden Liverpool, İstanbul'dan kupayla ayrıldı.Konyaspor-Fenerbahçe: 2-430 Eylül 2005... Fenerbahçe, Konya deplasmanında muhteşem bir maç çıkardı. Soyunma oadasına 2-0 geride giden sarı-lacivertli takım Anelka ve Nobre'nin 2'şer golüyle karşılaşmadan 4-2 galip ayrıldı.Real Sociedad-Atletico Madrid: 3-22005-2006 sezonu... Sociedad'ın Torres ve Kezman'ın golleriyle 2 farklı yenik duruma düştüğü maçta, Kovacevic 55'te farkı bire indirdi. 81'de sahneye çıkan Nihat Kahveci eşitliği sağladı. Kırmızı kartlar sonrası 9 kişi kalan Sociedad, Kovacevic'in uzatmalarda gelen golüyle 3 puanı kazanan taraf oldu.Inter-Roma: 4-328 Ekim 2006... Süper Kupa için San Siro'da oynanan maç oldukça dramatikti. 3-0 geriye düşen Inter maçı önce 3-3'e, sonra da uzatmalarda 4-3'e getirerek sahadan galip ayrılmayı bidi.Racing Lens-St Etienne: 3-32006-2007... İlk yarıyı 3-0 önde bitiren Saint-Etienne üstünlüğünü koruyamadı. İkinci yarıda futbolun bütün gereklerini yapan Lens, maçı 3-3'e getirerek altın değerinde puanın sahibi oldu.Real Madrid-Espanyol: 4-32006-2007... İspanya'da geçen sezon kıran kırana geçen şampiyonluk yarışında, müthiş bir kazanma hırsı sergileyen Real Madrid iki farkla geriye düştüğü maçta Espanyol'u 4-3 devirdi.Manchester United-Everton: 4-22006-2007 sezonu... Manchester United, Everton karşısında inanılmaz bir maç çıkardı. 2-0 yenik duruma düşen Kırmızı Şeytanlar, son 30 dakikada bulduğu 4 golle üç puanı aldı.Ankaraspor-Diyarbakırspor: 3-32006-2007... Ankaraspor, sahasında 3-0 geriye düştüğü maçta Diyarbakırspor'la 3-3 berabere kaldı. Başkent ekibi, Mikiç'in atılmasıyla 10 kişi kalan rakibinden puan almayı başardı.Antalyaspor-Beşiktaş: 4-42006-207 sezonu... Beşiktaş'ın 3-1 öne geçtiği karşılaşmada 12 dakikada 5 gol geldi. Antalyasporlu Coşkun ve Beşiktaşlı Bobo hat-trick yaptı.Fenerbahçe-Eintracht Frankfurt: 2-213 Aralık 2006... UEFA Kupası maçında Fenerbahçe, 2-0 geriye düştüğü maçtan Tuncay ve Semih'in golleriyle 2-2'lik beraberlikle ayrıldı ve zor da olsa turu geçmeyi başardı.Fenerbahçe-AZ Alkmaar: 3-314 Şubat 2007... 2006-2007 sezonu... UEFA Kupası 3. Tur ilk maçında Fenerbahçe, savunmasının hatalarında yediği gollerle bir anda 3-1 geriye düştü. Tuncay'ın golüyle toparlanan sarı-lacivertliler, Tümer'in şık golüy eşitliği sağladı.Trabzonspor-Beşiktaş: 3-224 Şubat 2007... Trabzonspor, Avni Aker'de oynanan maçın ilk yarısını 2-0 yenik kapattı. Bordo-mavili takım, ikinci yarı 7 dakika içinde(53,55,60) 3 gol atarak muhteşem bir geri dönüş yaptı.Kayserispor-Antalyaspor: 4-417 Mart 2007... Kayseri deplasmanına çıkan Yılmaz Vural'ın öğrencileri, 3-0 geriden geldi ve 4-4'lük beraberlikle bir puan aldı. Antalyasporlu Coşkun hat-trick yaptı.Türkiye-Norveç: 2-228 Mart 2007... Ay-yıldızlı ekibimiz seyircisiz oynadığı maçta ilk yarıyı 2-0 mağlup kapatmasına rağmen ikinci yarıda Hamit Altıntop'un ayağından bulduğu gollerle beraberliğe ulaştı.Beşiktaş-Denizlispor: 3-222 Eylül 2007... Turkcell Süper Lig'in 6. haftasında Beşiktaş, konuk ettiği Denizlispor karşısında ecel terleri döktü. Fatih Egedik'in 2 golüne engel olamayan Kartal, şoktan çabuk kurtularak, 2-0 geriden gelip maçı 3-2 çevirdi. Sivasspor-Bursaspor: 3-229 Eylül 2007... Süper Lig'in 7. haftasında Bursaspor'u konuk eden Sivasspor, 2 farklı geriye düştüğü maçta Muhammed Ali Kurtuluş(2) ve Mehmet Yıldız'ın golleriyle hayat buldu.Trabzonspor-Beşiktaş: 2-320 Ekim 2007... Trabzon'da oynanan maçta 6 dakika içinde kalesinde 2 gol gören Beşiktaş çabuk toparlandı. Burak, penaltıdan Delgado ile Bobo'nun golleriyle muhteşem bir geri dönüş yapan siyah-beyazlı takımda, 79. dakikada kırmızı kart gören Rüştü'nün yerine Bobo kaleye geçti.Atletico Madrid-Villareal: 4-34 Kasım 2007... Madrid ekibi 2-0 öne geçti, pes etmeyen Villareal skora dengeyi getirdi. Ev ashibi, 61. dakikada bir kez daha öne geçti. Milli futbolcu Nihat Kahveci, maçın son 20 dakikasında attığı 2 golle takımını 3 puana taşıdı.Inter-CSKA: 4-28 Kasım 2007... Şampiyonlar Ligi'nde fenerbahçe ile aynı grupta yer alan İtalyan ekibi, 2-0 yenik duruma düştüğü karşılaşmada CSKA'yı 4-2 mağlup etti. Karşılaşmanın yıldızları, iki gol birden atan İbrahimovic ve Cambiasso oldu.Juventus-Roma: 5-28 Aralık 2007... Juventus, 2-0 yenik duruma düştüğü Roma karşısında adeta şahlanarak maçı çevirdi. Zaferi getiren goleri David Trezeguet(2), Iaquinta, Del Piero ve Zalayeta kaydetti.Panionios-Bordeaux: 2-318 Aralık 2007... Galatasaray'ı da yakından ilgilendiren UEFA mücadelesine yedek kadroyla çıkan Bordeaux, Yunan temsilcisi karşısında 2-0 yenik duruma düştü. İlk yarının sonlarında farkı bire indiren Fransız ekibi, ikinci yarıdaki muhteşem futboluyla maçı 3-2 kazandı. Bu sonuçla G.Saray gol averajıyla tur atladı.Futbolun mucizeleri2007-2008 sezonu... İrlanda Kupası'nda oynanan derbi maçta Cliftonville, 2-0 geriye düşmesine rağmen Portadown'u 4-3 yenmeyi başardı ve yarı finale adını yazdırdı.Beşiktaş-Kasımpaşa: 4-218 Ocak 2008... Turkcell Süper Lig'in 19. haftasında Beşiktaş, konuk ettiği Kasımpaşa karşısında 20 dakika içinde kalesinde gördüğü 2 golle şok oldu. Nobre(2), Cisse ve Delgado'nun golleri Kartal'ı galibiyete taşıdı.Gençlerbiliği OFTAŞ-İstanbul BŞB.: 3-226 Ocak 2008... Turkcell Süper Lig'in 20. haftasında Gençlerbirliğ OFTAŞ, ilk yarısını 2-0 mağlup tamamladığı maçı, ikinci yarıda attığı gollerle 3-2 kazandı.Torino-Parma: 4-423 Şubat 2008... Serie A 24. hafta mücadelesinde ilk yarısı Parma'nın 4-2 üstünlüğüyle tamamlanan karşılaşmada Torino pes etmedi. İkinci yarıda 2 gol bulan Torino, maçtan bir puan çıkarmayı başardı.Zaragoza-Espanyol: 3-32007-2008 sezonu... Son 40 dakikayı 10 kişi oynayan Zaragoza, 3-1 geriye düştüğü karşılaşmanın 85.dakikada önce farkı bire indirdi, ardından son dakika golüyle maçı 3-3’e getirdi.Tottenham-Aalborg: 3-22007-2008 sezonu... UEFA Kupası (G) Grubu'nda yer alan İngiliz ekibi Tottenham, 2-0 yenik duruma düştüğü maçta Danimarka temsilcisi Aalborg'u 3-2 mağlup etti.[youtube=425,350]JSCubIEIQB0&feature=related[/youtube] GALATASARAY 3-4 FENERBAHÇE[youtube=425,350]QLCoVYCrwZU&feature=related[/youtube] FENERBAHCE 4-3 GAZİANTEPSPOR

Gündüz Tekinonay acı kaybımız.

Acı Kaybımız..
Türk futbolu önemli bir ismini kaybetti. Futbol Federasyonu Araştırma, Planlama, Eğitim ve Geliştirme (ARPEG) Genel Koordinatörü Gündüz Tekin Onay, vefat etti. Gündüz Tekin Onay`a Allah`tan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabır, spor camiasına da başsağlığı dileriz. Türk futbolu önemli bir ismini kaybetti. Futbol Federasyonu Araştırma, Planlama, Eğitim ve Geliştirme (ARPEG) Genel Koordinatörü Gündüz Tekin Onay, vefat etti. Gündüz Tekin Onay`a Allah`tan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabır, spor camiasına da başsağlığı dileriz. TFF AR-PEG Genel Koordinatörü ve TFF Başkan Baş Danışmanı Gündüz Tekin Onay'ı kaybettik. Gündüz Tekin Onay 1942 yılında Çankırı'da doğdu. Futbola 1957 yılında Eskişehir'de başladı. Bursa Akınspor, D.Ç. Karabükspor, Muhafızgücü Ordu Milli Takımı, Karşıyaka, Şekerspor ve Kastamonuspor'da futbol oynadı. 26 yaşında Kastamonusporda antrenörlüğe başladı. 27 yaşında Genç Milli takım antrenörlüğü, A Milli takım yardımcı antrenörü oldu. Bu görevlerine 1969-1972 yılına kadar TFF bünyesinde devam etti. 30 yaşında profesyonel 1. ligine Adanaspor ile adım attı ve aralıksız 21 yıl Türkiye 1. liglerinde Zonguldakspor, Beşiktaş, Bursaspor, Mersin İdmanyurdu, MKE Ankaragücü, Kayserispor, Gençlerbirliği, Adana Demirspor, Konyaspor, Denizlispor takımlarında teknik direktörlük yaparak 462 maçla lig rekoru kırdı. TÜFAV, Türkiye Futbol Federasyonu Vakfı, Türkiye Futbol Vakfı kurucusu olarak yönetim kurullarında görev yaptı. TÜFAD'da Genel Sekreterlik ve Asbaşkanlık görevlerinde bulundu. Teknik direktörlük yaptığı Adanaspor kulübüne, Başkanlık yaparak bir ilki gerçekleştirdi. Çeşitli gazetelerde spor yazarlığı ile futbol adına 14 kitap yazarak, özellikle gençlerin gelişiminde önemli rol oynadı. Yurtiçinde kurs ve seminerlerde eğitimcilik yaptı. Ayrıca, yurtdışında UEFA-UEFT gibi 30'a yakın seminere katıldı. 1997-2004 yılları arasında Türkiye Futbol Federasyonu Genç Milli Takımlar Koordinatörü ve Başkan Baş Danışmanı olarak bir çok projeye imza attı. UEFA U19 Avrupa Şampiyonasında ikinci olan Genç Milli takımın sorumlusuydu. 2007 yılında TFF AR- PEG Genel Koordinatörü olarak, "Van Futbol Köyü Projesi" ile Türk Futbolu adına Türkiye'de bir ilke imza attı. Bu Proje sayesinde, tüm Türkiye'den katılan çocuklarla birlikte futbol adına doğu ve batı sentezini birleştirdi. "Van Futbol Köyü" Projesini hayata geçirerek, Yılın Projesi dalında birçok ödül ve UEFA tarafından, bu proje ile ilgili kendisine kutlama mesajı gönderildi. 2007 yılı UEFA TFF Grassroots Yaz Etkinlikleri çerçevesinde, I. Uluslararası Riva Düş Köyü Grassroots Futbol Festivalini birçok yabancı ülke çocukları ile ve aynı yıl içerisinde I. Grassroots Engelliler Futbol Festivalini geçekleştirdi. 2007 yılında, Türk Spor Ajansı tarafından Memorial Hastanesi Sponsorluğunda organize edilen 11 Altın Adam yarışmasında Yılın Altın Yöneticisi Ödülünü aldı. 2007 yılı Aralık ayında, Grassroots Etkinlikleri çerçevesinde farklı yaş gruplarındaki çocukları futbol oynamaya davet etmek amacıyla, Türkiye Futbol Federasyonu Beylerbeyi Gündüz Tekin Onay Grassroots Merkezini, ücretsiz olarak açtı. UNESCO Tarafından 2007 yılının MEVLANA Yılı ilan edilmesi nedeniyle, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği tarafından, Futbol Adamı dalında "HOŞGÖRÜ ve ÖRNEK DAVRANIŞ" ödülüne layık görüldü. Aynı yıl, Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği 2007 yılı 54. yılın Sporcusu Anketinde, "Namık Sevik" Ödülünü aldı. Gündüz Tekin Onay evli ve iki çocuk babasıydı.

Hayatın Adanası.

Adana'nın Yolları Taştan Tarihte profesyonel futbol liginin en iyi takımları arasında gösterilen Adanaspor bugünlerde geçmişini arıyor. Bereketli Topraklar Üzeri'nde... Adı bir romanın bir sinema filminin adını çağrıştıracak kentlerden biri Adana. Hemen bir şiir tümcesi belki, hemen bir Yılmaz Güney görüntüsü, Yaşar Kemal tasviri, Çukurova çağrışımı, boşluğu ve sonsuzluğu anlatan bir yağlıboya tablo, şalvar ve toprak, sarı ve sıcak belki. Belkisi fazla.. Neresinden girerseniz girin adı bir öyküye bir romana çıkacak Adana'nın. Mevzumuz Adanaspor elbette ki. Elbette ki bir futbol takımının aldığı yol, başlangıcı bir kulübün, tarihen durduğu yer, yaşadığı o eğim, başarılar, kupalar, efsane kadrolar-isimler, lakaplar, aldığı başarılar, düş kırıklıkları, taraftarın cefası, geldiği durum, aldığı ilk renk sonraki renk, Sarı-Lacivert'ten Turuncu-Beyaz'a dönüşün hikayesi, fabrika gibi çalışan bir alt yapı, kurucular, golcüler, kaleciler, teknik adamlar, inceciler, paranın hükümdarlığı ve kulübün şahlanışı, yükseliş ve düşüş dönemleri... Nevzat Güven'den Oğuz Çetin'e, Cevat Cıblan'dan Rıdvan Dilmen'e, Rıza Salih'ten Cem Uzan'a yani Kuvayı Milliye takımından Uzanların ÇEAŞ sponsorluğuna... Bir kulübün hayatı bazen devletlerin-ülkelerin hayatlarına benziyor. Hayat belki futbola benziyor. Futbolumuzun 'pamuk öfkesi', çağcıl yanılgısı, gecikmiş pişmanlığı Güney'in, gurbet türküsü Adanaspor... İnsan Adana'yı görünce ve Adanalıları tanıyınca biraz şiir biraz türkü biraz resim biraz tiyatro biraz sinema, sıcak, turunç, pamuk, küfür -ki çokça- ve o koca Amik Ovası oluveriyor, Toroslara bakıyor bir, bir bugünkü hallerine yanıyor Adanaspor'un. Yanmamak mümkün değil; tarihinde savaşın ve kıtlığın çocukların boynunun kıl gibi incelttiğinde bile sevdasını içinde taşımış bir insan topluluğunun -hem de hatırı sayılır bir insan topluluğunun- Hayvan Pazarı'nın toprak-tezek karışımı tozunu yutarak başladığı futbol serüveninde yürüdüğü yol, geldiği yer yarasıdır yüreğimizin. Adanaspor son üç maçına çıkmadığı, çıkamadığı için Türkiye 3. Profesyonel Ligi'ne düştü. Maddi olanaksızlıklar, kenti o kirli elleriyle saran sahipsizlik devam ederse amatör küme ve kapanış yakın görünüyor ya da bir başka deyişli yolun sonu görünüyor. Kimine göre yanlış yönetim politikaları, kimine göre kentteki insanların birbirlerini artık eskisi gibi sevmemeleri, kimine göreyse Uzanlar'ın yaşadığı son olaylar dolayısıyla Adanaspor zor günler yaşıyor. Birinci Futbol Ligi'nin bu dişli ekibi, futbolumuzdaki bu 'Güney Işıltısı' giderek sönüyor. Hayatın Adana'sı... Kentin adını, sinemacılar, yazarlar, şairler, ressamlarla anıyoruz;Yaşar Kemal'le, Abidin Dino'yla, Yılmaz Güney'le, Suna Kan'la, Öztürk Serengil'le, Ali Özgentürk'le, Matematik Profesörü Cahit Arf'la, Ali Şenozan'la... Yetmez... Elbette ki; Allahınoğlu Gulle Kemal'le, Asfalt Rıza'yla, Angut Mustafa, Horoz Seyfi, Kama İbrahim'le... Yetmez... Elbette ki Fransız ve İngiliz askerlerini Hayvan Pazarı'nda yerle yeksan eden Türkgücü takımındaki Nevzat Güven, Enver Arsava, Gani Kasım'la, Torosspor, Seyhanspor, İdmanyurdu, Öğretmen Okulu, Milli Mensucat'la, Göçük Mehmet, Efe Nuri, Samba Nihat, Karton Hamdi, Deli Halil, Kaleci Haşimo, Kartal Yaşar, Füze Selami, Faruk Karadoğan'la, Dorde Miliç'le, Timuçin Çuğ'la, Fatih Terim'le, Eser Özaltındere'yle, İskoç İsmail'le, Reşit Kaynak, Kayhan Kaynak, Orhan Kaynak'la... Yetmez... Yetmez elbette ki Homeros'un Altınova'sını anlatmaya. Yetmez ama bir başlangıç olabilir. İsimler tanıdık değil mi. İsimler; hatıraların öznesi. Onlar ve turunç kokusu olmasa bahçelerin ve pamuğu alınterinin, silinip gidecektir Adana, ama işte o alınteri pamuk tarlalarının, Torosların karı, delikanlıların ateş rüyalarını süsleyen turunç kokusu toprağın, 'gayrı yeter' diyen soluğu olmasa 'gözleri çakmak taşı gibi' "Kuvayı Milliyecilerin" silinip gidecektir elbette ki Adana. Adanaspor ne olacak? İngilizlere ve Fransızlara sahaları dar eden Adana, her bir ismi bir öykünün kahramanı olacak takımlarla futbolu var etmeye çalışan Adana, Türkiye'deki ilk kadın kulüp başkanını çıkaran Adana, dünyaca ünlü matematik profesörleri, yazarları, şairleri, virtüözleri, yönetmenleri, aktörleri, parasının hesabını bilmeyecek kadar zenginleriyle Adana şimdi silinip gidecek öyle mi çok süper futbol ligimizden? Adana'da kimsenin yüreği böyle bir şeyi kaldıramazmış geçmişte. Peki ne oldu da Türkiye ligine iki gol kralı hediye etmiş, üç kez katılma başarısı gösterdiği UEFA Kupası'nda Milan'la kapışmış, milli takıma sayısız oyuncu göndermiş Adanaspor bugün sahipsizliğin acısıyla kıvranıyor ve geçmişte 13 yıl aralıksız mücadele etmeyi başardığı 1. Futbol Ligi'ne neden veda etmek zorunda kalıyor? Bir açıklaması vardır elbet. Şairin dediği gibi "bir bildiği vardır elbet benim şu bilenmiş bıçak gibi yüzümün." Ama şimdiden anlatmaya çalışayım bir fıkranın güldüşündürü mecazına ve Adanalılar'ın hoşgörüsüne sığınarak; Bir dervişle karşılaşan Haccc-ı Zalim "hakkımızda hayırlı bir dua yapın deyince, derviş ellerini açıp; 'Ya Rab bu adamın canını al' demiş. Haccac; 'bu nasıl dua?' deyince derviş cevabı yapıştırmış; 'Bu hem senin hem de benim için en 'hayırlı duadır.' Adana'da Adanaspor için görüş almaya çalıştığım herkes birbiri için böyle 'hayırlı dua' eder hale gelmiş. Hayırlısı diyelim... Adana'da karşılaştığım görmüş geçirmiş ve insanların çok bozulduğundan, vefasızlığın arttığından, Adanaspor'u sevenlerin değil rantçıların yol aldığından yakınan bir amcanın -varlıklı bir amcanın- Adanaspor'a sahip çıkmasını isteyenlere karşı söyledikleri ise durumu açıklıyordu aslında; oğlunun okuması için hayli masraf eden ama yol alamadığını gören köylü hayal kırıklığı içinde söylenmiş; "Ah şu bir tane öküz için ne inekler feda ettim. Yanarım da ona yanarım." Milliyet

Adanasporun ilginç yükselişi.

Adanaspor'un ilginç hikayesi
Bank Asya 1. Lig'in yeni takımlarından olan, geçmişte elde ettiği başarılarla Türkiye'yi UEFA ve Balkan Kupalarında başarıyla temsil eden Adanaspor'un son 5 yıl içerisinde yaşadıkları, adeta sporseverlerin başını döndürdü.
1954 yılında kurulan ve yarım asırı aşkın bir mazisi olan turuncu-beyazlılar, Türkiye Futbol Ligleri'nde sürekli olarak inişli çıkışlı grafik çizdi. Zaman zaman maddi problemler de yaşayan Adanaspor, içine girdiği ekonomik sıkıntıyı çözmek için 1996 yılında genel kurul kararı ile şirketleşme yolunda ilk adımı atarak, Adanaspor Spor Faaliyetleri A.Ş. adını aldı.
Turuncu-beyazlı ekip, kulübe Rumeli Holding'in sahip çıkmasıyla birlikte 1990-1991 sezonunda düştüğü 2. Futbol Ligi'nden, 1997-1998 futbol sezonunda yeniden 1. Lig'e yükseldi. Ancak 2000-2001 sezonunda yeniden 2. lige düştü. Camianın 1. Lig hasreti sadece 1 sene sürdü ve 2001-2002 sezonunda 2. Lig A Kategorisi'nde 3. olarak Süper Lig'e döndü..
Şirket hisselerinin Uzan ailesine geçmesinden sonra bu ailenin 2003 yılından itibaren yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle Adanaspor'da kötü günlerde başladı ve 2005 yılı Aralık ayında şirketin tasfiyesi istendi.Adanaspor, ekonomik zorluklar yüzünden 2003-2004 sezonunda önce 2. lig A Kategorisi'ne, ertesi sezon ise 2. lig B Kategorisi'ne düştü. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle maçlara çıkamayan Adanaspor, 3. Futbol Ligi'ne düşünce, kulüp tasfiye nedeniyle kapanma noktasına kadar geldi.
Kentin ileri gelenlerinin araya girmesi sonucu kulüp, Türkiye Futbol Federasyonu'nun 9 Haziran 2006 tarihli toplantısı sonucu yeniden Adanaspor adını aldı.
Halen kulüp başkanlığını yürüten iş adamı Bayram Akgül'ün takıma sahip çıkmasıyla Adanaspor, 2006-2007 sezonunda 2. Futbol Ligi B Kategorisi'ne, bu sezon da 2. Lig Yükselme Grubu'nun son maçında Pendikspor'u sahasında 4-2 yenerek Bank Asya 1. Lig'e yükseldi.
Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kapanma noktasındayken devraldığı Adanaspor'u bu noktaya getirdiği için oldukça mutlu olduğunu söyledi.
Elde ettikleri bu başarılarla yetinmeyeceklerini ve Adanalı sporseverlere daha büyük başarılar yaşatacaklarını anlatan Akgül, ''Yeni sezonda da Turkcell Süper Lig'i hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için elimizden geleni yapacağız'' dedi.

Fevzi Özkan.

Fevzi Özkan (Adanaspor)ALKIŞLIyorum Bu sıralar telefonu hiç susmayan bir oyuncuyu yazıyorum. Kimine göre "dinamo", bazılarına göre "maestro", Adanasporlulara göre ise bu yılın en isabetli transferi. Özel takipçileri, birbiriyle zamana karşı yarışan isteklileri var. Onu çok yakından takip eden çokça göz; bir yerlere "Acele!" notu düşen kalemler görüyorum. Şanlıurfaspor'dan transfer edildi. Takımının bu yılki başarısına belki de en çok katkı sağlayan oyuncusu oldu. Onu seyrederken gözlerinizin yorulduğunu ama Fevzi'nin hâlâ yeni başlamışçasına yorulmadan oynadığını görürsünüz.
Güney temsilcisinin dinamosu, orta sahanın hamalı, kritik gollerin ve sürekli bindirmelerin bu genç temsilcisini herkesten önce siz okuyun diye buraya gururla yazıyorum. Yedi kardeşli bir ailenin üçüncü çocuğu olan Fevzi, 21.06.1986 tarihinde Şanlıurfa'da doğdu. Futbola Yaşar Tosun yönetiminde Şanlıurfaspor formasıyla 'merhaba' dedi. Türkiye, Fevzi Özkan ismini bir yerlere not etsin. Onu çok duyacaksınız. Bizden hatırlatması.

Fener'in hali perişan 4-2

Fener'in hali perişan: 4-2
Küme düşme hattındaki Adanaspor'a kendi sahasında boyun eğdi
Tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşayan sarı lacivertli takım, Kurban Bayramı'nı da taraftarına zehir etti. Her hattıyla tel tel dökülen, sefilleri oynayan Fenerbahçe, lig üçüncülüğü hedefinden de uzaklaşmaya başladı.
UEFA Kupası'na katılma hesapları yapan Fenerbahçe, sahasında konuk ettiği Adanaspor'a şok bir şekilde yenildi. İlk devrenin son dakikasında Moldovan kırmızı kart gördü.
F.BAHÇE, ligdeki hayal kırıklığı zincirine bir yenisini de Adanaspor karşısında ekledi. Sarı lacivertli takım, kümede kalma savaşı veren rakibine sahasında 4-2 yenilmekten kurtulamadı.
DAKİKA 5: Moldovan sağdan ortaladı. Preko'nun ıskaladığı topu savunma uzaklaştırdı. Tayfun ceza yayı üzerinden sert vurdu. Top yandan autu boyladı.
GOL DAKİKA 8: Ali Asım'ın arapasına hareketlenen Cenk soldan ceza alanına girdi. İleriye çıkan Rüştü'nün yanından plase bir vuruşla fileleri havalandırdı ve takımını 1-0 öne geçirdi.
GOL DAKİKA 9: F.Bahçe, santra ile birlikte beraberliği yakaladı. Alpay orta alandan aldığı topla rakiplerinden sıyrıldı. Yaklaşık 25 metreden sert vurdu. Defansa çarpan top kaleciyi yanıltarak filelerle buluştu: 1-1.
DAKİKA 12: Moldovan ceza alanında topla buluştu. Seri çalımlarla rakiplerinden sıyrıldı. Dönerek vuruşunda top direği sıyırıp auta çıktı.
GOL DAKİKA 24: Moshoeu'nun korner atışında Johnson kalabalık savunma arasında yükselip, kafayı vurdu. Ve takımını 2-1 öne geçiren golü kaydetti.
DAKİKA 39: Ömer'in sağdan yaptığı ortada Moldovan'ın kafa vuruşunu kaleci Zdravkov yumrukladı, defans tehlikeyi uzaklaştırdı. Ve karşılaşmanın ilk yarısı F.Bahçe'nin 2-1 üstünlüğü ile sona erdi.
DAKİKA 52: Altan'ın ara pasında topla buluşan Cenk, ceza alanının sağ çaprazından bekletmeden vurdu. Top üstten auta gitti.
DAKİKA 55: Ogün'ün uzun pasında Hayati'nin ıskaladığı topu önünde bulan Preko sağdan ceza sahasına girdi. Kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyondaki vuruşunda top yandan auta gitti.
GOL DAKİKA 60: Volkan'ın soldan ortasında Uche'nin bıraktığı topu Rüştü ıskaladı. Ali Asım önünde bulduğu topu kaleye gönderdi ve skoru eşitledi: 2-2.
GOL DAKİKA 88: Cenk, Tayfun'dan kaptığı topla hareketlendi. Ceza alanına yaklaşırken, Altan'a nefis bir pas çıkardı. Bu oyuncu, penaltı noktasına kadar ilerledi ve kaleci Rüştü'nün yanından topu ağlara gönderde: 2-3.
GOL DAKİKA 89: Ahmet'in pasıyla buluşan Cenk, Johnson'dan sıyrıldı. Ceza alanına sokuldu, plase bir vuruşla maçın skorunu ilan etti: 2-4.

Kuruluş hikayasi.

Biz o zamanları hatırlamıyoruz doğal olarak tabi.
Anlatılanlardan anlıyoruzki Adanaspor ihtiyaçtan dolayı kurulması hasıl olmuş vuku bulmuş.Adanaya bir türlü gelmiyen başarı şehrirde yaşayan halkı endişeye ve öfkeye sevketmiş..
Adanasporun kuruluşu 1954 ilk kuruluş rengi sarı lacivert akınspor ile trospor birleşerekturuncu beyaz rengi alarak liğlere devam etmişir 1964 yılında forma rengiginde değişikliğe gidilerek turuncu beyaz rengi seçmişlerdir.Ayrıca Adanaspor Adanademirsporun feriköy maçı faciasından sonra kızgınlıktan dolayı kurulmasına etki sağlamıştır.


Adanaspor, Adana ilinde bulunan spor kulübü.

Renklerini Adana ilinin en önemli ekonomik tarım ürünleri olan pamuk bitkisinin beyazı ve narenciye ürününün turuncusundan almıştır.

Kuruluş yılı 1954 olan Adanaspor'un ilk kurucu üyeleri, Mehmet Şanlıtürk, Mustafa Bekbaş, Erol Erk, Ali Gedikbaş ve Dr.Muzaffer Eraslan'dır.

Kurulduğu sene, futbol branşında 2. kümede yer alan Adanaspor'un ilk forma renkleri Sarı-Lacivert olup takım aynı yılda 1. küme'ye terfi etme başarısı göstermiştir.

1964 yılında, profesyonel kulüp olma amacına yönelik olarak Akınspor ve Torosspor kulüpleri kendilerini feshederek Adanaspor ile birleştiler. Sarı-Lacivert olan renkleri Turuncu-Beyaz olarak tescil edildi.

Profesyonel Adanaspor'un kurucuları arasinda Mehmet Eroğlu, Mustafa Bekbaş, Ali Gedikbaş, Ahmet Kavrakoğlu, Musa Çaldağ, Nevzat Ağaoğlu, Cumali Aslankeser, Selim Zeper ve İsmail Kaplakaslan yer aldılar.

1966-1967 futbol sezonunda 2. Türkiye Ligi'nde yer alan Adanaspor, 1970-1971 sezonu sonunda Türkiye 1. Ligi'ne terfi etme başarısı göstermiştir.

Aynı yıl Gençlik ve Spor Bakanlığı Kupasını da kazanan Adanaspor, 1972-1973 sezonu Gençler Ligi grup şampiyonluğunun da sahibidir. 1971 - 1984 yılları arasında, 13 yıl Türkiye 1. Ligi'nde mücadele eden Adanaspor, 3 kez UEFA, 1 kez de Balkan Kupasına katılma başarısı göstermiştir. En büyük başarıları 1980-1981 sezonundaki ikincilik ve 1975-1976 sezonundaki üçüncülüktür.

Balkan Kupası maçını Bulgaristan'ın Akademik Spartul Studentes takımı ile yapan Adanaspor, UEFA Kupası maçlarının ilkini Avusturya'nin Salzburg, ikincisini Macaristan'ın Honved, üçüncüsünü ise İtalya'nın İnter Milan takımlarıyla oynadı. Ancak hiçbirisinde tur atlayamadı.İnter Milan'a karşı Adana'da Adana 5 Ocak Stadı'nda 3-1, İtalya'da 4-1 yenilerek elendi. 1983-1984 futbol sezonunda 2. Türkiye Ligi'ne düşen Adanaspor, 1987-1988 futbol sezonunda yeniden şampiyon olarak Türkiye 1. Ligi'ne yükselme başarısı göstermiştir.

Ekonomik sıkıntıların yoğun olduğu bu dönemde, sürekli yenilenen kongreler, istikrarsiz yönetimler, futbol takımına yansıyınca 1990-1991 sezonu sonunda Adanaspor tekrar 2. Türkiye Ligi'ne düşmüştür. 1996 yılında, Genel Kurul kararı ile şirketleşme yolunda ilk adımı atarak Adanaspor Spor Faaliyetleri A.Ş. adını almıştır. 1997-1998 futbol sezonu sonunda Adanaspor A.Ş. Futbol takımı yeniden Türkiye 1. Ligi'ne yükselme başarısı göstermiştir. Ancak 2000-2001 sezonunda yeniden 2. Türkiye Ligi'ne düşmüştür. 1. lig hasreti sadece 1 sene sürmüş ve 2001-2002 sezonunda 2. Lig A Kategorisinde 3. olarak Süper Lige dönmüştür.

Şirket hisselerinin Uzan ailesine geçmesinden sonra bu ailenin 2003 yılından itibaren yaşadığı ekonomik sorunlar yüzünden zor durumda kalmış ve 2005 yılı Aralık ayında şirketin tasfiyesi istenmiştir. Ekonomik zorluklar yuzunden önce 2003-2004 sezonunda 2. Lig A Kategorisine, ertesi sezon 2.Lig B Kategorisine düşmüştür. Aynı sebepler yüzünden maçlara çıkamayan Adanaspor, Türkiye 3. Futbol Ligine düşmüştür. Kulüp tasfiye sebebiyle kapanma noktasına gelmiştir.

Ali osman renklibayın anısından.

Ali Osman renklibayın unutamadığı bir anıdır.

Tarihi maçlardan birini oynuyoruz.
Maçın hakemi Macit sarıdana hakemle ne işimiz var demeyin çünki maça hakem damgasını vurdu o zamanlarda yine İstanbul takımlarına arka çıklırdı.
Maçta santra yapıldı miliç ali osmanın önüne topu yuvarladı Ali Osman renklibay orta sahadan attığı şut tam doksana takılıyor top filelerle buluşuyor.
Maçın hakemi golü iptal ediyor.
Necati karakaya o zaman hem spiker hemde spor yazarıydı.
Necati karakayaya taraftar namusun varsa maçın analizini doğru yazarsın diye tezeruhat yaptı.

Ali Osman renklibay Ankara gücünde oynarken trt de açık oturumda anılarını anlatırken Ali Osman renkli bay hayatında unutamadığı anıların başında Adanaspor forması altında fenerbahçeye orta sahadan attığı nizami golün verilmeyişini anlatmıştır hala bu nizami golün verilmeyişinin sebebini halen çözmüş değilim diyor..

Acı bir Trabzon hatırası.

Adanaspor
Trabzonspor
sıralar adanasporun" cefakarlar gurubuna takılıyorduk. gurup liderimiz hulusi abiydi. .inanılmaz bir coşkuyla takıma destek veriyorduk. fakat takım ligden düşmesi kesinleşmişti. varsa yoksa başkandı. sloganlarımız şöyleydi "hakan uzanlar gibi büyük bir başkanı var, ama bunun yanında futbolcular sahtekar,hakan uzanlar bunun alayını satsalar, yerlerine yepyeni futbolcular alsalar"... hapsi kaplan elele gibi tezarühatlarımız vardı."formanızı çıkarın öyle oynayın diyorduk bi yandan da.neticesinde hamili,oktaylı trabzondan 7 tane yemiştik

Ali Osman Renklibay Bu golü nasıl saymazsın hocam.

Ali Osman renklibayın unutamadığı bir anıdır.

Tarihi maçlardan birini oynuyoruz.
Maçın hakemi Macit sarıdana hakemle ne işimiz var demeyin çünki maça hakem damgasını vurdu o zamanlarda yine İstanbul takımlarına arka çıklırdı.
Maçta santra yapıldı miliç ali osmanın önüne topu yuvarladı Ali Osman renklibay orta sahadan attığı şut tam doksana takılıyor top filelerle buluşuyor.
Maçın hakemi golü iptal ediyor.
Necati karakaya o zaman hem spiker hemde spor yazarıydı.
Necati karakayaya taraftar namusun varsa maçın analizini doğru yazarsın diye tezeruhat yaptı.

Ali Osman renklibay Ankara gücünde oynarken trt de açık oturumda anılarını anlatırken Ali Osman renkli bay hayatında unutamadığı anıların başında Adanaspor forması altında fenerbahçeye orta sahadan attığı nizami golün verilmeyişini anlatmıştır hala bu nizami golün verilmeyişinin sebebini halen çözmüş değilim diyor..

Denizli sporla süper liğe çıkma mücadelesi yarışı ve mutlu son.

1.liğe çıkma mücadelesi veriyoruz denizliden puan almamız gereken maç,yorucu bir yolculuğun ardında denizliye ulaştık.Stada girmeye başladık yağmur yağıyor lavaboların olduğu yerlere sığındık taraftarın bir kısmı inşaat halindeki lavabodan taşları topladılar.Maçın başlama saati yaklaşmıştı yağmurda çisem çisem yağıyordu tribünlere döndük maç başladı ilk golü denizli buldu denizli taraftarı ha bire bizleri tahrik ediyordu Karşılıklı sataşmalardan sonra iş çığırından çıkmaya başladı.Birbirlerine sert cisimler atmaya başladılar.Onlar bizden yüksektelerdi , bizimkiler hazırlıklıydı daha önceden lavabodan aldıkları taşları onlara fırlatıyorlardı onlarda bizden varan taşları bize tekrar geri atıyorlardı bu taş atmalar sonucunda beraber maça gittiğimiz arkadaşım şevket abimin kafasına bir taş isabet etti.kafası kırıldı.kanlar içinde saha içine aldılar sardılar.neticede biz denizliden istediğimiz bir puanı volkanın yaklaşık 30 metreden attığı golle maçta beraberliği yakalamıştık yağmur hala devam ediyordu tüm taraftarımız soyunmuştu yağmur arasıra devam ediyordu ama dinleyen kim maçın sonları yaklaşıyor ama bizim için dakikalar geçmek bilmiyordu son düdük çaldı maçı berabere bitirmiş mutlu bir şekilde stadı terk etmiş otobüslerimize doğru yol almıştık.Otobüsler bindik Adanananı yolunu mutlu bir şekilde dönuyordukki mahalle aralarından apartmanlardan taş yağmuruna tutulduk camlarımızı parça parça ettiler bazı otobüslerimiz Adanaya camları kırık Adanaya ulaştık.arkasından herkesin bildiği o malum maç tarihi Eskişehir maçını alıp süper liğe yükseldik..

Denizli sporla çekişiyoruz.

1.liğe çıkma mücadelesi veriyoruz denizliden puan almamız gereken maç,yorucu bir yolculuğun ardında denizliye ulaştık.Stada girmeye başladık yağmur yağıyor lavaboların olduğu yerlere sığındık taraftarın bir kısmı inşaat halindeki lavabodan taşları topladılar.Maçın başlama saati yaklaşmıştı yağmurda çisem çisem yağıyordu tribünlere döndük maç başladı ilk golü denizli buldu denizli taraftarı ha bire bizleri tahrik ediyordu Karşılıklı sataşmalardan sonra iş çığırından çıkmaya başladı.Birbirlerine sert cisimler atmaya başladılar.Onlar bizden yüksektelerdi , bizimkiler hazırlıklıydı daha önceden lavabodan aldıkları taşları onlara fırlatıyorlardı onlarda bizden varan taşları bize tekrar geri atıyorlardı bu taş atmalar sonucunda beraber maça gittiğimiz arkadaşım şevket abimin kafasına bir taş isabet etti.kafası kırıldı.kanlar içinde saha içine aldılar sardılar.neticede biz denizliden istediğimiz bir puanı volkanın yaklaşık 30 metreden attığı golle maçta beraberliği yakalamıştık yağmur hala devam ediyordu tüm taraftarımız soyunmuştu yağmur arasıra devam ediyordu ama dinleyen kim maçın sonları yaklaşıyor ama bizim için dakikalar geçmek bilmiyordu son düdük çaldı maçı berabere bitirmiş mutlu bir şekilde stadı terk etmiş otobüslerimize doğru yol almıştık.Otobüsler bindik Adanananı yolunu mutlu bir şekilde dönuyordukki mahalle aralarından apartmanlardan taş yağmuruna tutulduk camlarımızı parça parça ettiler bazı otobüslerimiz Adanaya camları kırık Adanaya ulaştık.arkasından herkesin bildiği o malum maç tarihi Eskişehir maçını alıp süper liğe yükseldik..

Rıdvan Dilmen diyorki.

5 kulüpte çalıştım 4’ünde süper başarı gösterdim. Vanspor’u 1. lige çıkardım. Karşıyaka’yı 18'cilikten potaya soktum. Altay’da 8 maçın 7 sini kazandın. Diyarbakır'daki malum olaylardan çıkamadık. Adanaspor'la Türkiye kupasında yarı final oynayan nadir takımlardan olduk.

Adanaspor İnter maçı.

81-82 sezonu uefa kupasi ilk tur maclaridir.80-81 turkiye 1.ligini trabzonspor şampiyon olarak tamamlarken adanspor 2.olarak uefa kupasina katilmaya hak kazanmişti.ilk mac o zamanki adiyla adana $ehir stadinda oynanmi$ti. adanaspor, 3 numarali defans oyuncusu timucin ozer' in ilk dakikalarda attigi golle one gecmi$ti ve ilk defa bir avrupa kupasi maci izleyen adanalilar golde ne yapacaklarini $a$irmiş cilginlar gibi bagirmişlardi. 60.dakikaya kadar inter ecel terleri dokmuştu. ama son yarim saatte 3 gol yiyen adanspor maci 3-1 kaybetti.milanodaki rovanşta adanaspor maci 4-1 kaybederken şeref sayisini macin son dakikalarinda ahmet kahraman atmi$ti.inter' in o takiminin en taninmiş oyuncusu altobelli idi ve iki macta da gollerini yazmişti. serena diye de bir adam vardi inter' de ve yanliş hatirlamiyorsam adana' daki gollerden birini atmişti.adanspor' da deplasmandaki şeref sayisini atan ahmet kahraman daha sonra adana' daki ilk hali sahalardan birini acip işletmiştir.

Dıramatik bir bolu maçı anısı.

Küme düşme mücadelesi verdiğimiz yıllardan bolu maçı.
Sezonun son maçı yendiğimiz takdirde kümede kalacağız yenildiğimiz takdirde küme düşeceğiz beraberlik dahi kurtarmıyor.
Maç güzel başlamıştı tribunlerde coşkulu bir hava vardı.
Maçın 18.dakikasında bolu sporlu Halil İbrahim bizim kaleci erhanla karşı karşıya kaldı o an ben bayılmışım kardeşlerim ve arkadaşlarım beni hastaneye yetiştirdiler.
Çünki o pozisyon penaltıdan bile kolay atmaması mümkin değildi eyvah dedim gittik demişim bayılmışım.
Hastanede ayılıp kendime geldiğimde Adanasporun galip geldiğini öğrendiğimde inanamadım o pozisyon gol olmadımı diye hayretler içerisinde kaldım bunca eziyeti boşa çektiğimi anladım ama bu bir sevgi yürek dayanmıyor.
O sezon bu galibiyetle liğde kaldık.
Şevket Gülümsek.

Eski bir anı Ordu maçımız.

İlk birinci liğe çıkmak için mücadele verdiğimiz yıllar ordu sporla karşılaşıyoruz.
Yağmurlu havada maçı izliyoruz o zamanlar daha stad daha büyümemişti

Arka maratondan üç bidon boğma rakı iki poşet portakal iple çektik.
Portakalın içini oyar bardak yerine kullanırdık.


Birinci liğe çıkmamızda büyük katkı sahibi olan miliçe o zamanlar şeytan lakabını takmışlardı o zamanki o zamanların futbol dueyeni olan gündüz kılıç ve federosyonda görevli Orhan şeref apak miliçe ya bu adam değil şeytan demişlerdi.
Maçta bir ara Yalçın bir arapası attı miliç kılını dahi kıpırdatmadı,ikinci defa bir ara pası attı orhan orta sahadan, yine miliç oralı dahi olmadı,arkasından üçüncü pası yolladı yalçın miliç bu defa füze gibi fırladı aradan avut çizgisine yakın yerde topu yakalayıp topu geri çekip ampul gibi köşeye taktı,sonrası ordu çözüldü maçı 3-0 gibi bir skorla aldık.
Milicin kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü attıktan sonra maratondaki demirlerin altında oturuyordum golün verdiği sevinçle bir zıplarsam kafamı demirlere bir vurursam kafam birden hızlı çarpmasıyla darbe aldım kanlar içerisinde kaldım hala izleri durmaktadır.
Şevket Gülümsek.

1980-1981 Adanaspor Mersin.İ.Y.

bir sonraki gün çıkan gazetede maçla ilgili şu notlar var; adanaspor, mersin'i puansız gönderiyor: 1-0 adanaspor, mersin idmanyurdu'nu son dakika golü ile yenerek ikinciliğe yükseldi. her iki yarıda da üstün oynayan evsahibi takım arzuladığı gole ancak 89. dakikada ulaştı. bu dakikada bora takımına iki puan getiren golü kazandırdı.

Şampiyonlul için Eskişehir maçımız.

Adanaspor-Eskişehirspor:cemal gürseldeki çerezcinin üstünde eski bürodayız,ŞEKER maçından kalma kendi elimizle diktiğimiz bayraklar hazırlanıyor yeniden elden geçiriyoruz..Rahmetli abim üzerinde ne yazılı bakıyor .nasıl uğraşıyorsunuz oğlum diyor helal be sonra stada doğru ilerliyoruz adliye yanındaki e-5 teki yaya yolu kapalı değil o zamanlar,gruplar halinde stada ilerliyoruz.maça saatler var ..........Maça giriş normal şartlarda işkence gibi ancak bu maç özel VE HERKES ORADA OLMAK İSTİYOR .maça girmeye çalışırken sıradayız ve bir anne demir parmaklıklı kafesten yukarı çıkarak atlıyor BABA annesine 2 yaşında çocuunu adeta fırlatıyor.anne dikkatle kapıp başkalarının yardımıylada adam da atlıyor sıra mıra yok.girecek herkes gireck diyorlar...sayı sınırı yok.......saatler ilerliyor sıra ilerlemiyor gibi.ve giriş içerdeyiz saatler öncesinden ..ŞAMPİYON OLCAĞIZ BİNLERCE BAYRAK BİNLERCE ADANALI...rahmetli abim ben kardeşlerim hep maçtayız .....bir ara o kadar bunalıyoruz ki dalgalanmalar yüzünden 8-10 basamak ilerdeki adamla kavga ediyoruz.bana içi su dolu aile boyu PEPSİ pet şişesni fırlatıyor tam isabet .....küfürler havada kavga ediyoruz....neyse tezahüratlar güneş ve dalgalanmalar kybettiriyor izini adamın.maç başlıyor dakikalar ilerlerken artık turuncu diyecek halimiz bile yok ..........dışarıda kalanlar gitmemiş evine ..korhan 25 metreden çaprazdan çakınca goool diyecek halimizi var bağırıyoruz............. derken dörtlüyoruz.................şampiyonnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn o ara aiel boyunu fırlatan adamla sarılmış seviniyoruz ....kim kiminle konuşuyor ne oluyor ağlayanlar ..terleyemeyenler bile var susuzluktannnnnnnnnnnnnnnn..ŞAMPİYONNNNNNNNNNNNNNNNN..
Serkan Üstünkokan.

15 Ekim 2009 Perşembe

Adanaspor neden kuruldu.

Biz o zamanları hatırlamıyoruz doğal olarak tabi.Anlatılanlardan anlıyoruzki Adanaspor ihtiyaçtan dolayı kurulması hasıl olmuş vuku bulmuş.Adanaya bir türlü gelmiyen başarı şehrirde yaşayan halkı endişeye ve öfkeye sevketmiş..Adanasporun kuruluşu 1954 te kurulan adanasporun forma rengi sarı lacivert olup akınspor ile trospor birleşerek turuncu beyaz rengi alarak liğlere devam etmişir 1964 yılında forma rengiginde değişikliğe gidilerek turuncu beyaz rengi seçmişlerdir.Ayrıca Adanaspor Adanademirsporun feriköy maçı kaybettikten takımlarına çok kızmıştır. sonra kızgınlıktan dolayı Adanasporun kurulmasına karar vermiştiri.

Şeytan lakaplı Miliç.


1970'li yıllarda adanaspor ve beşiktaş'ta oynayan oyuncu.
futbolu bıraktıktan sonra iki yıl adanaspor'da antranörlük yapmış.adanaspor onun döneminde lig ikinciliği yaşamıştır.daha sonra beşiktaş'ın başına geçen miliç beşiktaş'ı şampiyonluğa ulaştırmıştır.
yugoslav futbolunun yetiştirdiği yetenekli ve centilmen futbolculardan biri olan dorde miliç 2 yıl forma giydiği adanaspor'dan 1973 yılında beşiktaş'a transfer oldu.78 lig maçında oynayıp 11 gol atan yugoslav futbolcu 1975'te beşiktaş'tan ayrıldı.
teknik direktörlüğe de adanaspor'da başlayan miliç, beşiktaş'ta kasım 1980'den nisan 1984'e kadar 3.5 yıl görev yaptı. bursaspor'da 84-85 ve 91-92 sezonlarında görev aldı. adanaspor'da 87-88 ve 89-90'da tekrar çalıştı. beşiktaş'ı 14 yıl sonra 1981-82 sezonunda şampiyonluğa taşıdı.

Adana sporun kalesini koruyan Velkovic’in tavsiyesiyle Adana spora transferi gerçekleşir.Ama milic sakat olarak Adana spora geliyor.Esnaflar,dolmuşçusundan tutunda manavına kadar kimse Milic’in alış verişinden para almazlarmış,Öylesine bir sevilmişki Adana’da halk arasında gezerken Milic’e bakmak onunla konuşmak dahi bizim için gururdur derlermiş.

Ona Orhan şeref apak şeytan lakabını takmış.Bir ordu spor maçıymış yalçın bir arapası atmış miliç kılını dahi kıpırdatmamış,ikinci defa bir ara pası atmış Orhan orta sahadan,yine Milic oralı dahi olmamış,arkasından üçüncü pası yollamış yalçın,Miliç bu defa füze gibi fırlamış aradan avut çizgisine yakın bir yerde topu yakalayıp topu geri çekip ampul gibi köşeye takmış.
Sonrası Ordu çözülmüş maçı 3-0 gibi bir skorla kazanmışız.

Adana spor, 1970-1971 yılında Belediye Başkanı Merhum Erdoğan Gönlüşen, teknik direktör Bülent Eken, Yugoslav futbolcu Dorde Miliç’in çabalarıyla Türkiye Birinci Futbol Ligi’ne çıkmayı başardı..
O zamanki 2. lig şampiyonluk maçıdır. Adana spor'a şampiyonluk için beraberlik de yetiyor,her iki takım 1. lige yani her durumda çıkıyor, fakat bu bir tür prestij maçıdır. Böyle bir ayrıntı söz konusu olunca maçı kazanıp lig şampiyonu olmak ayrı bir hava tabi.
Son dakikada Giresunspor bir gol atıyor ve skoru kendi lehine 1-0'e getiriyor. Adana spor hemen santraya geliyor ve Miliç, hala gol sevinci yaşayan Giresunspor kalecisini biraz öne çıktığını görüyor,Yalçına topu acele olarak önüne yuvarlamasını söylüyor,top kendisine geldiğinde aceleyle öne çıkan kalecinin üzerinden aşırtarak fileleri havalandırıyor,attığı bu golle skoru eşitliyor,

Maç penaltılara kalıyor, maçı penaltı atışları sonucu Adana spor kazanıyor.
Böylece Adana spor üst lige şampiyon olarak çıkıyor
06.12.1970, 12:15 Stad : Ankara 19 Mayıs Adanasporun o zamanki kadrosu:Velkoviç,Tufan,Behçet,Erdinç,Yalçın,Ayhan,Şahin,Ali,B.Orhan,K.orhan,Selahaddin,Miliç..

Adana sporlu Milic için artık Adana’dan ayrılma vakti gelmişti,Yogoslavya’daki sakatlığı nüksetmiştir. Şeytan lakaplı Milic bunu kimseye çaktırmadan gelir yönetimle konuşur,benim sakatlığım nüksetti,Beşiktaş’ta beni istiyor futbol hayatım bitmek üzere,beni satın kulüp para kazansın der.Yönetim Milicin isteğini uygun görür,öylede olur Milic’i Beşiktaş’a verir sonrası mı.? Beşiktaş’ta ancak altı ay top oynar.

Futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük hayatına başlar.
Sonraki yıllarda Adana sporun zor günler geçirdiği dönemlerden biriydi Adana spora teknik direktör olarak gelmişti,ancak biz o zamanlar 2,ligde idik,Federasyon bir türlü izin vermedi kulübeden maç yönetmesine,bir kaç maç tel kenarından takımı yönetti.




dorde miliç'in de adanaspor'da ve adanalılıkta ayrı bir yeri vardır. miliç durdurulması çok zor olan bir forvettir. adanaspor bir hafta içinde fenerbahçe ile biri kupa diğeri lig olmak üzere iki maç yapar. iki maçta da fenerbahçe'yi yener. fenerbahçe'nin biri libero diğeri savunma oyuncusu olan timuçin ve yılmaz iki maçta da durduramazlar miliç'i. çarşamba günkü ilk maçta miliç'i marke etme görevi timuçin'dedir, ama attığı ve attırdığı gole engel olamazlar. maç reşit ve miliç'in golleriyle 2-1 sona erer. lig maçı pazar günüdür. pazar günü miliç'i marke etmek için timuçin'in yanında yılmaz da yer alır. fakat yine başarılı olamazlar; reşit'in attığı golle adanaspor maçı 1-0 alır. o kadar gerilmişlerdir ki bu duruma, yılmaz ve timuçin'i arkasına alan miliç topla ilerlerken iki oyuncuda formasından çekmek zorunda kalırlar ve formanın bir parçası yılmazın diğer parçası da timuçin'in elinde kalır bu duruma çok sinirlenen miliç ki -artık serde adanalılığı da vardır-timuçin ve yılmaz'a yumrukla girişir. bir sezon sonra timuçin adanaspor'a transfer olmuştur. miliç'i madem durduramı-yorum bari aynı takımda oynayalım da sorun çözülsün diye düşünmüştür herhalde.

14 Ekim 2009 Çarşamba

Adanaspor posteri.

1)M.ulucan-2)İrfan-3)Murat-4)Osman-5)Nejat-)6-Sanırım Kayhan-7 Bakir-8)Ümit-9)?10)Razık 11)Özer.

Kayhan Kaynak'ımızın Fenerbahçe formasıyla gollerinden bir kaç tanesi.


14.10.1960 yılında Adana'nın Ceyhan ilçesinde doğdu.1973 yılında Adanaspor yıldızlar takımında futbola başlayan Çukurova'da yılın sporcusu seçilen Kayhan KAYNAK 1976 yılında genç milli takım formasını ilk defa sırtında taşımıştır.1978 yılında Adanaspor A takım kadrosuna dahil edilen yılın sporcusu Adanaspor A takımıyla ilk defa İstanbul'da Fenerbahçe'ye karşı oynamıştır.Kayhan yalnız Çukurova'da değil Galatasaray ve Fenerbahçe'ninde gözdesi olmuştur.
Ancak 1985 yılında Fenerbahçe'ye transfer olarak başarılı bir sezon geçirmiştir,uzaktan attığı sert şutlarla ve Ali Sami Yen stadyumunda Galatasaray'a 42.dk'da attığı güzel kafa golüyle Fenerbahçe'lilerin gönlüne taht kurmuştur.A milli takım formasıda giymiş olan futbolcu sırası ile Konyaspor,Eskişehirspor,Aydınspor,Adana Demirspor formalarını başarı ile taşımıştır.1994 yılında Adana Demirspor forması altında futbola ve hayata veda etti....

Giresun nostaljisi,

Yasi 45 in uzerinde olanlar hatirlar belki. 1971 yilinda 2.Lig de gruplarinda Sampiyon olan Adanaspor ve Giresunspor statu geregi Ankara da 2.Lig sampiyonluk maci oynamisti. 1 hafta ya da 15 gun sonra oynanan 2. ve 3. Lig sampiyonluk maci ki Adanaspor ve Izmir Denizgucu arasinda yine Ankarada oynanan maca babam ile birlikte gitmistik ama bu maca gitmemistik.Radyodan dinlemek zorunda kaldik maci.Tam detaylarini hatirlamiyorum ama ya macin ya da uzatmalarin son dakikalarinda Giresun bir gol atip one gecmisti. Tabii biz Adanasporlular radyo basinda yikildik, belki de radyo basindan uzaklastim. Spikerin bir daha Gooooolllll diye bagirmasi ile radyoya adeta kulagimi yapistiricasina ne olup bittigini anlamaya calisiyordum.Bir gol daha mi yedik acaba diye meraklandim. Ama isin asli farkli imis. Son dakikalarda atilan golun sevnci ile Giresunspor kalecisi arkadaslarini kutlamak icin kalesinden bir hayli uzaklasmis ve geri donmek icinde bir caba harcamamis olacak ki, santra vurusunda Milic topu hemen kendisine atilmasini istemis ve orta sahadan yolladigi fuze ile Giresun kalecisinin ne oldugunu anlamasina firsat vermeden topu filelerle bulusturmus. Bir sevinc, bir gozyasi anlatmak mumkun degil. O an radyo basinda bulunan herkesin de benimle ayn duygularda oldugunu tahmin etmek cokta abarti olmasa gerek.Sonucta Giresunu sanirim uzun gecen penalti vuruslari ile yenip 2.Lig Sampiyonluk kupasini da aldik. Bu unutamadigim anilardan bir tanesi belki de en onemlisidir.

Mahir Alev.